16 Aralık 2020 22:57

Testosteron lağımı

Tezahürat yapan sehirciler

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Ülke gündemi, cinsel taciz ifşalarıyla sarsılırken en popüler spor dalı olan futboldaki cinsiyetçiliği daha derinlemesine sorgulamanın tam zamanı. Futbol, özellikle gençleri ve çocukları etkileme gücüyle bu konuda kendi başına ele alınmayı hak ediyor...

Medyada ve sosyal medyada hiç sakınmadan kullanılan cinsiyetçi dilin yanı sıra cinsiyetçi küfürler de futbol kültürümüzün ayrılmaz bir parçası. Küfürler ya da cinsellik anındaki erkeğin aktifliğiyle özdeşleştirilen erilleştirilmiş fiiller/ifadeler, yerine göre eleştiri, yerine göre de övgü argümanı olarak bolca kullanılıyor. Medyasıyla, sosyal medyasıyla küfürlü eril dilin, bu alanın mutlak hakimi olduğunu söylemek mümkün...

Kadınlar; “Futbol erkek oyunudur”, “Kadınlar narin fiziksel yapılarıyla bu oyunu hakkıyla oynamayı beceremez”, “Kadınlar futboldan ne anlar” vb. söylemlerle daha en başından küçümsenip bu oyundan dışlanıyor. Onlara futbolda ancak, kaybedenin etek giyerek aşağılanması üzerine girişilen bahislerde ya da “Dansöz/karı gibi kıvırma” türünden cinsiyetçi söylemlerde yer veriliyor.

Bazı eski kulüp başkanlarının, “Karı gibi arkadan konuşuyorlar”, “Kadın gibi yaşamayacağız, adam gibi öleceğiz” şeklindeki açıklamaları da ibretlik cinsiyetçilik örnekleri arasında yer alıyor. Bu tür laflar ve sürekli parlatılan “adamlık” olgusu, kuşkusuz gaf olarak değil, içselleştirilmiş yüce erkeklik algısının ürünü olarak ağızlardan dökülüyor.

Unutmayalım ki, her cinsiyetçi söylem, her cinsiyetçi küfür taciz, tecavüz, cinayet ateşine atılan bir odundur…

Malum; zehirli erkeklik, varoluşunu cinsel organı üzerine inşa edip, cinsel organı üzerinden anlamlandırmaya çalışır. Bunun sonucunda da sevinçten mutluluğa, şaşkınlıktan hüzne, üzüntüden öfkeye kadar her türlü duygusunu, erkekliğin kendisine sağladığına inandığı “üstünlükten” aldığı güçle; koymalı, geçirmeli, sokmalı söylemlerle ortaya koyar. Her lafa “koyarak” başlar, her lafı “koyarak” bitirir…

Kadın kırımının yaşandığı ve neredeyse her gün en az bir kadının erkeklerce öldürüldüğü bu ülkede AMK ismiyle gazete çıkarılıyor ve bundan rahatsız olanların sayısı o kadar az ki. Tersi olsa zaten söz konusu gazete bu isimle yaşama şansı bulamazdı.

Aslında bütün bunlar, bastırılan rıza dışı cinsellik (taciz/tecavüz) arzusunun dışarıya yansımasından başka bir şey değil…

Hal böyleyken, işin içine bir de fanatik taraftarlık girince, futbol ortamı tam bir testosteron lağımına dönüşüyor...

Böyle bir ortamda, futbol dünyasını yakından izleyen çocukların ve gençlerin, kadınlara ve diğer farklı cinsel yönelimlere saygı duyacak, onları eşiti sayacak bir düşünsel gelişime ulaşması beklenebilir mi? Yoksa erkekliğin yüceltilip diğer bütün cinsel yönelimlerin aşağılandığı bir ortamdan yeni tacizciler, yeni tecavüzcüler, yeni caniler mi ürer?

Taraftarlık, insanı öyle şuursuz hallere sürükleyen bir olgu ki, kadın taraftarlar arasında bile, erkeklere ayak uydurarak kendi cinsini aşağılayan cinsiyetçi küfürlere eşlik edenlere rastlayabiliyoruz. Ne hazin. Oysaki cinsiyetçi küfürler tacizdir, şiddete, tecavüze, cinayete giden yolun ilk adımıdır…

Bir de “Can Yücel de küfür ederdi”, “Küfür işçi sınıfının ağzında bir çiçektir” gibi müthiş(!) laflarla küfre kılıf uyduranlar var. Madem Can Yücel’den, işçi sınıfından söz ederek ne kadar yüksek bir bilince ve duyarlılığa sahip olduğunuzu gösteriyorsunuz, o zaman bu kıymetli birikiminizle bir zahmet cinsiyetçi olmayan küfürlerinizi de üretiverin…

Cinsiyetçiliğin faşizme giden yolu döşeyen taşlardan birisi olduğu gerçeğini hiç unutmamak lazım…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...