12 Ekim 2020 00:20

Yol ayrımında Şili

Eylem yapan Şili halkı

Fotoğraf: Deniz Bozkurt

Paylaş

Şili, 2019’un ekim ve kasım aylarında yaşadığı devasa halk hareketinin sonucu olarak 25 Ekim’de sandıklara gitmeye hazırlanıyor. Halkın önünde iki soru bulunuyor; Yeni bir anayasa istiyor musunuz; Yeni anayasayı tamamı seçimlerle belirlenecek bir anayasa meclisi mi yoksa yarısı mevcut senatodan oluşacak ve yarısı da seçimlerle belirlenecek karma bir meclis mi yazmalı? Seçimler yaklaşırken “Onaylıyorum” seçeneğinin toplumun büyük bir kısmı tarafından benimsendiği açık ve yeni anayasanın yeni bir anayasa meclis tarafından yazılması talebinin kazanacağı en büyük ihtimal olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yeni anayasanın yeni bir meclis vasıtasıyla oluşturulması talebinin güçlü olması iki açıdan anlaşılabilir. Birincisi Sebastian Piñera başkanlığındaki mevcut hükümete olan destek oranı salgın başlamadan önce bile büyük ölçüde düşüşe geçmişti. Piñera hükümeti salgının hem meşruiyet üretmek için hem de önü alınamaz toplumsal ‘patlama’nın kontrol altına alınabilmesi için önemli bir fırsat yaratabileceğini düşündü. Hızlı bir biçimde solunum cihazları temin edilerek yoğun bakım yatak kapasitesinin arttırılmasına gidildi, Latin Amerika’nın en yaygın test yapılan ülkesi konumuna gelindi. Aynı zamanda asker ve jandarma vasıtasıyla başta Santiago’da olmak üzere geniş çaplı sokağa çıkma yasakları ve karantinalar ilan edildi. Salgın bahanesi ile askerin sokaktaki varlığını arttırma adımı geri teperken, salgının yayılma hızı da büyük oranda durdurulabilmiş değil. Ancak salgının asıl yıkıcı etkisi sosyoekonomik krizin derinleşmesi oldu. Salgın dolayısıyla özel emeklilik fonundan, isteyenlerin ceza payı ödemeden biriken paranın yüzde onuna kadar tekabül eden bir miktarı çekebilmesi yönündeki kanun teklifi hükümetin tüm gücüyle karşı çıkmasına rağmen kabul edildi. Bu bağlamda, salgının Piñera hükümetinin beklediği gibi bir siyasi kazanca tahvil edilmesi mümkün olmadı.

İkinci sebep ise mevcut sosyoekonomik krizin temelde 1980 Pinochet Anayasasının ürünü olduğu gerçeğinin artık tüm toplum tarafından kabul ediliyor olması. Pinochet rejimi arkasında sadece eşitsiz sınıfsal yapıyı kurumsallaştıran bir politik düzen ve neoliberal ekonomik miras bırakmadı. Aynı zamanda onu, Anayasa ile somutlaştırarak değiştirilmesini imkânsız hale getirdi. Örnek vermek gerekirse, tüketici koruma kanununda yapılan ve tüketici lehine olacak bir düzenleme bile Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilebilmektedir. Toplumsal patlamaları ve reaksiyonları önlemek için ise askerileşmiş bir polis gücü oluşturulmuş ve onların her fiilinin cezasız kalması güvence altına alınmıştır.

Geçtiğimiz hafta Santiago’da gerçekleşen eylemlerde polisin 16 yaşında bir eylemciyi köprüden iterek Mapocho nehrine atması ve neredeyse gencin ölümüne sebep olması buna örnek olarak gösterilebilir. Her zaman olduğu gibi polis siyasiler tarafından desteklendi, yaşanan olaylar talihsiz bir kaza olarak adlandırıldı. Geçtiğimiz akşam salgının başından beri gerçekleşen en büyük eylemlerden biri olan protestolar, şehrin belediye başkanı tarafından terörizm olarak nitelendirildi.

Tüm bunlar göz önüne alındığında Şili’nin gerçekten bir yol ayrımında olduğu söylenebilir. 2019 ‘patlaması’nın ortaya çıkardığı taleplerin doğru bir yöne kanalize olduğunu görmek, 1980 Anayasası değiştirilmeden ülkede hiçbir anlamlı demokratik değişimin gerçekleşmeyeceğinin toplumun tamamı tarafından idrak edildiğini tespit etmek ise ülke açısından gerçekten umut verici. 1980 Pinochet Anayasasının değiştirilmesi, gerçekten demokratikleşme, sosyoekonomik eşitsizliklere karşı mücadele etme, seçkinlerin ve büyük sermaye gruplarının gücünü kırmak için güç harcama sürecinin ilk adımı olma kapasitesine sahip.

Hamiş: Bu satırlar yazılırken Bolsonaro twitter hesabından Che Guevara’nın katledilmesinin yıl dönümünü kutlayarak Latin Amerika’da bir kırılma noktası olduğunun altını çiziyor, Bolivya’daki darbeci hükümet ise seçimlere bir hafta kala Che’yi öldüren askerlere madalya dağıtıyordu. Ölümünden 50 sene sonra Che’nin ve devrimci ruhun bugün hâlâ bu kadar önemsenmesinin basit bir rövanşizm olarak küçümsenmesi veya rastlantısal olarak görülmesi yanlış olacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa