25 Ağustos 2020 00:01

Bu goller kimin için?

Giresun'da meydana gelen selin ardından çamur, toprak ve balçık altında kalan yol ve yol kenarındaki dükkan ve evler.

Fotoğraf: Tuğba Yardımcı/AA

Paylaş

Alper Kaya

Tüm yazıları

Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda Beşiktaş’ın rakibinin PAOK olduğu andan itibaren hem bireysel sosyal medya paylaşımlarıyla hem de PAOK Başkanı Savvidis başta olmak üzere kurumsal kimliklerini ön plana çıkaran kişilerin tavırlarıyla maça gereğinden üst seviyede bir milliyetçi hava yüklendi. Üstüne üstlük, bir süredir içinde bulunduğumuz politik atmosferler nedeniyle maçın milliyetçilik kanadında daha fazla etki yapması adına olsa gerek; bu karşılaşmanın Demirören Holdinge bağlı olan Kanal D üzerinden yayımlanacağı bizzat Gençlik ve Spor Bakanı tarafından açıklandı.

Kuvvetle muhtemel, demeçlerinin çok ciddiye alınacağını düşünmeyen Savvidis, Türkiye nezdinde bakanlık seviyesinde ‘muhatap’ bulup da maça beklenenden fazla ilgi olacağını anlayınca (iddialara göre) kulüp yönetimiyle bir telekonferans yaparak misafirperverlikte gerekli özenin gösterilmesini istedi…

Ancak bence, biraz geç kaldı.

Son dönemde önce Ayasofya’nın ve ardından Kariye Müzesi’nin cami yapılması, her üç yılda bir olduğu gibi bir yerlerden doğal gaz kaynağının keşfedilmesi, İYİ Parti ile Cumhur İttifakını bir araya getirme çabaları gibi oy anlamına gelen her potansiyeli değerlendirmekte çaba gösteren bazı grupların PAOK- Beşiktaş maçını da hedef alacağı gün gibi aşikar.

Unutulmaması gereken bazı şeyler var…

Maçta kaç gol atılırsa atılsın, anımsanması gerekenler…

Daha iki gün evvel Giresun’da müthiş bir afet yaşandı. Gözünü inşaat bürümüş güruhun el birliği ile imza attığı bu felakette yurttaşlarımızı yitirdik.

Onun birkaç gün öncesinde, “Yepyeni bir Ayder Yaylası olacak!” diyerek Ayder Yaylası için imar müjdesini verdi Cumhurbaşkanı.

Onun da birkaç ay öncesinde Kamilet’e dökülen atıklar ve bölgede yapılmaya devam eden HES nedeniyle bölgenin dillere destan doğal güzelliği sekteye uğramıştı.

O kadar uzaklaşmak istemeyenlere…

İstanbul’un orta yerinde Galata Kulesi’ne restorasyon adı altında, ‘Katli vaciptir’ imzasını vurmaya başladılar.

Sadece anıtlar ve tabiat da değil elbette…

Bir milletvekilinin evinde ölü bulunan Nadira Kadirova’dan sonra Gaziantepli ünlü bir iş adamının evinde çalışan Nepal uyruklu Monna Rai’nin de ölü bulunduğu ortaya çıktı.

5 Ocak’tan beri kayıp durumda olan ve intihar etmediği de bilirkişi raporu ile kanıtlanan Gülistan Doku’yu arama çalışmaları bu hafta sonlandırıldı.

Sadece kadınlar da değil…

Başlayan av sezonu öncesi, İstanbul Sözleşmesi’ne karşıtlığı ile nam salan ve kendi ‘tarafının’ dahi tepkisini üstüne çekmeyi başaran Abdurrahman Dilipak hayvan hakları için çıkarılması istenen yasaya da ateş püskürerek “Sinek, yılan, hamam böceği de hayvan. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz acaba?” sorusunu yöneltti.

Bu ülkede her şey olmak zor da milliyetçi olmak çok zor olmasa gerek. Birkaç golle tazeleniyor ne de olsa nefesimiz. 90 dakikanın sonrası da, öncesi de kimin umurunda?

YAZARIN DİĞER YAZILARI