19 Temmuz 2020 00:08

Nazilerin çaldığı çocuklar

Fotoğraf: Wikimedia Commons

Paylaş

Naziler 1939’da Polonya’yı işgal ettiklerinde gördükleri sarışın ve mavi gözlü çocuklara çok şaşırdılar. Karşılarına çıkan Polonyalı çocukların “saf ırk” Alman çocuklarına benziyor olmasını beklemiyorlardı. Polonyalılar “aşağı ırk” oldukları için çocuklarının başka türlü görünmesi gerekiyordu. Berlin’e gönderilen bilgiler incelendi ve Nazi rejiminin çarkları kararını verdi. Bu çocuklar ana babalarından alınacaktı. Yani çocuklar çalınacaklardı. Çocuk çalma kampanyası Nazilerin diğer kampanyaları gibi çok titiz ve amansızdı.

1943 yılı yaz aylarında genç bir anneye, 5 yaşındaki oğlunu ertesi sabah ilçe merkezindeki hükümet binasına getirmesi söylendi. Oğlu Alojzy sarı saçlı ve mavi gözlü bir çocuktu. Naziler onu başka çocuklarla birlikte daha sağlıklı olabilmesi için bir yaz kampına göndereceklerini söylüyorlardı. Genç anne kendisine söyleneni yapmadı. Bunun üzerine askerler eve geldiler ve oğlunu aldılar. Alojzy gibi köylerden toplanan çocuklar ilçe merkezine götürüldüler ve tren istasyonunda onları bekleyen SS subaylarına teslim edildiler. Çocukları çalınan ana babalara başka hiçbir bilgi verilmedi.

Yaklaşık beş yıl süren çocuk çalma kampanyası süresince Nazilerin 200 binden fazla çocuğu Polonya’dan Almanya’ya gönderdikleri düşünülüyor. Heinrich Himmler Ekim 1943’de SS subaylarına şöyle söyleyecekti: “Bu çocukları almak ve bulundukları yerlerden koparmak gerekiyor. Gerekirse onları evlerinden çalacağız ve Almanya’ya göndereceğiz.

Heinrich Himmler bunları söylerken, rejimin ideoloji mekanizması gerekli açıklamaları çoktan üretmişti. Bu güzel çocuklar başka bir ırktan olamazdı. Bu Polonyalı çocuklar Alman ırkından geliyor olmalılardı. Saf ırkın çocuklarını Polonya’dan almak ve Büyük Almanya’ya göndermek onları kurtarmak anlamına geliyordu. Onların vatanı ancak Nazi Almanyası olabilirdi. Bu korkunç fikirler daha sonra Çekoslavakya, Slovenya, Beyaz Rusya ve Ukrayna’da da yürürlüğe konulacaktı.

Naziler Polonya’dan çaldıkları çocukların fotoğraflarını çektiler ve fiziksel özelliklerini incelediler. Göz ve saç rengi, burun uzunluğu gibi toplam 62 özelliğe uygun görülen 2-6 yaş arası çocuklar, “Alman” olarak damgalanacak ve “saf ırk” olduğu kesin kişilere, yani SS subaylara evlat olarak verileceklerdi. Her çocuğa yeni bir ad verilmesi gerekiyordu. Çocukların yeni adlarını benimsemelerini kolaylaştırmak için asıl adlarına benzer yeni adlar seçilmişti. Nazi rejimi çocukların gerçek kimliklerinin yok edilmesi için gerekli sahte belgeleri düzenleyecekti.

Polonya’dan çalınan çocukların hepsi yeterince “Alman” değildi. İncelemeler ardından “Aryan” olmadığı düşünülen çocuklar Auschwitz ve Treblinka toplama kamplarına gönderildiler. Bu çocukların hemen hepsi diğer tutsaklar gibi daha sonra öldürülecekti.

Nazilerin çocuk çalma kampanyası ve ırka dayalı saf kan çocuk üretme politikasının ne kadar korkunç olduğu daha önce Evrensel’de özetlenmişti: Lebensborn e.V. (Yaşam Kaynağı), Nazi ırk anlayışına dayanan “ırksal olarak saf ve sağlıklı” olarak sınıflandırılan kişilerin abartılı ilişkiler yoluyla “Aryan” çocukların doğum oranlarını yükseltmek amacıyla Nazi Almanyası’nda SS tarafından başlatılan ve devlet tarafından desteklenen kayıtlı bir birlikti. Böylece fabrika üretimine benzer şekilde, üstün ırka ait çocukların sayısının artırılması hedeflendi.

Çocuklara yönelik acımasız politikalar eskimiş ve Türkiye’den çok uzağa düşen meseleler değil. Müslümanlaştırılan Ermeni kızlar ve Türkleştirilen Dersimli kızlar artık üzerinde konuşulabilen büyük yaralar. Bir gün gerekli yüzleşmeler de gerçekleşecek. Ama tehlike bugün de sürüyor. Günümüz Türkiyesi'nde kapkara günler yaşanırken, Türkiye’de ve komşularında çocukların tehlikede olmaması beklenemez.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...