‘Ek zam’ talebi bütün emekçi kesimler için acil taleptir
Fotoğraf: Evrensel
Önceki gün KESK’e bağlı sendikaların şubeler platformları;
-Grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkı,
Ek zam
-Ek ödemelerin yapılabilmesi için ek bütçe talebi ile çeşitli illerde basın açıklamaları ve “bordro yakma” eylemleri düzenledi.
Bir yandan ek zam talebiyle ay başında duyurduğu imza kampanyasını sürdüren KESK, sadece üyelerini değil sendikalı-sendikasız bütün kamu emekçilerini kapsayacak bir çalışmanın yürütülmesini amaçlıyor.
KAMU EMEKÇİLERİ NEDEN EK ZAM İSTİYOR?
Geçtiğimiz ağustos ayında, “Beklenen enflasyon” esas alınarak, “yüzde 4+4+enflasyon farkı” (2021 için de 3+3+enflasyon farkı) olarak bağıtlanan toplu sözleşmenin bugün artık yaşanan fiyat artışlarını karşılamadığını belirten kamu emekçileri, kayıplarının karşılanması için “Maaşlarına ek zam yapılmasını” istiyor.
TÜİK, haziran ayındaki yıllık enflasyonu yüzde 12.62 olarak ilan ettiğine göre, bunun memurların maşlarına yansıması da yüzde 1.75 olacaktır. Temmuz ayında memur ve memur emeklilerinin maaşlarına yüzde 4 sözleşme ve yüzde 1.75 enflasyon farkı olmak üzere yüzde 5.75 zam yapılması beklenmektedir! TÜİK’in -Erdoğan ve Albayrak dışında kimsenin inanmadığı- enflasyon rakamlarına göre bile, kamu emekçilerine yapılan zam “sıfır zam”dır!
Nitekim aynı TÜİK, haziran ayındaki gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki enflasyonun yüzde 19.20 olduğunu söylemektedir. Ki, bu aynı zamanda emekçinin enflasyonu demektir. Çünkü emekçiler, ellerine geçen ücretin yüzde 70-75’ini gıda harcamalarına ayırmak zorunda kalmaktadır. Her geçen gün bu oran daha da büyümekte, emekçinin enflasyonu ile gıda enflasyonu birbirine çok daha fazla yaklaşmaktadır.
Bu durumda TÜİK’e göre bile emekçinin enflasyonu; 12.62-19.20= -6.58’dir. Yani emekçi geçen yıla göre yüzde 6.58 daha fakirleşmiştir.
Tabii TÜİK’e göre! Çünkü, gelişmeleri az çok nesnel bir gözle inceleyen iktisatçılar ve sendika uzmanlarının yaptıkları hesaplara göre emekçinin gıda harcamalarındaki yükseliş yüzde 30’lardadır. Dolayısıyla emekçinin gerçek enflasyonu yüzde 30’lar dolayında seyretmektedir.
Burada, kamu emekçilerinin “ek bütçe” talebinin, “Ek ödemelerin ödenebilmesi” ile bağlantılı, dolayısıyla “Savaşa değil sağlığa, eğitime bütçe”, “Halk için bütçe” talebiyle bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır.
GREVLİ TOPLU SÖZLEŞMELİ SENDİKA HAKKI İÇİN MÜCADELE İHTİYACI
KESK şubelerinin basın açıklamalarında dile getirilen “grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı” talebi de, kamu emekçileri için son derece önemli ve tüm öteki talepleriyle de bağlantılı bir taleptir. Daha alanlara çıktıkları ilk yıllardan beri, kamu emekçilerinin en önemli talepleri “Grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı” olmuştur. Bugün de bu talep bütün yakıcılığı ile ortadadır.
Çünkü iktidarlar;
1) Sendikaları grev hakkıyla birleşmeyen bir toplu sözleşme hakkıyla sınırlandırarak,
2) Toplu sözleşmeyi bir aya sıkıştırıp “Ya benim dediğim koşullarda sözleşmeyi imzalarsınız ya da YSK’ye götürürüm” tehdidine başvurarak,
3) Toplu sözleşmenin olmazsa olmazı olan maaş zammını, “Beklenen enflasyon+gerçekleşen enflasyon farkı”na bağlayarak TİS yapmayı, hatta sendikalı olmayı gereksiz bir külfete dönüştürerek,
4) Resmi toplu sözleşme masasını bir orta oyunu sahnesi gibi kullanarak, sendika hakkını kamu emekçilerine oynanan bir oyuna dönüştürmüştür.
Bu nedenledir ki, bugün bütün yaşananlardan sonra, kamu emekçilerinin ana kitlesiyle, gerçek bir “grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı”, yani “Bize nasıl sendikalar lazım?” tartışmasının hakkıyla yapılabilmesi pek çok bakımdan önemlidir.
‘EK ZAM’ TÜM EMEKÇİLERİN TALEBİ!
İktidarın pandemiyi bahane ederek emekçilerin hak mücadelesini yasaklamasından önce işyerlerinde “ek zam” talebinin gündeme geldiğine dair haberleri gazetemizin sürekli okurları hatırlayacaktır.
Pandemi sürecini de kullanarak krizin ve virüsle mücadelenin yarattığı tahribatın faturasını işçilere, kamu emekçilerine ve tüm diğer halk kesimlerine çıkarmayı amaçlayan iktidar ve arkasındaki sermaye güçlerinin uygulamaları işçileri, emekçileri, halkı hızla yoksullaştırmaktadır.
Öyle ki, bugün emekçi kesimlerin geçim koşulları 2019’la kıyaslanamayacak düzeyde aşağıya çekilmiştir. Yani 2019’un sonunda tespit edilmiş asgari ücret, yapılan TİS’leri, her türden ücret ve sosyal yardım zamlarını anlamsızlaştırmıştır!
Bu da tüm emekçi kesimler için “ek zam” talebinin öne çıkmasını sağlayacak zemini son derece genişletmiştir.
Evet böylesi yaygın bir girişimin bugün KESK’ten gelmesi önemlidir. Ama diğer konfederasyonların da bu talebe katılması, dahası sendikalı-sendikasız tüm iş yerlerine yayılan bir talebe dönüştürülmesi, elbette ki sınıf partisine, işçi gazetesine, emekten yana ilerici demokrat çevrelere, ileri işçilere, mücadeleci sendikacılara düşmektedir.
Çünkü talebin zemininin genişlemiş ve aciliyetini artıran etkenlerin büyümüş olması her şeyin kendiliğinden olup biteceği anlamına gelmiyor.
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05
- İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir 13 Mart 2024 05:15