04 Temmuz 2020 00:50

Muhalefete sorular

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Türkiye bölgenin güçlü ve etkili ülkesi. NATO üyeliği ve Rusya ile ilişkileri etkinliğini daha da artırıyor. Epeydir oyun kurucu pozisyonunu yitirmiş olsa da oyun bozucu gücü var. Agresif üslup başta olmak üzere yanlış dış politik yaklaşımlar sebebiyle bölgenin neredeyse bütün ülkeleri ile kriz halinde. Bazıları ile ilişkileri tamamen kesik, birkaçında vekalet savaşının tarafı…

Türkiye bütçesinin bir kısmı bir süredir açık savaş halinde olmadığı cephelerde yürüttüğü savaşlara rezerve. Dış politikaya dışarıdan bakıldığında belirsizlik hakim; belki politikayı belirleyenlerin görüş açıları temiz, menzilleri uzun olabilir ama dışarıdan görünen sisli-puslu bir belirsizlik.

Velhasıl Türkiye, epeydir bölge ülkelerinin spotlarının altında. Kriz yaşayan, nefret eden, düşmanlık güden, uzak kalmaya veya dost olmaya çalışan bütün ülkeler tarafından yakından izleniyor.

Türkiye içindeki her gelişme bölge basınının, sokaklarının gündemine de giriyor.

“Arap sokakları Türkiye’yi hasretle bekliyor” illüzyonuna veya “Herkes Türkiye’den nefret ediyor” genellemelerine düşmeden Türkiye’ye dair sorulan çok soru var.

Bu soruların önemli bir kısmı da muhalefete dair.

En azından bölge gazetecilerinden, tanıdıklardan, taksicilerden velhasıl Türkiyeli bir gazeteci olduğumu bilenlerden gelen soruları aktarmak istedim.

Sorulara geçmeden önce muhalefete genel bakışa dair birkaç noktayı da belirtmek gerek sanırım.

Öncelikle bölge basınında Türkiye muhalefetinden kasıt CHP.

HDP hâlâ büyük ölçüde Kürt partisi olarak adlandırılıyor (Hizbül Kürdi).

CHP tarafından yapılan birçok açıklama bölge basınında yer buluyor.

HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın uzun süredir hapiste tutulduğu, partiye yönelik baskı olduğu da biliniyor. Bunlar HDP’nin Türkiye içindeki durumuna ilişkin yaklaşımlar.

Ancak muhalefete yönelik sorulara HDP de dahil.

En çok sorulan sorular;

-CHP ve HDP’nin dış politikası ne? AKP öncesi uzlaşma-tarafsızlık esaslı bir politikaları mı var yoksa mevcut dış politikada AKP’yi sadece yöntemler açısından mı eleştiriyorlar? Bu arada CHP’nin Suriye Konferansı düzenlemesi büyük bir etki yarattı. Ancak hükümetin Barış Pınarı Operasyonu’na CHP’nin destek vermesi bu etkiyi aynı ölçüde tersine çevirdi. Sadece Suriye’de değil bölge basınında da CHP’ye dair çok sayıda eleştiri yazıları yazıldı.

-CHP ve HDP’nin dış politikada kırmızı çizgileri neler? Mesela, HDP Libya operasyonuna AKP’ye muhalefet olmak için mi karşı çıkıyor yoksa gerçekten bunun ülke çıkarına aykırı olduğunu mu düşünüyor? CHP için ülke bekası, milliyetçilik, ülke çıkarı tanımları tam olarak ne anlama geliyor?

-Sanırım karşılaştığım en ilginç sorulardan birini Cezayirli bir gazeteci sormuştu; CHP ve HDP, dış politikaya dair açıklamaları neden AKP’nin mevcut politikalarına eleştiri üzerinden yapıyor? Kendi fikirleri mi yok yoksa dış politikada hiçbir etki yaratamayacaklarını mı düşünüyorlar?

-CHP ve HDP neden Mısır gibi ülkelerle ilişki kurmuyor? AKP, bu partiler üzerinde bu kadar etkili mi? Kendi tabanları mı bu tip ilişkiler kurulmasına karşı?

-CHP ve HDP, bölge ülkelerini tanıyor mu? Arapça bilen kadroları var mı? Seçim döneminde hükümeti kazandıklarını var sayalım; ertesi gün nasıl bir dış politika ile uyanacak Türkiye? Mesela, Libya’dan asker çekip Suriye ile barışacak mı?

-AKP öncesi dönemde Türkiye’nin yüzü bölge ülkelerinden çok Avrupa’ya dönüktü. Dolayısıyla Türkiye-bölge ülkeleri ilişkileri sınırlı ve hatta bazı ülkelerle oldukça yüzeyseldi. Her iki partinin de bölgeye yönelik bakışları, değerlendirmeleri değişti mi?

Çok sayıda soru var elbette ancak genel olarak buralarda insanlar CHP ve HDP’nin bu coğrafyaya dair ajandasının belirsizliğine odaklanmış durumda.

Birçok soruya ben de cevap veremedim; soruya soru ile karşılık vermeyi tercih ettim. Açıkçası ilginç cevaplar aldım. Bu da bir başka yazının konusu olarak kalsın şimdilik.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa