18 Haziran 2020 00:45

Halk için halkı açlığa mahkum etmek!

Suriye'de alışveriş yapan insanlar

Fotoğraf: Hediye Levent

Paylaş

ABD’nin Suriye halkını koruma gerekçeli yeni yaptırım paketi yürürlüğe girdi. Paketin adı Sezar, içeriği halk açısından ölümcül sonuçlar doğuracak cinsten…

Üstelik paket sadece Suriye’yi değil Lübnan’ı da doğrudan etkileyecek, ki Lübnan halihazırda derin bir ekonomik kriz ile boğuşuyor.

Yaptırım paketi daha yürürlüğe girmeden etkileri başladı.

Suriye’de savaş sonrası ekonomik kriz nedeniyle dolar ve döviz kurları zaten istikrarsız.

Yaptırım paketi bu istikrarsızlığı saatlik depremlere dönüştürdü.

Son 1 aydır döviz kurlarındaki oynaklık sebebiyle ekmekten PET şişe suya kadar her şeyin fiyatı gün içinde birkaç kez değişiyor.

Resmi kura göre, önceki güne kadar 100 dolar 70 bin Suriye lirasıydı. Ancak karaborsada 100 doların 350 bini aştığı günler oldu.

Yaptırımların yürürlüğe girmesi ile birlikte Suriye Merkez Bankası 100 doların 125 bin Suriye lirasına çekildiğini duyurdu.

Henüz yaptırımlarla nasıl mücadele edileceğine dair yol haritası belirlenmiş değil, belirlenmesi pek kolay da olmayacak. Ancak yaptırımların günlük hayata etkisini hafifletmek için bir dizi kararlar alındığı da duyuruldu.

Mesela, bankaların kredi vermesini zorlaştıran bir dizi karar açıklandı. Bu adımla insanların bankalardan düşük faizle Suriye lirası alıp bunu dolara çevirmesinin önüne geçilmeye çalışıyor.

Bir başka karar şehirler arasında 5 milyon Suriye lirasından fazlasının taşınmasının yasaklanması. Kararın görünürdeki gerekçesi güvenlik ancak savaş döneminde bile böyle bir karar alınmamıştı. Kararın arkasında İdlip üzerinden Türkiye’ye, Haseke tarafından Irak’a ve Dera üzerinden Ürdün’e para-dolar çıkışına engel olmak amacı var gibi görünüyor.

Bu arada piyasanın yanı sıra halkın da paniğe kapıldığı; basında, sosyal medyada yer alan yorumlardan ve haberlerden net bir şekilde anlaşılıyor.

Yaptırım paketi yürürlüğe girmeden kısa süre önce başbakanın görevden alındığı duyuruldu. Birçok insan vekaleten başbakanlığa atanan ismin İdlip doğumlu olması sebebiyle bu hamlenin İdlip meselesi ile alakalı olduğu yönünde yorumlar yaptı ancak Suriye içinden bakıldığında sebebin farklı olduğunu söylemek mümkün.

Suriye’de temmuz ayında parlamento seçimlerinin yapılması planlanıyor. Seçimlere 1 ay kalmışken ve İdlip meselesi ağırlıklı olarak Rusya-Türkiye ilişkileri üzerinden ilerliyorken başbakan değiştirmeyi gerektirecek bir zorunluluk olmadığı anlaşılıyor.

Başbakanın değiştirilmesinin tek sebebi yaptırımlar yürürlüğe girmeden önce halkta yarattığı panik ve halkın tepkisini hükümete ve özellikle de başbakana yöneltmiş olması. Ki, özellikle Facebook’ta bu yönde çok sayıda mesaja, yoruma rastlamak mümkün.

Zaten bugünlerde Suriye içindeki yayınlarda, haberlerde, gazetelerde ve sokakta sadece “Yaptırımların etkisi nasıl en aza indirilebilir?” konusu var.

Suriye’ye İran’dan, Lübnan Hizbullah’ından, Rusya’dan ve Çin’den destek geldi. Ancak Suriye’ye destek açıklamaları yapan ülkeler ve taraflar da yaptırım altında.

Ayrıca dost ülkeler arasında da karşılılık ilkesi çalışıyor. Dolayısıyla Suriye’nin kendisine verilecek desteklerin karşılığını ödemesi gerekiyor. Son günlerde basında yer alan yaptırımlar haberlerinin öne çıkan başlıklarından biri de bu; “Savaş döneminde sanayimiz, tarımımız, enerji kaynaklarımızdan faydalanmamızı sağlayan tesislerimiz ağır zarar gördü. Biz, desteklerin karşılığını ne ile ödeyeceğiz?”

Bu konuya ilişkin yorum veya açıklama yapanlar arasında nutuk atan da çok elbette ancak makul kesim “Desteklerin karşılığını verebilmek için en kısa sürede sanayi ve tarımsal üretime ağırlık verilmesi gerektiğini” söylüyor. Bu da kolay olmayacak elbette. Sadece sanayinin yeniden üretime geçmesi için teknoloji ve ham madde temin edilmesi gerekiyor. Şimdilik bunun için en uygun ve kullanılabilir kanal Irak…

Irak içindeki İran varlığı, İran’ın İran sınırından Tartus Limanına kadar kara koridoru olması Rusya’nın da lehine bir hat olarak gündemde.

Tabii, Irak sahasında İran kadar ABD de var. Önümüzdeki haftalarda yaptırımlar meselesi sebebiyle Irak sahasında ABD ve İran arasındaki tansiyonun bir kez daha yükselmesi de olası.

Bu arada yaptırımlar Suriye sahasındaki Rus varlığını da kapsıyor. Rusya hamlelerinden geri adım atmayacaktır elbette ancak ABD, “Yaptırımları delemezsin” deyip beklenmedik adımlar atar mı, bilinmez.

Her halükarda Sezar yaptırım paketi bölgede yeni -ve şimdilik kansız- savaş şartlarına benzer bir zemin yaratmaya başladı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa