26 Mart 2020 01:00

AKP ‘ayrımcı affı’ halk muhalefetinden kaçırmaya çalışıyor

Mecliste milletvekilleri

Fotoğraf: DHA

Paylaş

3’üncü Yargı Paketi’nin bu hafta TBMM Genel Kurulu gündemine gelmesi bekleniyor.

AKP ve MHP’nin üstünde anlaştıktan sonra muhalefet partileriyle görüşülen yargı paketi, infaz yasasında önemli değişikliklerin yanı sıra “ayrımcı ve eşitlik ilkesine aykırı (adil olmayan) bir “kısmi affı” da getiriyor.

“Af”, İnfaz Yasası’nda yapılan değişiklikler üstünden gerçekleştirileceği için, konu ‘İnfaz yasası’ yanında “siyasileri dışında tuta bir affın” tartışılmasını da gündeme getirmiş bulunuyor.

Muhalefet partilerinden HDP, siyasilerin dışında tutulduğu bir affın kabul edilemez olduğunu belirtiyor. Dahası HDP, Terörle Mücadele Yasası (TMY)’nin de değiştirilerek, terör tanımının, AİHM kararları doğrultusunda uluslararası normlara uygun hale getirilmesini de istiyor.

‘HELE MECLİSE GELSİN, SONRASINA BAKARIZ’ TUTUMU DOĞRU DEĞİL

CHP (farklı gerekçelerle de olsa İYİ Parti de), AKP-MHP’nin teklifini yeterli bulmuyor ama mevcut teklifin Meclis’e getirilip tartışılmasına da destek veriyor. Gerekçe olarak da CHP; Koronavirüse karşı mücadele, İnfaz Yasası’nın günün koşullarına uygun hale getirilmesi ve bir “affın” artık kaçınılmaz biçimde ihtiyaç haline gelmesini gösteriyor; “Hele teklif Meclise gelsin orada düzeltmek için çalışırız” diyor.

Mantıksal olarak ve az çok demokratik normların saygı gördüğü ülkelerde süreçler de böyle işler. İktidar ya da muhalefet bir teklif getirir, kamuoyu tartışır, halkın çeşitli kesimleri, konuyla ilgili meslek örgütleri, sendikalar, emek örgütleri,...görüşlerini belirtip kendi tarzlarında güçlerini ortaya koyarlar. Böylece çıkacak düzenleme, sonuçta, az çok bu güçler çatışmasının (ya da uzlaşmasının) ürünü olarak ortaya çıkar. Çıkacak yasanın toplumsal meşruiyeti de bu ortamını ne kadar demokratik olduğu ile bağlantılıdır.

Ama, bugün bir “kısmi affı” da kapsayan infaz düzenlemesi;

1-) AKP tarafından hazırlanıp, MHP ile üstünde anlaşıldıktan sonra kamuoyuna duyurulmuş ve muhalefet partilerine sunulmuştur.

2-) Meclis’te AKP ve MHP’nin çoğunluğu vardır ve Meclisteki tartışmalarda Erdoğan-Bahçeli mutabakatının dışına çıkarabilecek düzeyde bu düzenlemeyi yapma imkanı yoktur.

Bu da muhalefet partisi ya da partileri, lafta ne derse desin gerçekte, onları “Hele bir Meclise gelsin sonrasına bakarız”ı aşmayan bir muhalefet tutumuna mahkum etmektedir.

YIĞINLARIN EVE HAPSEDİLDİĞİ KOŞULLARDA DEMOKRATİK BİR TARTIŞMA OLMAZ

Yakın geçmişte, örneğini AKP’nin, yine MHP’nin desteği ile; “kadına yönelik şiddet ve çocuklara ve kadınlara karşı işlenen cinsel suçların cezaların hafifletme” girişimleri karşısında;

Kadınlar ve kadın çevreleri sokağa inerek, bu düzenlemelere karşı güçlerini ortaya koymuş, AKP kadın kolları bile kendi partilerine karşı çıkan bir tutum almışlar,Avukatların, aydınların, sanatçıların, kültür çevrelerinin, ilerici, demokrat siyasi parti ve odakların, kadınların özgürlük mücadelesine destek veren her kesimden halkın basın toplantıları, kapalı ve açık hava ve kapalı salon toplantıları, mitingler, protesto gösterileri,...ile sokakta ifadesini bulan önemli bir mücadele cephesi oluşmuştu.

Meclisteki partilerin girişimleri de bu mücadelenin oluşturduğu ortamda anlam kazanmıştı.

Oysa bugün, koronavirüse karşı mücadele ile halkı kadınıyla erkeği ile evlerine kapandığı, ülkedeki sosyal hareketliliğin sıkıyönetim dönemlerindeki yasaklar döneminde bile görülmedik biçimde sınırlandığı (sıfıra yaklaştırıldığı) koşullarda Erdoğan AKP yönetimi, böyle bir düzenlemeyi gündeme getirmiştir.

Bu AKP-MHP ittifakının, ayrımcı ve adil olmayan bir “affı” halk muhalefetinden kaçırması oyunudur.

MUHALEFET BU OYUNA GELMEMELİ!

AKP’nin MHP destekli bu tutumu, en hafif nitelemeyle “magripten mal kaçırma” tutumudur. Ve bu bir rastlantı değil, bilinçli, hesaplı kitaplı bir fırsatçılıktır!

Çünkü yıllardır tartışılan “adil ve genel bir af” talebine kulak tıkayanların, üstelik affı, İnfaz Yasası değişikliğinin içine koyarak geleceği de ipotek altına alan, herkes can derdindeyken “Atı alıp Üsküdar’ı geçme” hamlesi yapmak istedikleri anlaşılmaktadır.

Muhalefete düşen bu oyuna gelmemek, “af ve infaz düzenlemesi”nin koşulların az çok bu sorunların tartışılmasının, halk muhalefetini kendisini ifade edebilmesinin olanaklı hale geldiği günlere ertelenmesidir.

Ha koronavirüs cezaevleri için bir tehdit yaratıyor ve bu konuda tedbir alınması konusunda samimilerse, İstanbul’daki hukukçu örgütlerinin önceki gün yaptıkları basın açıklamasında yaptıkları;

Virüsün etkisi bakımından yüksek risk grubu içerisinde olan (yaşlı, hasta) hükümlü ve tutukluların ayırımsız salıverilmesi,Hükümlüler, “salgınla ilgili tedbir mahiyetinde infaza ara verme uygulaması ile ve adli denetim mekanizmaları etkin kullanılarak tahliye edilmesi”,Cezaevlerinde hijyene kurallarına uymayı, koronavirüse karşı mücadelenin gerektirdiği düzeye getirilmesi, gibi öneriler yol göstericidir.

Aksi halde AKP ve arkasındaki MHP, koronavirüse karşı toplumsal hassasiyeti istismar ederek, bu berbat İnfaz Yasası düzenlemesi üstünden “ayrımcı, adil olmayan af” konusunda muhalefeti suç ortağı yapma fırsatını kaçırmayacaktır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...