Akıl sağlığını korumak
Fotoğraf: Envato
İnsanlık yüz yıllar sonra yeni bir öldürücü virüsün tehdidi altında. Varsılı yoksulu ayırt etmiyor. Dünyanın dört bir yanında insanların kâbusu. Sağlık örgütleri, bilim insanları gecesini gündüzüne katmış çare bulmaya uğraşıyor. Yalan ve sömürü üzerine kurdukları sistemlerinin çatırdadığını gören politikacıların ise sesi kesildi. Halkları değil kendilerini düşünüyorlar. Ne hastalığın riskine açık yoksullar ne de sınır kapılarında yaşama savaşı veren sığınmacılar umurlarında. Aslına bakarsanız bu koronavirüs, yeni dünya düzeninin ne denli kof bir yapıya sahip olduğunu gösterdi insanlığa. Emperyalist ülkelerin sağlık hizmetlerinin ne denli yetersiz olduğu, salgınla birlikte nasıl çöktüğüne tanıklık ediyoruz. Çıkarları doğrultusunda halkları hurafelerle uyutan sistemlerinin şimdi bilimden, bilim insanlarından medet umma zamanları. Hırsları akıllarının bir karış üstünde olan kapitalist düzenin uygulayıcısı politikacılar, hiç kuşkunuz olmasın, salgın bittiğinde bilimi değil doğmacılığı yeğlerler. Halkaları sömürmeye bıraktıkları yerden devam ederler; Düşünen, tartışan aydın toplumlar yerine ezberci, çıkarcı, güce tapan topluluklar yetiştirmek için kolları sıvarlar.
Gelelim ülkemize. Şu ölüm saçan koronadan da ders çıkarmayı beceremiyoruz ya, aşkolsun bize! Yurttaşlarla birlik olma zamanını bile küçük politik hesaplara dönüştürüveriyoruz. Gazeteciler tutuklanıyor, halkın haber alma kanalları üzerindeki baskı daha da artıyor. Göçmenlere, sığınmacılara karşı ırkçı söylemler cezalandırılmazken, sınır kapılarındaki trajedileri kaleme alan yazarlar, gazeteciler susturuluyor. Korona için alınan önlemler adeta yani bir Olağan Üstü Hal uygulamasına dönüştürülüyor. Uzman hekimlerin dediğine göre korona ile yaşantı öyle kolayca geçecek gibi değil. Bekleyip göreceğiz. İktidar bu virüsle savaşımda işin ciddiyetinin farkında mı yoksa bu savaşımı özgürlükleri kısıtlamada, düşünceyi ve ifade özgürlüğünü engellemede yeni bir fırsat olarak mı görüyor? Hep birlikte anlayacağız.
Dün geceyi Edip Cansever’in dizeleriyle geçirdim. Sağlığında görüştüğüm tanıdığım bir şairdi. O dönemde değerini yeterince bilememişim diye düşünüyorum. İnsanı şiirlerinin odağına oturtan bir düşün insanıydı. Bunu şimdilerde fark ediyorum. Keşke diyorum onunla uzun uzun söyleşme fırsatını daha iyi değerlendirebilseydim. Bu yazıyı da sonlarken okurları Edip Cansever’in bir şiiriyle buluşturmak istedim.
İşte Bir Eklem Yeri Daha
İşte bir eklem yeri daha
Doğayla ben, benimle doğa.
Var, o kadar unutturacak şey var da
Neden bir o, bir söğüt ağacı
Sayısız yapraklarıyla karşımda.
Acı bir tütünden çıkardım bu şarkıyı
Kalbimde doğup batan güneşlerden
En çok da bir karanlığı bırakıp gittiler bana
Ve bu suskunluğu, bu karamsarlığı
Sözgelimi içimde hiç kımıldamadan duran bir çarsıya.
Var, o kadar unutturacak şey var da
Neden bir o, bir söğüt ağacı
Sayısız yapraklarıyla karşımda.
- Sancılı düşünceler 24 Nisan 2024 03:28
- Yaşadıkça 17 Nisan 2024 04:01
- Çok beklemiştik baharı 03 Nisan 2024 04:20
- İki güzel insan 27 Mart 2024 03:59
- Yalnızlığımız 20 Mart 2024 03:39
- Güvercinli Kadın 13 Mart 2024 03:32
- Böyledir hayat 06 Mart 2024 03:40
- Şu dış güçler meselesi 28 Şubat 2024 03:00
- Güne bakarken 07 Şubat 2024 04:02
- Meydan Okuyorum 31 Ocak 2024 03:16
- Aydınlık için bedel ödeyenler 24 Ocak 2024 03:07
- Yaşamak şakaya gelmez 17 Ocak 2024 03:00