20 Aralık 2019 00:07

Lübnan'da gerginlik tırmanıyor

Lübnan'da parlamentoya yürümeye çalışan halk ve havada uçuşan biber gazı

Fotoğraf: AA

Paylaş

Lübnan bir kez daha huzursuz ve gergin. 2 ay önce coşkuyla başlayan, haftalarca çokça ironiyle ancak neşeyle devam eden gösteriler yerini giderek derinleşen korkulara bıraktı. Yüz binlerce Lübnanlıyı sokağa indiren gelecek korkusu bütün ülkenin topyekün sürüklendiği bir belirsizliğe dönüştü. 2 milyon Filistinli ve Suriyeli dahil toplam 7 milyon nüfuslu ülkede, yaklaşık 2 milyon insanın sokağa indiği ‘ümit’ havası tersine dönmeye başladı.

Bugünlerde başkent Beyrut dahil ülke sokaklarında gösteriler sürüyor ancak sokağa çıkanların sayısı oldukça azaldığı gibi göstericilerin profili ve eylemleri de değişti. Lübnan’dan artık daha fazla şiddet, çatışma ve tutuklama haberi geliyor. Aslında Lübnan sokaklarında birkaç hafta içinde yaşanan bu korkutucu değişim Arap Ayaklanması’ndan hatırladığımız barışçıl gösterilerin yerini silahlı çatışmalara bırakması gibi değil. Lübnan’da göstericiler ve sokaktan çekilmiş olsalar bile halk, artan öfkesine rağmen barışçıl. Ancak artık insanların sabrı da tahammülü de son sınıra dayanmış durumda.

Yüz binlerce Lübnanlının tek ses olarak talep ettiği gibi Başbakan Saad Hariri istifa etti. Yerine Müslüman Sünni bir isim arayışı başladı. Bu arada 9 aylık bol krizli bir sürecin ardından kurulan ‘çiçeği burnunda’ hükümet, geçici hükümet pozisyonuna düştü. Zaten ekonominin dibe vurduğu, sistemin en basit kamu hizmetlerini bile sağlayamayacak kadar kilitlendiği ülkede hayat felç hale geldi. Bankalar para çekme işlemlerinde haftalık limitler uygulamaya koyarken, zaten değerinden pahalı olan temel ihtiyaçların fiyatları kontrolsüz şekilde tırmanmaya başladı. İlaç ve akaryakıt gibi ihtiyaçların artık karaborsaya düştüğüne dair haberler de geliyor Lübnan’dan.

Ülke içinde bunlar olurken diğer taraftan da az da olsa nefes almayı sağlayabilecek sıcak para arayışı sürüyor. Dünyanın en borçlu ülkelerinden biri olan Lübnan’ın yerel üretiminin olmadığı, ekonomisinin turizm, bankacılık, hizmet sektörü gibi kalemlere dayandığı düşünüldüğünde ihtiyacı giderecek para bulmanın zorluğu anlaşılabilir.

Saad Hariri’nin ‘son çare’ olarak IMF’nin kapısını çaldığı duyuruldu. Lübnanlı siyasetçilerin bir kısmı bu duruma şiddetle karşı çıkıyor ve durumu daha da kötüleştireceğini savunuyor. Ancak IMF’nin bir seçenek olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunanlara göre, “başka çare yok:”

Korkuyla karışık huzursuzluk yaşayan tek kesim sadece halk değil. İç savaş sonrası dönemden itibaren ülke siyasetini elinde tutan, bu sayede bölge siyasetinde de aktör haline gelen isim ve hareketler de kitlesel protestolardan ve gidişatın belirsizliğinden dolayı tedirgin. Sonuçta bu isim ve hareketlerin sırtlarını dayadıkları güç olan mezhep esaslı sistem ülkedeki durumdan memnun olmayanların hedefinde. Mezhep esaslı sistemin adım adım ortadan kalkması bile Lübnan içindeki ve bölgedeki siyasi dengeleri etkileyecek gibi görünüyor.

Bu nedenledir ki, yolsuzluk suçlamalarının hedefindeki Şii Emel Hareketi’nin taraftarları ilk günden itibaren göstericilere saldırmaya başladı. Kısa süre içinde Hizbullah da “dış müdahale” açıklamaları ile memnuniyetsizliğini ortaya koydu. İki hareketin de taraftarları geçtiğimiz haftalarda defalarca göstericilere saldırdı, çadırları yaktı, zaman zaman Lübnan ordusu tarafından son anda engellendi. En son Beyrut’un merkezinde birkaç aracın da yandığı saldırıların ardından Emel ve Hizbullah hareketleri taraftarlarına "sokaklardan çekilin çağrılarını yineledi. Emel ve Hizbullah hareketleri saldırganlarla ilişkileri olmadığını, hareketlerin bayraklarını kullanan provokatörlerin ‘bir mezhep çatışması’ yaratmak için devrede olduğunu savunuyor. Benzer bir açıklama Hariri’nin Müstakbel Hareketi’ne yakın olan içişleri bakanından da geldi. Lübnan ordusu da zaten felç olmuş ülkede küçük grupların lastik yakarak veya çeşitli eylemlerle ana yolları, güzergahları kapatmaya çalışmalarını ‘barışçıl eylem’ olarak görmüyor.

Göstericilere göre ise, ‘Bütün bu açıklamaların bir anlamı da değeri de yok. Siyasi çevreler güçlerini kaybetmekten korktukları için halkın beklentilerini komplo teorileri ile şaibeli hale getirmeye çalışıyor.’

İlk günden itibaren gösterilere katılan ve haftalarca sokaklardan çekilmeyen Lübnanlı arkadaşlarım şiddet olaylarından rahatsız olduklarını, göstericilerin ne olursa olsun kendilerine hakim olmaları gerektiğini söylüyorlar. Arkadaşlarıma göre, “Siyasetçilerin ve hatta ordunun amacı göstericilerin radikalleşmesini ve böylece haklı taleplerle başlayan gösterilerin bir milli güvenlik meselesine dönüştürülerek bastırılmasını sağlamak.”

Velhasıl gösteriler öncesi Lübnan’da durum kötüydü ve insanlar bu gidişata dur demek için sokağa indi. Ancak Lübnan’ın kangrenleşmiş mezhep esaslı sisteminin değişime kolay kolay izin vermesi pek olası değil. Yine milyonları sokağa döken mezhep esaslı yapı hala ülkenin yumuşak karnı ve zayıf bir ihtimal de olsa iç savaş günlerinde olduğu gibi topyekün bir çatışmanın fitili olabilir korkusu yaşanıyor.

Lübnan’da en azından acil sorunlara çözüm bulacak ve milyonlarca insanın dile getirdiği sistemi yavaş yavaş da olsa değiştirebilecek bir teknokrat hükümeti oluşturulması için çabalar sürüyor. Son olarak Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde akademisyen olan ve bir dönem eğitim bakanlığı da yapan Hassan Diab’ın öne çıktı. Diab, yeni hükümetin başbakanı olabilmesi için ülke siyasetini elinde tutan hareket ve partilerin büyük oranda desteğini almış gibi görünüyor. Eski Başbakan Saad Hariri, başbakanlığa adaylığını koymayacağını birkaç kez duyurdu. (Şimdilik) en güçlü isim Diab ancak ülkedeki Sünni kitlenin, göstericilerin ve Lübnan’daki her gelişmeyi yakından izleyen ülkelerin verecekleri tepki henüz belirsiz. Muhtemelen birkaç gün içinde durum az çok belirginleşir.

Diab’a Lübnan halkı dahil bütün kesimler onay verse bile yeni hükümette yer alacak isimlerin belirlenmesi, hükümetin kurulması, ülkenin neredeyse tamamen kilitlendiği bir dönemde hızlı bir şekilde icraata girişmesi oldukça zorlu olabilir.

Lübnan, kolay kolay huzura kavuşamayacak gibi görünüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa