03 Aralık 2019 00:19

Cem Uzan, Erdoğan'ı bir kez daha kurtarabilecek mi?

Cem Uzan

Fotoğraf: @uzancc/Twitter

Paylaş

Cem Uzan, 2002 genel seçimlerine birkaç ay önce kurduğu ‘Genç Parti’ ile katılmış ve milliyetçi-popülist söylemlerle yüzde 7,24 oy almayı başarmıştı. Uzan’ın bu başarısının arka planında 2001 krizinin de etkisiyle toplumun geniş kesimlerinde yeni arayışların ve bağlı olarak o güne kadar hükümet kuran partilere duyulan tepkinin önemli bir etkisi vardı. “Mazot 1 lira olacak”, “Her işsize 350 lira maaş verilecek” gibi popülist vaatler ve Kürt sorununda kullandığı milliyetçi-şoven söylemler, özellikle işsiz-lümpen gençlik kesimleri içinde Uzan’ın yeni bir ‘umut’ haline gelmesini sağlamıştı. Ama daha önemlisi Uzan’ın partisi barajı geçemese de aldığı oyla aynı seçimlerde yüzde 9,52 oy alan Çiller’in DYP’si ve yüzde 8,35 oy alan Bahçeli’nin MHP’sinin de baraj altında kalmasını sağlamış ve AKP’nin yüzde 34,42 oyla 365 milletvekili alıp tek başına hükümet olabilmesinin yolunu açmıştı.

Genç Parti lideri Uzan, o dönem niyeti farklı olsa da AKP iktidarının ebelerinden biri olmuştu.

Bugün bunları hatırlatmamızın nedenini biliyorsunuz. Son günlerde Fransa’ya iltica eden Cem Uzan’ın yeniden yargılanması ve ülkeye dönmesi üzerinden bir tartışma sürdürülüyor. Geçtiğimiz günlerde avukatı tarafından yapılan açıklamada, Uzan’ın, yargılama biter bitmez yurda döneceği ve “devletine ve milletine hizmete hazır olduğu” belirtildi. Burada Uzan’ın “devletine ve milletine hizmete hazır olduğu” sözlerinin altını özellikle çizmek gerekiyor. Çünkü böylesi davalarda yargının iktidarın politikalarından bağımsız davranmadığını Ergenekon, Balyoz, KCK yargılamaları gibi birçok davadan biliyoruz. Dolayısıyla yeniden yargılanma öncesinde “devlete ve millete hizmete hazır olma”nın karşılığı aslında Erdoğan iktidarıyla uzlaşmaya ve iktidara hizmete hazır olmak olarak anlam kazanıyor.

İşte yeniden yargılanma başvurusu yapan Uzan, “hizmet”ine AKP’den ayrılıp yeni parti kurmaya hazırlanan Ali Babacan ve yine daha önce AKP’den ayrılıp bugün CHP’den milletvekili olan Abdüllatif Şener’i hedefe koymakla başladı. Cem Uzan, resmi Instagram hesabından “Uzan Ailesi’ne kurulan kumpasın sorumlusu hırsızlar Ali Babacan -Abdüllatif Şener” diye yazdı. Ortada bir kumpas olup olmadığı bir tarafa, Uzan’la ilgili kararların dönemin başbakanı Erdoğan’dan bağımsız alınmadığı/alınamayacağı bu kadar açıkken Uzan’ın bunu görmezden gelip Erdoğan’ın da her fırsatta eleştirdiği isimleri hedefe koyması, kendisiyle ilgili sürecin iktidarın yeni dönem hesaplarından bağımsız olmadığı kanısını güçlendiriyor.

Hırsızlardan söz etmişken Cem Uzan’ı tanımayan yeni kuşaklar için küçük birkaç hatırlatma yapmak yerinde olur.

Cem Uzan, ülkede 1980 sonrası liberal dönüşüm sürecinde Özal’ın prenslerinden biriydi. Müteahhit babasının servetini kullanarak kısa sürede ülkenin en zenginlerinden biri haline gelmişti. Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal’la ilk özel TV kanalı Star’ı kurmuş ve Özal’ın ölümünden sonra oğlunu saf dışı bırakmıştı. Berke Barajı ve Çukurova Elektrik ile baraj ve enerji sektörüne el atmış, Çukurova ve Kepez Elektrik hisselerini sattığı binlerce küçük yatırımcıyı dolandırmıştı. Büyümeye devam etmiş, o dönem ülkenin en önemli telekomünikasyon tekellerinden biri olan Telsim’i kurmuştu. Sonra sahibi olduğu İmar Bankası’nda birçok sahte hesap ve usulsüzlük üzerinden nitelikli dolandırıcılık yaptığı ortaya çıkmıştı. Özetle Uzan’ın gücü, işletmelerindeki dizginsiz sömürü, devlet destekli yağma ve dolandırıcılık üzerinden kısa sürede ülkenin en büyük burjuvalarından biri olmasından geliyordu.

O dönem AKP, kendi iktidarı önünde sorun teşkil edebilecek güçlerden biri olarak gördüğü ve zaten hukuksal olarak hedefe konmasını sağlayacak birçok gerekçe olduğu için Uzan’ın mal varlıklarına el koyup Uzan’ı tasfiye etmişti.

Uzan’ı anlatırken gerek kendisinin ve gerekse sahibi olduğu medya kuruluşlarının Kürt sorunu konusunda toplumu kamplaştırıcı, Kürt düşmanı şoven bir dil ve söylem kullandığını bir kez daha hatırlatmak gerekiyor. Özellikle Öcalan’ın uluslararası bir operasyonla Türkiye’ye getirildiği dönemde sahibi olduğu Star gazetesi, linçlere davetiye çıkaran manşetler atmıştı. Bu gazetenin 2003’te Kerkük’ün Kürt valisi Abdurrahman Mustafa’nın yenim töreni için attığı “KerKürt” (eşek Kürt) manşeti, Kürt düşmanlığının boyutunu çok açık biçimde ortaya koyuyordu. Uzan’ın seçim programında Kürt sorunu “terör sorunu” olarak tanımlanıyor, “Terör yuvaları içeride ve dışarıda kurutulacak. Teröriste ve terörü destekleyenlere dünya dar edilecek” deniyordu. Dikkat edilirse Uzan ve medyasının Kürt sorunu konusunda kullandığı dil ve söylem bugünkü iktidar ve destekçilerinin dil ve söylemiyle oldukça benzeşiyor. Dolayısıyla Kürt sorunu konusundaki tutumunun tıpkı Bahçeli ve Perinçek gibi Uzan’ı iktidara yaklaştıran konulardan biri olarak durduğunu belirtmek gerekiyor.

Bütün bunlar üzerinden soralım: Uzan, Erdoğan iktidarı için yeniden kurtarıcı olabilir mi?

Tıpkı 2001 gibi yine bir ekonomik krizin toplumu ciddi biçimde etkilediği bir dönemde bu kez iktidar partisinin muhalefeti bölmek ve bir bölümünü kendisine yedeklemek için Uzan kartını devreye sokması uzak bir ihtimal değil. Çünkü Uzan’ın yeniden siyasete dönmesi halinde Meral Akşener’in İP’ine giden arayış halindeki milliyetçi kesimlerden ve kısmen CHP’den oy alabileceği hesapları yapılıyor.

Uzan, “hizmete hazır” bekliyor!

Ancak Uzan ve onun üzerinden hesap yapanların unuttuğu bir şey var. Türkiye artık 2002’nin Türkiye’si değil. Her milliyetten işçi-emekçi halk kesimleri bu iktidarın emek ve demokrasi düşmanı yüzünü görüp mücadeleye yöneldikçe tıpkı öncekiler gibi bu iktidar ve destekçileri de kendi sonlarına bir adım daha yaklaşıyor.

Belki ‘büyüklük’ bakımından değil ama tarihin tekerrür ettirilmek istenmesi üzerinden Marx’ın şu sözleri Uzan’a fazlasıyla uyuyor: “Hegel, bir yerde, şöyle bir gözlemde bulunur: Bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir. Hegel eklemeyi unutmuş: İlkinde trajedi ikincisinde komedi olarak.”*

(*) Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’i, Karl Marx, Sol Yayınları, 2.Baskı, 1990 Ankara, Çeviren: Sevim Belli.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...