26 Ekim 2019 00:25

Soçi'deki harita

Soçi'deki harita

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Soçi toplantısının basına açık bölümünde Erdoğan’ın önündeki dosyanın en üstünde duran harita Putin işaret edince sümen altı edildi. Basın aracılığıyla fanilerin görmemesi gereken, ancak temsil ettiği saha hakkında karar vereceklerin ayrıcalığına zimmetli bir harita bu. O harita yüzeyi birazdan kutulara bölünecek, alanlar kesikli şeritlerle çerçevelenecek, bazı alanları renklendirilip ızgaralanacak… vesaire.

Yves Lacoste’un Coğrafya Savaşmak İçindir kitabında söz ettiği gibi sınıflara asılan coğrafya haritası eşliğinde verilen derslerde, irili ufaklı yerleşim yerlerinin özellikleri, nerede ne yetiştiği, nüfusu ve popülasyonun özellikleri öğrenilir. Çünkü “Harita içinde yaşadığımız ulusun sadece tarihsel bir yapı değil aynı zamanda doğa tarafından yaratılmış bir bütünlük olduğu fikrini güçlendirmeye yaramaktadır” der yazar. Coğrafi bir olgu olarak dile getirilen, bir ulusal fikirdir. Soçi’deki masanın üzerindeki harita da o fikri yer kabuğunun ilgili bölümüne pazarlıkla, iyice yerleştirmek için oradadır.

Pazarlık bittiğinde haritayla; dağlar, ovalar, nehirlerin muharebe alanı, popülasyonun demografik ayar vesilesi, şehirlerin kentsel dönüşüm mekanı haline geleceği anlaşılsa da toplantının ardından masada olan ya da olmayanlar arasında şimdilik kimin kazandığı kimin kaybettiğinden başka bir şey konuşulmaz. Harekat alanında yaşayan emekçilerin sürdüğü tarlalar, çocukların okul derdi, ödenecek borçlar, toplanacak tahıl, zeytin yani bildiğimiz bütün o “sivil” faaliyetleri gerçek sahada yapanların o haritayı belirleme şansı yoktur. Onların bir fikri empoze edecekleri haritası oluşmamıştır. Sahadaki varlığını masada çizilen sınırları aşağılayarak gerekçelendirmeye çalışanlar, önlerindeki harita üzerinde kendi pozisyonlarını güçlendirmek için sanal sınırlar çizerken tek kesin olan onların kaybettiğidir. Diğerleri ise win-win.

Geçen ay Birleşmiş Milletlerde önce İsrail haritası çıkararak “Ben merak ediyorum bu İsrail neresidir? 1949-67’de neresiydi ve şu anda İsrail neresidir?” diyen Erdoğan onu bırakıp, hazirunu güvenli bölge talebine ikna etmek amacıyla Suriye haritasını çıkarmıştı. Ayrı renklere bölünmüş, 30 kilometre derinlikte ikiye ayrılmış bu haritanın internette değişik versiyonları dolaşıyor. Afrin operasyonu öncesi haritanın Afrin sonrasıyla hatta bunun Cerablus-Tel Abyat harekatı sonrasıyla ilişkisi yok. Aradan geçen süre zarfında siyasi harita defalarca değişti. “Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünü” koruyan ve kollayan mutabakat masasında Türkiye ancak sahada aldığı cebe, sonrası Allah kerim diye yerleşirken Şam’ın güneyden kuzeye uzun yürüyüşünün önündeki kallavi engeli de kaldırmak zorunda kaldı. Ne de olsa onların ülkesi ve de toprak bütünlüğü! Tanrı kimseyi kendi ülkesinin bekasını başkalarının pazarlığına emanet etmesin ama öyle masalarda, sırtına binen Rusya kendisini ona taşıttığı için Suriye de kazanabiliyor. Demek ki Sykes Picot’tan beri masada sınır çizen emperyalist fikir hâlâ değişmemiş. Zira her şeyin saha olmadığını orada 11 bin kayıp verdikleri halde “Toprak ve siyaset bütünlüğü uğruna” diktatörleriyle tokalaşmak mecburiyetinde bırakılan Kürtler bir kez daha kanıtladı.

“Suriye’nin ulusal ve siyasal bütünlüğü” doğrultusunda Soçi’de mutabık kalmaya mecbur kalan Türkiye hükümetinin, ülkenin tartışmalı iç bütünlüğü için şart olan kazanımı ancak kendisi tarafından tescil edilebilir. Çünkü harita üzerinde yapılan her işlem içerisiyle de alakalıdır. Ülke sadece askeri gücün kaynağı değildir, aynı zamanda savaş üzerinde etki yapan nedenlerin bir parçasıdır diyen Clausewitz haklıdır. Karşısındaki muhalif seçim ittifakını dağıtmanın koşulunu da “saha”ya bağlayan fikir, varsayılan başarıya dayanarak Kayseri’deki Hrant Dink etkinliğini, Şişli’deki DİB toplantısını yasaklamış, Diyarbakır Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı’yı tutuklamış, sayısız açık ya da kapalı toplantıya izin vermemişse ülke denen arazinin haritasını da çitlerle çeviriyor, renkli bölgelere ayırıyor, iç güvenli bölgesini inşa ediyor demektir.

Belagatın çatısını haritayla örtme işini Suudi Arabistan’da Trump başlattı. Dünyanın icabına bakma konusunda iş birliği yapacaklarını Sisi ve Kral Selman’la birlikte, kocaman ellerini bir kürenin üzerine kapatarak ilan ettiler. Sonuçta birileri bütün dünyanın, diğeri Ortadoğu’nun kimisi de Suriye’nin haritasıyla konuşur. Yani herkes meşrebine, derdine göre. Lakin ilk haritayı yapan Piri Reis hiçbir gerçek noktanın haritada doğru temsilinin olmayacağını düşünüyordu. Doğrudur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...