17 Mart 2019 19:15

6+2+2 yabancı kuralı: Bu filmi beğenmemiştik

6+2+2 yabancı kuralı: Bu filmi beğenmemiştik

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye’de futbolu yönetenler bir kez daha yabancı sınırını tartıştırıyor. 21 Mart’taki Kulüpler Birliği toplantısı öncesi Sabah’tan Gürcan Bilgiç’e sızdırılan bilgiye göre yeni formül 6+2+2. Yani kulüpler toplamda 10 yabancı oyuncu transfer edebilecek, bunlardan en fazla 6’sı aynı anda sahada olabilecek. 2’si ise kadroya dahi alınamayacak. Hem yabancı oyunculara sınırlama getirilirken hem de kadroya dahi giremeyecek yabancıların transferine izin verilmesi hangi aklın ürünüdür bilinmez ama belli ki ülke futbolunu 3-4 yılda bir yeni yabancı sistemi denklemlerine sokmayı sevenler için bu x+x+x’li formüller büyük öneme sahip. Bir önceki dönem ne kadar eleştirilirse, dalga geçilirse geçilsin yeni dönemde yine karşımıza getirilebiliyorlar.

İnsan yabancı sınırlamasıyla temel hedefin “İstiklal Marşı okuyabilen oyuncu sayısını artırmak” olduğunu düşünmek istiyor. Çünkü bunun dışındaki tüm argümanlar mantıksız. Memleketi yönetenler “yerli-milli”leştikçe daha fazla gündeme getirilmeye başlanan bu “İstiklal Marşı” meselesi şu ana kadar haklılık payı olan tek argüman. Haklılık payı derken, sahada Türkiyeli oyuncuların olmasının İstiklal Marşı okuyabilenlerin sayısını artıracağı şeklindeki somut gerçeğe vurgu yapıyorum yoksa elbette argümanın niteliği “çöp”ten öteye gitmiyor.

Ne diyor yabancı sınırını savunanlar? Sınırlama gelirse yerli oyuncular oynar, gelişir. Bu hem milli takımı hem de kulüpleri olumlu etkiler. Örneğin Cem Dizdar diyor ki, “Nedir bu yabancı sevdası? Neyini beğenmiyorsunuz Abdülkadir Ömür’ün, Yusuf’un, Hüseyin Türkmen’in?”

Vallahi bu oyuncuların hepsini çok beğeniyoruz, zaten hepsi mevcut yabancı kuralı döneminde çıkış yaptı, hepsi de takımlarında çatır çatır oynuyor.

Dizdar’ın listesini uzatabiliriz; Ozan Kabak, Cengiz Ünder, Çağlar Söyüncü, Cenk Tosun, Okay Yokuşlu, Dorukhan Toköz, Uğurcan Çakır… Bir çırpıda akla gelenler.

Son yıllarda çıkış yapan kaliteli (Bu kritik bir ayrım) yerli oyuncuları, yurt dışına transfer olan yerli oyuncuları bir düşünün. Liste yapmakta zorlanan var mı?

Dizdar’ın da dile getirdiği bu en önemli argüman aslında en zayıf argüman. Altyapıdan gelen futbolcu belli bir kaliteye, potansiyele sahipse takımların bu futbolcuları oynatmaması için ahmak olması lazım. Sorun buysa bu bizim çözebileceğimiz bir şey değil. Ama sorun altyapıların kendisiyse bu tek tek kulüplerin de değil tüm ülkenin sorunudur. 

Eğer argüman, genç oyuncular çıkıyor ama kulüpler “yabancı sevdası” nedeniyle onlara yeterince yer vermediği için gelişemiyorlar ise mevcut uygulamanın bizzat federasyon ve kulüpler tarafından uygulanmaz hale getirilen yerli teşvik kuralının yeniden aktif hale getirilmesiyle bu sorun aşılır.

Bir başka argüman kulüplerin şu anki kural yüzünden çok para harcadığına dair. Bu da yabancı-yerli meselesiyle değil planlamayla, organizasyonla, iyi yönetilmekle alakalı bir sorun. Çok yabancı alabildiği için gelir-gider dengesini tutturamadığı iddia edilen kulüplerin yabancı kuralı daha katıyken Tarık Çamdallara ödedikleri paraları hatırlıyoruz. Kulüpler iyi yönetilmedikleri ve denetim altında tutulmadıkları için bu durumdalar. Yarın yerliler yabancı sınırı nedeniyle mecburen kıymete bindiğinde bugün har vurup harman savuran takımların aynı yanlışları bu kez yerli oyuncular üzerinden yaptığına tanık olacağız. 

Kısacası biz bu filmi daha önce izledik ve hiç eğlenceli değildi. Peki bu kural gerçekten değişecek mi? Başkan’ın takımı Başakşehir’in CEO’su Mustafa Eröğüt ve Katarlı beINSports meseleye sıcak bakmıyor. Bu noktada ligin başa çıkması gereken esas problem akıllara geliyor.

Ozan Kabak transferi sonrası “Ufuktaki tehlike” diyerek bahsettiğim mesele temel olarak buna vurgu yapıyordu. Ozan Kabak örneğinde görüldüğü üzere kulüpler bugün yetiştirdikleri vasat üstü tüm yerli oyuncuları Avrupa’ya kaptırıyor. Bunun önüne geçmenin tek yolu bu oyunculara genç yaşta astronomik maaşlar ödemek. Ancak şöyle sorunlar var: 

1-Oyuncular artık daha akıllı kararlar vererek hem para kazanabilecekleri hem gelişimlerini sürdürebilecekleri Avrupa kulüplerini tercih ediyor.

2-Kulüpler artık bu oyuncuları takımda tutabilecek ekonomik güce sahip değil.

Ekonomik güç sorunu, yabancı oyunculardan yapılacak tasarrufla çözülecekse Türkiye, ülkeye hapsettiği genç yeteneklerinin Semih Kaya sendromuna kapılmasına hazır olmalı. 20 yaşında yıllık 3 milyon avro kazanmaya, ülkesinin en büyük 3 kulübünden birinde oynamaya başlayan oyuncuların burada kalarak gelişemediğine hatta gerilediğine sayısız örnekle tanıklık ettik.

Hazır olmamız gereken ikinci şey yerli piyasasındaki suni değer artışı nedeniyle yaygın Tarık Çamdal sendromu. Ülke futbolu için Semih Kaya ve Tarık Çamdal’ı mı, Ozan Kabak ve Cengiz Ünder’i mi tercih edersiniz?

Bu meselenin bir boyutu ikinci boyut ise ülke futbolunun uzun vadede yaşayacağı değer kaybı olacak ki beINSports gibi ekonomiden ziyade siyasi sebeplerle buraya yatırım yapanların dahi bunu tercih edeceğini sanmıyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...