06 Aralık 2018 00:20

Tünelin ucunda savaş provaları

Tünelin ucunda savaş provaları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Mevzu Lübnan-İsrail arasındaki gerçek tüneller ve savas provaları da tünellerin diğer ucundaki İsrail tarafında sahnede

Tünellere uzanan sürece dair hatırlatma niyetine son birkaç günde yaşanan gelişmelere göz atmakta fayda var;

- İsrail bir süredir İran’ın Suriye’deki silahlarının gücünün bir kısmını Lübnan’a kaydırdığını öne sürüyor.

- İsrail, 20 Kasım’da Suriye içindeki bazı noktaları “İran’dan Lübnan’a sivil uçakla silah sevk edildiği” gerekçesi ile vurdu.

- Saldırıların ardından Lübnan, “İsrail’in bir kez daha Lübnan hava sahasını ihlal ettiğini ve Suriye’yi Lübnan üzerinden vurduğunu” duyurdu.

- Hizbullah, İsrail’deki bazı hava alanlarının, rafinerinin, ordu karargahı gibi önemli noktaların uydu görüntülerinin ve koordinatlarının yer aldığı kısa bir video yayımladı. Savaş görüntülerinin de olduğu videoda, “Lübnan’a yapılacak herhangi bir saldırı karşılıksız kalmayacak” ifadelerine yer verildi.

- Hizbullah’ın yayımladığı görüntü dikkat çekiciydi çünkü İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarına dair Hizbullah ve Örgütün Lideri Nasrallah sıkça açıklama yapsa da Lübnan’a saldırı ihtimaline dair mesajın olduğu bir video yayımlanması pek alışıldık bir durum değildi.

- İsrail Suriye’yi vurduktan ve Hizbullah videoyu yayımladıktan sadece 3 gün sonra İsrail, Lübnan sınırına takviye yapmaya başladı. İsrail’den yapılan açıklamalarda, “Hizbullah’ın Lübnan sınırından İsrail içlerine kadar uzanan tüneller kazdığı” öne sürülüyordu.

- İsrail tarafının sınıra iş makineleri ve dozerlerle yaptığı takviyelere ve sert açıklamalara paralel olarak “Kuzey Kalkanı Operasyonu”nun başladığı duyuruldu.

- İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu yaptığı açıklamalarda, “Tünelleri Hizbullah’ın kazdığını ancak İran tarafından finanse edildiğini” söyledi.

- İsrail’den, operasyonun İsrail’in güvenliği için gerçekleştirildiğine defaatle vurgu yapan Netanyahu’nun “Suriye’de, Lübnan’da, Gazze’de kendimizi İran saldırganlığına karşı koruyacağız”  gibi ifadelerini destekleyen başka açıklamalar da yapıldı.

- Bu açıklamalarda dikkat çeken noktalardan biri de İsrail’in Hizbullah-Lübnan ayrımı gözetmeden “Topyekün bütün Lübnan’ı her türlü terörist eylemden ve hareketten sorumlu tuttuklarına” dair ifadeler oldu.

Sınırın İsrail tarafında tünel arama ve imha etme çalışmaları, iç basında operasyona dair değerlendirmeler ve yüksek perdeden resmi açıklamalar devam ediyor.

Lübnan tarafında ise, elbette son gelişmeler iç basında geniş yer buluyor, siyaset koridorlarının öncelikli gündem maddelerinden biri ancak “İsrail tarafının aksine Lübnan tarafının beklemede kalıp gelişmeleri izlemeyi tercih ettiğini” söyleyebiliriz.

Gerginlik başladığı günden bu yana Lübnan’dan yapılan açıklamalarda “İsrail’in uluslararası anlaşmalara uymadığı ve Lübnan hava sahasını defalarca ihlal ettiği” vurgulanıyor.

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Aon da, Hizbullah-Lübnan ayrımı yapmadığı açıklamasında “İlgili güvenlik birimlerinin saldırılara hazır olması gerektiğini ve Lübnan’a yönelik saldırılara karşılık verileceğini” söyledi.

Bu arada Lübnan’ın İsrail’i resmi olarak düşman saydığını ve iki ülke arasında ilişki olmadığını hatırlatmakta fayda var. Yine İsrail’in Lübnan topraklarının bir kısmını hâlâ işgal ediyor olması gibi çözümü oldukça güç sorunlar gerginlik kaynağı olarak bekliyor.

Lübnan ordusu da sınırda UNIFIL ile birlikte yaptığı devriye görevini sürdürüyor. Son olarak UNIFIL’den yapılan açıklamada, “İsrail’in kendilerini bilgilendirdiği ve kendi bölgelerinin sakin olduğu” duyuruldu.

Suçlamaların merkezindeki Hizbullah’tan henüz detaylı açıklama yapılmadı ama örgüte yakın medyada yer alan ve çoğunlukla ismi verilmeyen bir Hizbullah yetkilisine dayandırılan haberlere göre;

- Hizbullah da sınırdaki gelişmeleri yakından izliyor

- Başlatılan operasyonun ve Netanyahu’nun açıklamalarının “İsrail iç politikasına yönelik amaç taşıdığını” düşünüyor.

- Savaş olasılığına pek ihtimal vermiyor ancak silahlı kanadına hazır olması için talimat verildi.

Sadece Lübnan içinde değil dünya basınında da bütün bu gelişmelere dair değerlendirmeler “Savaş veya geniş çaplı bir İsrail saldırısı olur mu?” sorusu etrafında şekilleniyor.

Lübnan içindeki havaya bakılırsa Hizbullah dahil bütün taraflar İsrail’in geniş çaplı bir saldırı yapabileceğine pek ihtimal vermiyor.

Zaten mevcut duruma bakıldığında bu havayı destekleyen şartlar da söz konusu.

Mesela,

- Tünellerin varlığının 2014-2015’ten beri İsrail tarafından bilindiği malum. İsrail içinde de bu nokta öne çıkmış olacak ki, İsrail ordusundan yapılan son açıklamalardan birinde “Tüneller var ancak henüz operasyonel değil” şeklinde savunmaya benzer bir detaya yer verildi. Tünellere ait olduğu öne sürülen görüntüler yayımlanıyor ancak henüz kaç tünel olduğu, nerelere kadar uzandığı gibi önemli sorular cevapsız.

- İsrail ordusunun takviye yaptığı ve iş makineleri gibi araçlarla tünellerin arandığı (İsrail tarafındaki) bölge aynı zamanda bir yerleşim birimi ve sivillerin tahliyesine yönelik girişim yok.

- Uluslararası basında da vurgulandığı gibi Netanyahu, İsrail içinde yolsuzluk ve rüşvet gibi ağır suçlamalarla karşı karşıya. Bunlara ek olarak Hamas ile görüşme kanallarının açılması ve ateşkes gibi süreçlere yeşil ışık yakılması yine kabinenin şahin kanadında sert tepkiler gördü. Netanyahu, “İsrail’in güvenliğini tehlikeye atmakla” ve “Hamas dahil örgütlere karşı zafiyet göstermekle” de suçlanıyor. Böylesi bir dönemde varlığı epeydir bilinen tünellerin gündeme gelmesi, oldukça gösterişli bir şekilde operasyon başlatılması pek şaşırtıcı değil.

- Bizzat Netanyahu, Hizbullah’a ve bir süredir Hizbullah ile aynı hedefe koyduğu Lübnan’a yönelik sert açıklamalar yapsa da geniş çaplı bir saldırıyı en azından şimdilik göze alması pek olası görünmüyor.

Geçtiğimiz haftalarda Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yaptığı konuşmayı ve konuşmasında Hizbullah’ı Lübnan içinde gizli füze üsleri inşa etmekle suçladığını bir kez daha hatırlamak gerek. O konuşmayı ve Hizbullah’ın Lübnan içindeki pozisyonunu “Nükleerli füzeli bir Ortadoğu hikayesi” başlığı altında aktarmıştım.

Peki bundan sonra ne olur?

Görünüşe göre İsrail, tünellerin bir kısmını yok edebilir.

Bu süreçte Hizbullah belki birkaç sert açıklama yapsa da genel olarak tepkisiz kalabilir.

Nihayetinde Hizbullah’ın tünelleri savunması biraz zor.

Ayrıca, “Netanyahu’nun İsrail içindeki suçlamaları ve baskıları kamufle etmek için böylesi bir operasyona giriştiğini” düşünen Hizbullah’ın tepki göstererek Netanyahu’nun işini kolaylaştırması da pek olası değil.

Tabii bu yorumlara bölgeye dair bütün yazılarda olduğu gibi “mevcut duruma göre” şerhini düşmek gerek. Sonuçta, bölgenin durumu malum ve mantığa/mevcut verilere göre çıkarımlar da bir yere kadar işlevsel.

Yarın sabah ne olacağını kestirmek güç ve İsrail-Lübnan-Hizbullah gerginliğinin kolay kolay sona ermeyeceği, her an bir çatışmaya dönüşebilecek kadar kritik olduğu da malum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...