25 Haziran 2018 00:17

Seçimden sonra

Seçimden sonra

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu yazı yayımlandığında 24 Haziran seçimleri tamamlanmış ve ‘tamam’ mı, ‘devam’ mı sorusu en azından parlamento çoğunluğu bakımından yanıtlanmış olacak.

Eğer mevcut iktidar yeniden göreve geldiyse, bunun emek gücüyle geçinenlere nasıl yansıyacağı bir sır değil. 16 yıldır uygulanan politikalar da, bunların sonuçları da ortada.

Kararlılıkla sürdürülen esneklik politikalarına eşlik eden çift haneli işsizlik oranları,

Yakalanan rekor büyüme performansına rağmen toplumun önemli bir bölümünün yardıma muhtaç yaşaması,

Uygulanan vergi politikaları nedeniyle cebimize girmeden buharlaşan maaş zamları,

Güvencesiz çalıştırmanın asli istihdam rejimi halini alması...

İktidar kanadı kampanya boyunca bu sonuçlara yol açan ekonomi programına sadık kalacağını defalarca vurguladı. Küresel ekonomi ne gerektiriyorsa onun yapılacağı, serbest piyasa ekonomisine bağlı kalınacağı ve para politikalarında küresel yönetişim ilkeleri doğrultusunda davranılacağı gerek Erdoğan gerekse Bakanlar tarafından dile getirildi.

Açıklanan yapısal reformlar ise gerek niteliği gerekse de içerdiği somut tedbirler itibarıyla IMF’nin öneri ve beklentileriyle uyum içinde.

Kalıcı harcama kesintilerinden ve vergilerin tabana yayılmasından söz ediliyor. Her ikisi de ücretlilerin alım gücünün daha da daralması demek. Kaldı ki; uygulanan vergi politikalarının başlıca sorunu zaten haddinden fazla tabana yayılmış olması. Vergi gelirinin çok önemli bir bölümü ücretlilerden toplanıyor. Yaklaşık yüzde 60’ı dolaylı vergi. Gelir düzeyine bakılmaksızın herkesten aynı miktarda alınıyor. Yani gelir dağılımını düzeltmesi beklenen vergi politikası, gelir eşitsizliğinin doğrudan nedeni olmuş durumda.

Öte yandan bir iktidar değişikliğinin, bu tabloyu otomatik olarak değiştireceği yanılgısına da düşmemek lazım.

Muhalefet, kampanya dönemi boyunca bölüşüm ve toplumsal haklar vurgusu yaptı. İsrafa dikkat çekti. Ancak mevcut programa karşı ortaya güçlü bir alternatif koymadı. Kaldı ki; iktidara yönelttiği pek çok eleştirinin odağında da piyasayla yeterince uyumlu çalışmaması var. Piyasayı rahatlatması öngörülen tedbirlerin sınıfsal niteliği muhalefet cephesinde de fazla tartışılmıyor.

Dolayısıyla seçim sonuçları her ne olursa olsun, emekçilerin sınıfsal çıkarları etrafında birleşmesi ve örgütlü gücüyle siyasete müdahil olması gerekiyor. Çünkü işçi sınıfı siyasetten uzaklaştırıldığı nispette, zaman zaman kimi tavizler alabilse bile sınıfsal çelişki her geçen gün derinleşiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...