Hak arayan kadınlar
Fotoğraf: Envato
Kadınlara biçilen toplumsal roller, onları çalışma yaşamı gibi sendikal mücadelenin de dışına itmeyi öngörüyor.
Yani Flormar’da çalışan ve direnen işçileri birbirinden ayırmak için çekilen dikenli telin kadınlar için daha bütünlüklü bir anlamı var. Çok daha geniş bir engellemeyi sembolize ediyor.
Kadınların maruz kaldığı çok boyutlu eşitsizlik, mücadelelerine de çok boyutlu bir nitelik kazandırıyor. Patrona karşı yapılan hak arama mücadelesi, buna engel olmaya çalışan eş ve aileye karşı da bir direnişe dönüşüyor.
Çalışma yaşamındaki ayrımcılığın bir sorun olmaktan çıkıp “Kabul görmüş bir norm” halini alması dahası sürdürülen esneklik politikalarıyla beraber resmi strateji haline dönüştürülmesi, kadınların sendikal örgütlülüğe olan ihtiyacını arttırırken mücadeleyi ise zorlaştırıyor.
Kadın ağırlıklı mücadelelere veya kadın katılımının görünür olduğu eylemlere yöneltilen şiddet çoğu zaman doğrudan kadının cinsiyetine yönelik olabiliyor. Öte yandan kadınların işe alınma ve işten çıkartılma konusunda yaşadıkları ayrımcılık, örgütlenme konusunda duydukları kaygıları arttırıyor. Esnek, geçici ve güvencesiz çalışma biçimlerinin “kadın işi” sayılması ise sendikal örgütlenme olanaklarını kadınlar açısından daha da daraltıyor.
Dolayısıyla çalışma yaşamını kadınlar açısından daha da zorlaştıran ekonomik ve toplumsal koşulların tümü sendikal örgütlenme ve mücadele açısından da geçerli.
Geçtiğimiz hafta sonu Milas’ta toplanan Tüm Bel-Sen Kadın Meclisinin gündeminde de kadın emeği vardı. Toplantıda kadınların çalışma yaşamındaki konumu ve kadın emekçilerin sendikal örgütlülüğü tartışıldı. Örgütlenmenin önündeki engellerin nasıl aşılabileceği konusunda çözüm önerileri ortaya koyuldu.
En önemlisi de yapılan değerlendirmeler gösterdi ki; ekonomik ve toplumsal nedenlerin yanında sendikalardan kaynaklanan bir dizi neden de kadınların sendikal mücadeleye katılımını zorlaştırıyor.
Erkek yöneticilerin kadın sendikacılara yönelik olumsuz tavrı, kimi şubelerde kadın sekreterinin bile erkek olması ve eğitim konusundaki yetersizlikler sıkça dile getirilen sorunlar arasında yer alıyor.
Bir başka önemli sorun alanı ise işyeri çalışmalarındaki yetersizlik. Bu durumda kadınların sendika yönetiminden beklentileri belirlenemiyor ve taleplerinin görünür hale gelip sendika politikalarını etkileyebilmesi sağlanamıyor.
Öte yandan dile getirilen bu sorunlar Tüm Bel-Sen’e özgü de değil.
Sendikacılığın esasen “erkek işi” olarak algılanmasını, kadınların özgün talep ve ihtiyaçlarının sendikal politikaların merkezine alınmayışını, eğitim programlarından kadın üyelerin daha az yararlanıyor oluşunu ya da işyeri çalışmalarındaki yetersizlikleri birçok sendika için genelleştirmek mümkün.
Dolayısıyla kadın emekçiler için sendikal temsil, kadınların sendikalardaki varlığının bile gerisinde.
- Ekonomik kriz ve piyasa ideolojisi 25 Ağustos 2019 23:30
- Anayasa Mahkemesinin barış bildirisi kararı 05 Ağustos 2019 00:20
- Kamuda TİS süreci 21 Temmuz 2019 23:56
- Sömürünün en derinine, ayrımcılığın her türüne maruz kalmak: Mülteci işçiler 01 Temmuz 2019 00:09
- Kıdem tazminatı fonu 10 Haziran 2019 00:50
- Kale Kayış işçileri 19 Mayıs 2019 20:07
- Cinsel şiddet 28 Nisan 2019 19:58
- Seçim sonrası 07 Nisan 2019 20:55
- İşçilerin can güvenliği 24 Mart 2019 20:37
- Kadın emeği 03 Mart 2019 20:40
- Tanzim muhalefeti 17 Şubat 2019 23:30
- Sendikalaşma oranları 04 Şubat 2019 00:50