22 Mayıs 2018 00:15

Muhitimden seçim halleri: ‘Ve bir diploma’… Çok muzipsin Selo çook!

Muhitimden seçim halleri: ‘Ve bir diploma’…  Çok muzipsin Selo çook!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hücresinde tek kişilik mitinglerine devam eden Selahattin Demirtaş’tan beklenen açıklama geldi...

HDP’nin Reisicumhur Adayı Demirtaş, mal varlığını bildirdi...

Demirtaş’ın, bir satırı, “Yüzlerce kitap, binlerce mektup”tan oluşan, 4 kalemlik mal varlığının, “Ve bir diploma” ifşaatı ile bitmesi, seçmenlerini telaşlandırdı...

Misal komşudan:

Baktım bizim muallim emeklisi çiftin ikametgâhında yine şenlik var...

Ayıptır söylemesi, hemen yan balkona bağlandım...

Aramızda kalsın, Nermin Teyze, “Alem bu çocuk Selo...” diye kıkırdamaya devam ederken, “Ve bir diploma” diye tekrar edip duruyor...

(Hasanoğlan) Köy Enstitülü Müştak Amca, eşi Hoca Hanım’ın dura dura attığı kahkahalara eşlik etmekten hemen kendini alıkoyuyor...

Görmüyorum ama tanıyorum; yine “Ciddi olmak lazım canıım” dediği zamanlardaki gibi, kaşını çatarak...

Nermin teyzeyi uyarırken Selahattin Bey’e sesleniyor, giderek desibeli yükselen ses tonuyla:

“Sayıın Demirtaaş... Sayıın Demirtaaaş!..”

Sonra onun da “Her lafı tartmalı, sonunu düşünmeli”   prensibiyle yüklü ciddiyete davet freni boşalıyor, koyuveriyor makarayı: 

· Yav Nermin ne o öyle nispet eder gibi allasen; “Ve bir diploma”... Bana baaak sen baaa...

Nermin Teyze, ciddiyet abidesi eşi Müştak Hoca’nın da ölçülü olmaya gayret eden neşesine katılıp, gevrek gevrek gülmesinden cesaret alıp, söyleniyor...

FÜCCETEN GÖTÜRECEK

Gülmesinden pek anlaşılmıyor ne dediği ama...

· Allah geçinden versin; ayol böyle böyle fücceten götürecek beyefendiyi Selo… 

Dediği kulağıma çalınıyor...

“Beyefendi”…

Ses tonundaki kasılma ele veriyor:

“Beyefendi” vurgusu, bizim köy enstitülü emekli öğretmenin, -Bak burası mühim; o hoca değil, “Ben öğretmenim, hoca camide olur”- Müştak Amca’nın kendine çeki düzen vermesine yol açıyor...

Ciddi yüz ifadesi taktığını hissettiren cümlelerine kulak misafir oluyorum:

· “Öyle yanına bırakmam senin”ci, şimdi yeni ceza kesmeye hazırlanıyordur, Sayın Demirtaş’a…

Nermin Hoca’nın gülmesi bıçak gibi kesilir…

Suratı asılır... Yüzünü gözünü seyirtmeye başlayan tiklerini sakinleştirmek ister gibi cevaplar, ‘Köroğlu’yu...

Ne zaman bir musibetten, ve bu uğursuzluğu omuz omuza aşmak için vefa ve dayanışmadan söz edecek olsa eşine “Köroğlu”, diye seslenir, Nermin Teyze...

· Aman sen de be Köroğlu… Kaçırma tadımızı…

Kısa bir sessizlik… Onay bekler gibi devam eder:

· Aman ne yapacak Müştak Beyciğim, ne yapacak!

“Ne yapacak canım”lı tekrarlar ile esasında kendini teskin etmeye çalışırken, bizim Nermin teyze yine makaraya sarıyor:

Çok muzip bu çocuk çook… Ayol, ‘ve bir diploma’

Bizim Emekli Müştak Öğretmen bu kez, yaren olmuyor hanımının kahkahasına…

‘SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ’ HAPSİ BİTMEDEN ŞİMDİ DE…

Kahvesini höpürdettikten sonra, endişesini sindirdiği konuşmasına devam eder:

· Ne mi yapacak!.. Ne mi yapacak Nermin Hanım!.. “Seni başkan yaptırmayacağım” cezasının üstüne bu sefer de…

· Ne bu sefer de ne !!??

· “Ve bir diploma” hapsini yatmaya başlayacak, senin o muzip Selooon!

Sesssizlik… 

Kahvelerin höpürtüleri duyuluyor sadece… Nermin Teyze’nin kendisiyle konuşur gibi belli bellisiz sesi geliyor sıkkınca:

· Kazanamazsa… Evet kazanamazsa… HDP barajı aşamazsa bi’de hele bak sen artık!?..

Nermin Teyze sayıklarcasına konuşmasını yine kendi kesiyor, toparlanıyor…

· Aman canıım… Kalk hele kalk… Vecihan Hanımları da mı arasak?.. Onlar ne yapacak acaba 24 Haziran’da?

· Ara, ara da… Sen bana önce şu bayrağı getir… Ütülemiş miydin sen onu?

19 Mayıs geliyor ya…

Her bayram olduğu gibi Atatürklü Türk bayrağı bizim emekli öğretmenlerin balkonundaki yerini alacak… Yine günlerce orada kalacak…

Sonra yeniden Nermin Hanım yıkayıp ütüledikten sonra yerine kaldıracak…

Ta ki gelecek bayrama kadar…

Müştak Hoca’nın istediği bayrak, asılacağı günü bekleyen işte bu Atatürklü Türk bayrağı…

KEMALİST KOMŞULARIN OY TAKSİMATI 

Bugün gibi hatırlarım da... 

Bizim emekli muallimlerin o bayrağı 7 Haziran 2015 dseçiminin ardından, 8 Haziran sabahı da balkonda selama durmuştu...

7 Haziran seçiminde bizimkiler, 2 kişilik dev seçmen kitlesinin oylarını bölüştürmüşlerdi...

Nermin Teyzem HDP’ye...

Müştak Hocam CHP’ye atmıştı, sandıkta...

Merak ediyorum, 24 Haziran’da komşunun oy terkibi değişecek mi?

Demirtaş’tan, “Şahsen ben de seviyorum bu çocuğu” sitayişleri ile bahsetmelerinin...

“Erdoğan’dan kurtulmak için HDP olmalı Mecliste...” öngörülerini, bir ağızdan “Şart canım... şart şart” tasdikiyle mühürlemelerinin neticesi, bakalım bu kez ne olacak?..

Bakalım bizim Kemalist komşularda kim HDP’ye, kim CHP’ye basacak mührü?..

Bence mi?

Valla tarih şahidimdir; onca münazara ve münakaşanın sonunda yine Nermin teyzemin dediği olur, bana kalırsa…


‘SELO’NUN MAL VARLIĞI MANİFESTOSU OKEY MASALARINDA İNFİALE YOL AÇTI

HDP Adayı Selahattin Demirtaş’ın Edirne cezaevinden bildirdiği mal varlığının bizim emekli komşularda yarattığı dalgalanmanın davetsiz şahitliğinin mahcubiyetiyle, çöktüm bahçeye… 

Kesmedi…

Bilahare kafayı dağıtmak için tavla atmaya gidiyorum esnafa… 

Artık kim avarelik ediyorsa...

Amma velakin...

Demirtaş’ın mal varlığı manifestosu sokakta da peşimi bırakmadı...

İntibaımın hülasası şu: 

Selahattin Demirtaş’ın...

Bir ev, külüstürlüğünden şüphelenilen 5 yaşında bir arabadan müteşekkil mal varlığı, “işini bilir” vatandaşlar arasında hayal kırıklığı yaratmış...

Özlemişim valla; biraz habercilik yapayım:

Bizim mahalle ajansından aldığım havadise göre...

Cezmi’nin kahvesinde okeye dönenler, “Adam kaç yıllık siyasetçi... Bi’araba bi’ev... Peehh! Kendine hayrı olamayanın saaa baaa ne faydası olacak” tepkisini koymuş...

Müdavimler, “Allah’ın yar ve yardımcı olmadığı çulsuza oy moy yok…” öfkesine kapılmış... 

“Alo 155!... Alo 155!!.. Kürtaj var Kürtaj… Aldırrrımm içerii” diye celallenerek AKP ilçe binasına koşan kuru yemişçi hacı dayı, zor zapt edilmiş… (A Haber’e not: Ekrana çıkaracaksanız arayın beni, hacı dayının numarasını vereyim...)

Kahvenin ileri gelenleri, -biraz da seslerini yükselterek, “Yav adam zaten içerde hacım!..” şekilli cümlelerle..

“Bas geri!.. bas geri!..” telkinleri yaparken, bir yandan da  sakalları sıvazlanmak suretiyle hacı dayı teskin edilmiş... 

Sağ selamet evine savuşturulmuş...

Olaysız dağılan kalabalık, masalara çekildikten sonra hararetle tartışmaya devam etmiş...

Demirtaş’ın mal varlıkları arasında saydığı “Çok sayıda kitap ve mektup”lar, “Belli belliydi zaten...” tasdikli hırçınlıkla karşılanmış...

Bu arada, densizin biri, gizemli bi ses tonuyla, başını yanındakinin kulağına dayamış, ilahi bir sırra vakfetme edasıyla, “Yav bizim reyizin şu diploma işi ne oldu?” diye soracak olmuş... da...

... Oho-oo... Olan olmuş...

Bi’ nevi kulağına yapışılanın zor işittiğini meğer tüm masa duymasın mı?!

Açılmış ağızlar yumulmuş gözler…  

45 ila 90 derecelik açı çizerek havalanan okey takozları neyse ki havalandığıyla kalmış...

Lakin öfkesini yenemeyen bir ikisi, “Biz biz bizeyiz… Ekmek musaf çarpsın kötü bi’niyetim yoktu” müdafine, bardak çanak fırlatmış…

· Su uyur düşman uyumaz..

· Tam da devlet beka sorunu yaşarken… 

· Yedi düvel reyize karşı savaşırken diploma da diploma… 

· 155’i arayın 155’i…

Neyse sonunda masanın hesabını ödemeyi üstlenip, teravih namazını müteakip caminin karşısındaki pastanede, tatlı börek çörek ısmarlamaya fit olmuş da bizim diploma meraklısı, yakayı kurtarmış…

Lakin…

Rivayet o ki, yine de helallik alıp ayrılırken…

· Bak aramızda haa... Söz namus, dediniz; partiden kimsenin haberi olmayacak…

İkazında bulunmuş sık sık... da...

Kılıksızın biri, yine de kılçık atmayı ihmal etmemiş, arsızca sırıtarak:

· Başkan duymayacak ama Furkan Abi başkasından duyarsa götaltına biz gideriz…

· (………..)

Neyse... Şaka şaka... tesellisiyle evinin yolunu tutan hadsiz meraklı yürürken, esirmiş gibi “diploma... diploma...” diye diye söylenip durmuş...
Selam verenleri dahi gözü görmemiş...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...