09 Mayıs 2018 00:57

Seçim vaatleri

Seçim vaatleri

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Burjuva partiler işte böyledir. Her seçim öncesi, seçmenden oy alabilmek için inanılmaz vaatlerde bulunurlar. Ama, seçim sonrası emekçiler açısından değişen bir şey olmaz.

Aslında, normalde iktidar partileri yaptıklarını anlatırlar, muhalefet partileri ise iktidara geldiklerinde yapacaklarını ve vereceklerini anlatırlar. Bizdeki terslik ise on altı senedir iktidarda olan parti, adeta o kadar süre muhalefette kalmış gibi yapacaklarını anlatıyor. Daha çok özgürlük, daha çok adalet vadediyor. Hukuk devletini kuracağı sözünü veriyor. Tabii, satın aldığı yandaş medyadan kimse sormuyor, “vadettiklerini on altı senedir neden yapmadın?” Ya da, “demek ki on altı senelik iktidarında özgürlükleri kısıtladın, adaleti ortadan kaldırdın, hukuk devletini bitirdin” demiyor.

İktidar partisinin on altı senedir yaptığı, kamuya ait olan fabrikaları, işletmeleri satıp, yurt dışından yüksek faizle para getirip bunları yandaşlarına dağıtmak. Yandaşlar da bu paraları başta inşaat sektörü olmak üzere kullandılar ve daha da zenginleştiler. AKP’li devlet eliyle zenginleştirilmiş yeni bir zengin zümresi ortaya çıktı, AKP de bunları zengin ettiği gibi, onlardan komisyonunu da aldı.

AKP’nin on altı senelik iktidarında övünebildiği ve büyük yatırımlar dediği yollar, köprüler, üçüncü havaalanı gibi inşaatlar ise esas olarak yüksek faizle borç alma gibi bir şeydi. Yurt dışından bu projelere büyük paralar aldılar, bu paraları yandaş firmalara taşeron firma/ortak firma olarak aktardılar ve aldıkları parayı devlet garantisi ile aylık parçalar halinde on veya on beş yıl içinde ödemeyi taahhüt ettiler. Tabii, ödenen para banka faizlerinin çok üstünde bir kâr getiriyordu yabancı yatırımcılara. On sene, on beş sene borçlanarak gidilmeyen yollar, geçilmeyen köprüler yaptılar. Bu yollar ve köprüler on beş sene sonra işe yaramaz mı? Yarar. Fakat, acilen başka üretim alanlarına yatırım yapılması gerekirken bu işleri yaptılar. On altı yıl boyunca vizyon, vizyon dediler. 2023, 2053 vb. tarihler ortaya atıp, o tarihlere kadar planlar yaptıklarını ima ettiler ama bir sanayileşme, üretim planları yoktu. Yaptıkları para bulup günü kurtarmaktı. Serbest piyasanın her şeyi düzelteceğini düşünen kafalar iktidarda idi. Para olursa işler yoluna girer idi onlara göre. On altı sene sonra ödeyemeyecekleri bir borçla karşılaştılar. 2008 öncesi ABD’deki gibi ellerinde satamadıkları yüz binlerce ev kaldı. Her türlü tarımsal ürünü dışarıdan almaya başladılar. Enerji sorununu çözemedikleri için ulusal gelirin en önemli bölümü enerji satın almaya harcandı. Sözde liberaldiler ama en yüksek vergileri uyguladılar. Devlet ve büyük patronlar gibi, halk da gırtlağına kadar borca battı. Bankalar son yıllarda yüksek kârlar ediyor ama ödenip, ödenmeyeceği meçhul büyük meblağda kredi borcu alacakları ile de uğraşmak durumundalar.

İktidar partisinin hak ve özgürlükler alanında yaptıkları ise ortada. Hapishanelerde rekor düzeyde tutuklu ve hükümlü mevcut. Boyuna yeni hapishane yapıyorlar. Sayı iki yüz bini aştı. Bir yatakta beş kişi yatıyor. Siyasi mahpuslarda ve gazeteci mahpuslarda dünya rekoru kırmak üzereler. Ülkeyi iki senedir OHAL ile yönetiyorlar. Cumhurbaşkanını eleştireni içeri atıyorlar. Sırf cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile devam eden on binlerce ceza ve hukuk davası var. Onun için; hukuk, adalet, özgürlük vadediyorlar.

Muhalefet ise son iki seçimdir ekonomik vaatlerin iyi oy getirdiğini gördü ve vaat çıtasını arttırdı. Öğrencilere, emeklilere, işsizlere vaat üzerine vaat yapıyorlar. Verecekleri paraların kaynağı ne belli değil. Zenginlerden almadan yoksullara vermek mümkün değil. Yoksullara bu paraları vereceksen ve zenginlerden almayacaksan, bir elle verdiğini yoksullardan diğer elle alacaksın demektir. Doğrudan ve dolaylı vergi ile...
Seçimlerden sonra ciddi bir kemer sıkma dönemi gelecek. Bunun için AKP seçimleri mümkün olan en erken tarihe aldı. Kemer sıkma dönemi baskı ve zorla geçirilecek. İktidarın ve muhalefetin vaatlerine aldanmayalım. Hepimizi yoksulluk, baskı ve zulüm günleri bekliyor. Bunun olmaması için ekonomik krizin yükünü patronların, zenginlerin sırtına yıkmak gerekir. Demokrasi güçleri, muhalefet partileri zenginlerden nasıl daha çok alacaklarının programını halka anlatmalıdır, boş vaatler yerine.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...