02 Mayıs 2018 00:15

Adil seçim

Adil seçim

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçen gün, iktidarın hâlâ televizyona çıkarılmasına izin verdiği “solcu”lardan biri “Belki de ilk kez bir seçimde sosyalistler bağımsız adayı çıkaramıyor. Neden mi? Çünkü onlarca gruptan hiçbiri beş gün içinde 100 bin imzayı toplayabilecek  güce sahip değil. Sosyalist sol adına hazin bir manzaradır bu.” dedi.

OHAL koşullarında yönetici ve üyeleri hapishanelere doldurulmuş; televizyonları, radyoları, yayın organları kapatılmış; her  gün partilerinden 5-10 üye ya da yöneticisinin gözaltına alındığı sosyalistlere iktidar (bütün bu zulmü yapan) yerine vurmak ne kadar etik, ne kadar sol tavır? Tartışılır. Ama, solcu olmadan önce belki demokrat olmak lazım. Hukuk devletini savunmak lazım.

Cumhurbaşkanlığı seçimi yöntemi hem adil değil, hem demokratik değil, hem de hukuka uygun değil. Solcular 100 bin imza toplayamıyor demeden önce bunu eleştirmek lazım.

Anayasa değişikliğinde ya da seçim yasalarında TBMM’de grubu olan partiler ya da en “büyük” beş parti cumhurbaşkanına aday gösterebilir demiyor. Kırk yaşını doldurmuş olmak, yüksek öğrenim yapmış olmak vb. koşulları sağlayan her yurttaş aday olabilir diyor. Hukuken bunun sağlanması gerekir. Demokrasi açısından bunun sağlanması gerekir. Adalet için bunun sağlanması gerekir.

Şimdi bir örnek verelim.  Diyelim ki siz doktora düzeyinde ekonomi ve siyaset tahsil etmişsiniz, çok zekisiniz, çeşitli kurumlarda yöneticilik yapmışsınız, demokratik kurumlarda çalışmışsınız ve Cumhurbaşkanlığına aday olmak istiyorsunuz. Karşınızda da Erdoğan var. Erdoğan günde dört saat televizyon ve radyolarda konuşuyor, bütün gazeteler her gün onunla ilgili en az iki haber veriyor. Size hiçbir medya organı yer vermiyor. Erdoğan devletin giderlerini ödediği uçaklarla, helikopterlerle bir günde dört kenti geziyor ve propaganda yapıyor, siz tarifeli uçaklarda dahi yer bulamıyorsunuz. O Özbekistan’da dolaşırken onun adına birileri adaylık başvurusu yapacak ama sizi beş gün içinde 100 bin kişi önerecek. 100 bin kişi önce sizi tanıyacak (çünkü yasada tanınmış bir olma koşulu yok), sizin adaylığınızın doğru olduğuna ikna olacak, sonra işinden izin alacak ya da cumartesi-pazar dinlenmesinden feragat edip, dört saat seçim kurulu önünde bekleyerek sizin için imza verecek.
Bu sistem adil mi?

Hiçbir şey bilmiyorsanız bari başkaları nasıl yapıyor ona bakın. ABD’de başkanlık seçiminden iki sene önce adaylar ortaya çıkıyor. Rusya’da altı ayla bir sene arası. Başkanlık sistemine geçiş sürecinde belirtildiği gibi, cumhurbaşkanlığı seçimi 2 Kasım 2019’da yapılsaydı adaylar belki bir sene önce ortaya çıkmaya başlayacaktı. Ama, demokrasi, hukuk, adalete aldırış etmeyen iktidar iki ay sonrası için seçim kararı almış; rakiplerinden bir partiyi seçime sokmamak için tarihi (onlar 28 Haziran’da seçime girebiliyoruz dedikleri için) 24 Haziran olarak belirlemiş, bir diğer rakibini bir senedir hapiste tutup, binlerce parti yöneticisi ve üyesini hapse koyarken, hapisteki lideri seçime girmesin diye seçimden önce ceza vermeye çalışıyorsun; (akredite solcumuzun beğenmediği) sosyalistlerin ise gazetelerini, televizyonlarını, yayınevlerini, radyolarını kapatmışsın; üyelerini hapse doldurmuşsun, bunlarla yetinmiyor ve hâlâ her gün 5-10 üye ve yöneticisini gözaltına alıyorsun ve sosyalistlerin 100 bin imza toplayamadığından söz ediyorsun. Daha iktidar partilerinin işbirlikçi burjuvazi, emperyalistler vb. desteği ile iktidara getirilmesinden falan söz etmiyorum. 12 Eylül’den bu yana iktidarlar tarafından sosyalistlere yönelik sürdürülen baskı, zulüm politikalarından söz etmiyorum. İktidar yandaşlarına devlet bankalarından verilen kredilerle büyük medya kuruluşları verilirken sosyalistlerin her gün mahkeme kapılarında sürünerek, para ve hapis cezalarını göğüsleyerek gazetecilik yapma çabalarından söz etmiyorum.

İktidarın her gün vurduğuna bir de ben vurayım, puan kazanayım demek yerine; birazcık demokrat olup adil bir seçim istemek daha doğru olmaz mı?

Not: Baskıya yetişmeyeceği için 1 Mayıs gösterileri ile ilgili yazamadım. Bütün işçi ve emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs’ı kutluyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...