09 Nisan 2018 01:00

Katliam

Katliam

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hükümet sözcüleri, darbe girişimi sonrasında akademisyenler için oluşturulan ihraç listelerinin YÖK’ten geldiğini belirtmiş, YÖK ise bu listelerin üniversite rektörlükleri tarafından hazırlandığını söylemişti. Bu açıklama, birçok üniversite mensubu açısından malumun ilamı niteliğinde olsa da, resmen teyit edilmiş olması önemliydi.

Öte yandan bu ihraçlar, üniversite yöneticilerinin OHAL KHK’lerinden aldıkları dokunulmazlıkla, kendileri için dikensiz gül bahçesi yaratma çabasından ibaret de değildi. Nitekim İstanbul Üniversitesi bileşenleri, Eğitim Sen üyesi hocalarının ihracının ardından yaptıkları basın açıklamasında (2016), tasfiye edilenler kadar korunanların da araştırılması gerektiğine dikkat çekiyor ve bu tasfiyelerin kimleri korumak için kalkan edildiğini sorguluyorlardı.

Ardından diğer üniversiteler için de benzeri bir tartışma başladı. Örneğin CHP Milletvekili Tur Yıldız Biçer, resmi twitter hesabından, darbe şüphelisi olarak tutuklanan ve yargılanmakta olan Hakkari Üniversitesi eski rektörünün nasıl olup da Ankara Üniversitesi kadrosuna dahil edilebildiğini sordu.

Benzer durumların başka üniversitelerde de görüldüğü haber sitelerinde sıkça yer aldı. Ancak değişen bir şey olmadı. Hükümet “listeleri biz hazırlamıyoruz” demekle yetinirken, rektörler görevlerini sürdürdüler. OHAL uzatılmaya devam etti.

Eskişehir’deki kampus katliamı böylesi bir ortamda gündeme geldi. Osmangazi Üniversitesinde, gücünü muhbirlikten alan bir araştırma görevlisi, yüzlerce öğretim üyesini ihbar ederek bir kısmının ihraç edilmesine neden olmuştu. Kendi hakkındaki basit bir şikayet dilekçesinin işleme koyulduğunu öğrendiğinde ise silaha sarılıp katliam yaptı. Dört can aldı. Üç de yaralı var.

Akademik hayatının her bir aşaması şaibelerle dolu olan araştırma görevlisi Volkan Bayar, bu aşamaların her birinde korunup kollanmış. Milliyet Gazetesinde yer alan bir haberde (07. 04. 2018), kendisinin akademik yetersizliğinin hocası tarafından kayıt altına alındığı belirtiliyor. Habere göre Bayar’ın Gazi Üniversitesi’nde okuduğu bölümün Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hayati Akyol, kendisinin MEB’in yurt dışı bursunu kazanmasını şaibeli bularak, “ALES puanı incelenmeli” diye dilekçe vermiş. Dahası Volkan Bayar burs alarak gittiği ABD Denver Üniversitesi’nden de atılmış. Ancak Osmangazi Üniversitesi öğretim üyeleri, kendisinin atılmasına ve Türkiye’ye dönmüş olmasına rağmen bursunun devam ettirildiğini söylüyorlar. MEB ise kayıtlarında Volkan Bayar adına rastlanmadığını belirtiyor.

Katliamın arka planını ise dört arkadaşını kaybeden Doç. Dr. Ayşe Aypay’ın basına yaptığı açıklamalardan öğreniyoruz. Doç. Dr. Aypay, “tescilli bir FETÖ’cü” diye nitelendirdiği Volkan Bayar’ın üniversite rektörlüğü tarafından kollandığını söylüyor.

“Biz Volkan Bayar’ın devletin kurumlarını aldattığını, FETÖ’yle mücadeleyi kişisel husumetlerine alet ettiğini her yere anlattık. Rektörlük en başından beri Volkan Bayar’ı ciddi bir koruma altına aldı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Konuk, Volkan Bayar hakkında verdiğimiz dilekçelerin taratılmaması için talimat göndermişti” diyor.

Doç Dr. Ayşe Aypay, hak ettiği profesörlük kadrosuna atanması rektörlük tarafından engellenen bir öğretim üyesi. Aynı üniversitede öğretim üyesi olan eşi ise Volkan Bayar’ın iftiralarıyla ihraç edilmiş. Ayşe Hoca’nın kadro atamasının engellenmesi eşinin ihracıyla ilişkilendirilmiş olmalı ki (üniversite yönetimi ile hukuk arasındaki mesafeyi ortaya koyabilmek bakımından başlı başına bu bile oldukça çarpıcı); eşi beraat etmiş olduğu halde hâlâ neden atanmadığını rektöre sorduğunu anlatıyor.

‘Ayşe Hoca’lar Osmangazi Üniversitesi’ne özgü değil. En yeni kurulanından en köklüsüne kadar akademinin dört bir yanında onlarca ‘Ayşe Hoca’ olduğu bir vak’a. İhbarcılığın bir “akademik liyakat” mekanizmasına dönüştürülmesinin sonuçları ise en acı biçimiyle ortada.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...