07 Mart 2018 00:50

Süper Lig’de son 10 hafta: Şampiyonluk adaylarına bakış

Süper Lig’de son 10 hafta: Şampiyonluk adaylarına bakış

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Önce Beşiktaş’ın derbide Fenerbahçe’yi mağlup etmesi ardından Fenerbahçe’nin Akhisar’a kaybetmesi, siyah beyazlıların ise deplasmanda Trabzonspor’u yenmesiyle Süper Lig’de kritik bir dönemeç geride kaldı. Lider Galatasaray, bu iki haftayı ligin en karışık/kırılgan takımları Bursaspor ve Karabükspor karşısında toplam 12 gol ve 6 puanla geçerken Başakşehir ise evindeki Gençlerbirliği-Göztepe maçlarından 4 puan çıkardı. 

Son yıllarda hiç olmadığı kadar çok sayıda takımın dahil olduğu, çekişmeli bir şampiyonluk mücadelesiyle son 10 haftaya girilirken herkes fikstürleri önüne açtı, kalemi kağıdı eline aldı ve hesap yapmaya başladı. Biz de eksik kalmayalım.

GALATASARAY

50 puanlı lider Galatasaray’ın bu pozisyonu o kadar da güven verici değil. Fatih Terim’in öğrencileri hem fikstür olarak zorlu bir sürece giriyor hem de şampiyonluk yolundaki rakiplerine karşı ikili averaj handikabından muzdarip.

Hatırlanacağı üzere sarı kırmızılılar ilk devrede son 10 maçlık periyotta yalnızca 5 galibiyet elde edebilmişti. Bu 10 maçın 9’unu Igor Tudor’la oynayan G.Saray, F.Bahçe ile evinde berabere kalmış, Trabzon’a, Başakşehir’e, Beşiktaş’a ve Yeni Malatya’ya deplasmanda kaybetmişti.

Fatih Terim faktörü ve Trabzon, Başakşehir, Beşiktaş, Yeni Malatya maçlarının iç sahada oynanacak olması bir avantaj ancak yine de Kadıköy deplasmanı 19 yıldır durduğu yerde duruyor! Üstelik Terim’in Cimbomunun, Beşiktaş ile Başakşehir’i alt edebileceğine dair emareleri henüz gördüğümüzü söyleyemeyiz. (Bursa ve Karabük sefalarından büyük anlamlar çıkarmak hata olur) Sarı kırmızılı taraftarlar bu konuda haklı olarak Terim’in tecrübesine güveniyor ve ilk yarıdaki tabloyla karşılaşmamayı umuyor. Ancak şu da unutulmamalı ki o kadro Ndiaye gibi önemli bir orta saha oyuncusunu kaybetti ve bu eksiklik özellikle zorluk derecesi yüksek maçlarda kendini daha ciddi biçimde gösterebilir.

ŞAMPİYONLUĞUN ANAHTARLARI

*Galatasaray, güçlü bir 11’e sahip ancak alternatifli bir kadrosu yok. Fatih Terim, Ndiaye sonrası Donk’u canlandırarak şapkadan tavşan çıkardı ama kendisinin de itiraf ettiği gibi -örneğin- Bafetimbi Gomis’in bir alternatifi yok. Hücum gücünün yüzde 50’sini oluşturan Bafetimbi Gomis ve Garry Rodrigues, son 10 haftayı sakatlık ve ceza yaşamadan geçirmeli. Aynı şey, Maicon, Serdar Aziz, Feghouli, Belhanda gibi isimler için de geçerli.

*Cimbom’un zorlu fikstürü Fenerbahçe deplasmanıyla başlıyor. Maçın hem adı hem de zamanlaması kritik. Galatasaray, 19 yıldır kazanamadığı bu deplasmandan yenilgiyle dönerse moral olarak yıkım yaşar ve bu ruh hali, diğer maçları da etkiler. Aksi durumda ise(beraberlik bile yeterli) Fatih Terim, takımını ve camiayı arkasında tutmayı sürdürür. Ne olursa olsun Cimbom’un kaderini, ilk yarıda döküldüğü büyük maçlardaki performansı belirleyecek. 

*Şampiyon takımlar, sağlam, tecrübeli karakterlere ihtiyaç duyar. Bu anlamda Belhanda, Feghouli, Rodrigues, Maicon, Gomis gibi takımın performansında önemli rol oynayan isimlerin hepsinin ispatlaması gereken şeyler var. Kadıköy sınavından itibaren bu oyuncuların nasıl reaksiyon göstereceği Cimbom’un kaderini belirleyecek.

KRİTİK İSTATİSTİK

Galatasaray, 16 galibiyetle ligin en çok kazanan takımı. Ancak 6 kez de yenildiler ve şampiyonluk adayı 4 takım içerisinde bu olumsuz istatistikte başı çekiyorlar. Süper Lig tarihinde 6’dan daha fazla maç kaybedip şampiyon olmuş bir takım yok!

FİKSTÜR - Konyaspor, Fenerbahçe(D), Trabzonspor, Gençlerbirliği(D), Başakşehir, Alanyaspor(D), Beşiktaş, Akhisarspor(D), Yeni Malatya, Göztepe(D).

BAŞAKŞEHİR

Abdullah Avcı’nın öğrencileri 50 puanla “gizli” lider konumunda. İlk yarıda 5-1 yendikleri Galatasaray’a karşı henüz ikili averaj hesabı devreye giremediği için(çünkü iki takım arasındaki 2. maç oynanmadı) genel averajla geride gözüküyorlar ancak Türk Telekom Stadyumu’nda beklenmedik bir fark yemezlerse sezon sonunda Cimbom’la aynı puanda olmaları halinde şampiyon olacaklar.

Başakşehir ilk yarıda UEFA Avrupa Ligi’nden en az seviyede etkilenmeyi hedefledi ve esas amacının lig şampiyonluğu olduğunu gösterdi. Bu sayede, -Beşiktaş’ın aksine- Avrupa cephesini mümkün olduğunca bir “dikkat dağıtıcı” olmaktan çıkardılar. İkinci yarıda böyle bir dertleri yok. Türkiye Kupası’yla da uğraşmadılar ancak sahadaki futbolun henüz Kasım-Aralık sürecindeki seviyeyi yakaladığını söylemeyiz.

HANDİKAP: ’ŞAMPİYON TAKIM’ HAVASI

* Kalan süreçte Başakşehir için en kritik nokta iç saha maçlarını 2-3 bin seyirciye oynayan bir kulüp olma handikabını aşmak olacak. Kimileri bunun bir avantaj olduğunu öne sürüyor, kimileri kulübün siyasi bağlantılarına vurgu yaparak “taraftar ve camia büyüklüğü” baskısı olmadan da hakemlerin turunculara iltimas geçtiğini iddia ediyor ancak bir gerçek var ki şampiyonluk aynı zamanda “Hava” işidir. Başakşehir, çok tecrübeli profesyonellerden ve iyi bir teknik ekipten kurulu, yine de bu eksiklik, sahadaki futbolun son dönemde yavanlaşmasından daha endişe verici bir etken.

* Başakşehir’in fikstürü hiç de fena değil. Öyle ki Beşiktaş ve Galatasaray maçlarından puansız çıksalar dahi diğer karşılaşmalarını kazanmaları halinde rüyalarını gerçekleştirebilirler.

FİKSTÜR - Alanyaspor (D), Beşiktaş, Akhisarspor (D), Yeni Malatya, Galatasaray (D), Kayserispor, Osmanlıspor (D), Sivasspor, Antalyaspor (D), Kasımpaşa.

BEŞİKTAŞ

Zirvede kalmak en az zirveye çıkmak kadar zor. Bu yüzden herhangi bir sporda -eğer güç seviyesindeki farklılık çok fazla değilse- üst üste şampiyon olmanın kıymeti çok büyük. Rakipler size daha çok bilenir, kendi personeliniz (yönetici, teknik direktör, futbolcu) başarıya doymuşluğun etkilerini yaşar, motivasyonu korumak zorlaşır vs. Süper Lig tarihinde 1970-1973 Galatasaray, 1978-1981 Trabzonspor, 1990-1993 Beşiktaş ve 1997-2001 Galatasaray dışında üst üste en az 3 kez şampiyonluk yaşayan başka bir takım yok. Şenol Güneş’in öğrencileri bu bakımdan önemli bir eşikte. En önemli avantajları halen ligin en geniş kadrosuna, en oturmuş takımına sahip olmaları. En önemli soru işareti ise takımın bu özelliğini bu sezon yalnızca Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarının ikinci yarılarıyla Şampiyonlar Ligi’nde gösterebilmiş olması. 

Siyah beyazlılar, önemli bir ‘Avrupa’ başarısına imza attığı ligin ilk yarısında beklenmedik puan kayıpları yaşadı. Sezon başındaki şampiyonluk adayı Beşiktaş olan biri olarak bu dönemdeki kayıpların ikinci yarıda motivasyonun tamamen lige çevrilmesiyle telafi edilebileceğini düşünüyordum. Ancak Cenk Tosun’un takımdan ayrılması, belli bir güç kaybını beraberinde getirdi. Yine de Beşiktaş, 7 maçta aldığı 5 galibiyet ve 2 beraberlikle 2. yarının lideri. Üstelik bunu Fenerbahçe’yi ve Trabzonspor’u yenerek perçinledi. Ligdeki son 2 galibiyet, siyah beyazlıların şampiyonluk yolundaki diğer rakiplerine karşı önemli bir mesaj niteliğinde. Çünkü bunlar halen şampiyon takımın nefes alıp verdiğini gösteriyor.

23 GALİBİYET BARAJI

Hafta sonu Ebubekir Kaplan’ın da Twitter’dan hatırlattığı üzere, ligin yeniden 34 maç üzerinden oynanmaya başlandığı 1994/95’ten bu yana,  23 galibiyet şampiyonluk için anahtar bir istatistik. 23’ten az maç kazanıp şampiyon olan yalnızca 3 takım var. En az 23 maç kazanıp şampiyon olan takım sayısı ise 7. Beşiktaş, 24 maçta 13 galibiyet alabildi. Bu da kalan 10 maçta ciddi bir galibiyet serisinin olmazsa olmaz olduğunu gösteriyor. Elbette 4 takımın şampiyonluk için yarıştığı bir sezonda zaten 3 kez esnemiş olan “23 kuralı”nın bir kez daha esnemesini bekleyebiliriz.

FİKSTÜR AVANTAJI VE DEZAVANTAJI

Beşiktaş’ın kalan süreçteki önemli avantajlarından biri son 10 maçın 6’sını yıkılmaz kalesi Vodafone Park’ta oynayacak olması. Başakşehir ve Galatasaray maçlarının deplasmanda oynanacak olması ise fikstürün dezavantajlı kısmını oluşturuyor.

FİKSTÜR: Gençlerbirliği, Başakşehir (D), Alanyaspor, Göztepe, Akhisarspor (D), Yeni Malatya, Galatasaray (D), Kayserispor, Osmanlıspor (D), Sivasspor.

FENERBAHÇE

Bir ara istifanın kıyısından dönen Aykut Kocaman tam “Dahi” mertebesine yükseltilmişti ki art arda gelen Beşiktaş ve Akhisar yenilgileriyle ülke futbolunun en acımasız kazanlarından, “Fener kazanı” yeniden aktif hale geldi. Aykut Kocaman şu aralar bir kez daha “İstenmeyen adam” pozisyonunda. Hemen söyleyeyim, bunda kendi hataları önemli rol oynuyor. “Doğru” kabul ettiği futbola dair teknik-taktik eleştirilerimi geçtim, saha dışı performansı da “garip”. Hakemlerden “şans”a, kötü sonuçları açıklamak için basın toplantılarında sürekli dış faktörlere başvuruyor olması sağlıksız bir ruh haline ve kendine güvensizliğe işaret ediyor.

Akhisar yenilgisi sonrası koparılan fırtınada sarf edilen “Fenerbahçe şampiyonluktan koptu” salvolarına elbette katılmıyorum. Sadece önündeki 2 maçı kazanması dahi (Zor ama kazanılamayacak maçlar değil) Fenerbahçe’deki tüm havayı değiştirmeye yeter. Ancak kağıt üzerinde kolay görünen maçları kazanamamak Fenerbahçe için sezonun hikayelerinden biriydi ve bu, direkt olarak yukarıda bahsettiğimiz sorunlarla, yani Kocaman’ın teknik-taktik tercihleri ve takıma da yansıttığı kırılgan psikolojisiyle alakalı.

ANAHTAR: YENİ MALATYA FİNALİ

Nispeten avantajlı fikstüre güvenerek tahmin yapamamamızın nedenlerinin başında bu geliyor.

Fenerbahçe, zirvenin 6 puan gerisinde ve şampiyonluk yarışındaki en dezavantajlı takım konumunda. Ancak her ne olursa olsun Yeni Malatya maçı sonrası yeni bir gündemi tartışıyor olacağız. Ya maç kazanılacak ve camia, bir kez daha Galatasaray’ı “büyük hedefe” ulaşma yolunda bir birleştiriciye, katalizöre dönüştürecek ya da puan kaybı yaşanacak ve teknik direktör üzerindeki istifa baskısı iyice artacak. 2. olasılık şampiyonluğun Kaf Dağı’nın ardında kalması anlamına da geliyor elbette.

FİKSTÜR: Yeni Malatya (D), Galatasaray, Kayserispor (D), Osmanlıspor, Sivasspor (D), Antalyaspor, Kasımpaşa (D), Bursaspor, Karabükspor (D), Konyaspor.
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...