31 Ocak 2018 00:15

Nereye kadar?

Nereye kadar?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Savaşta önce gerçekler ölür demişler. Doğru. Bunu yaşıyoruz. Gazete ve televizyonlar savaş bakanlığı propaganda bürosu gibi çalışıyor. Savaşa karşı olanlarla ilgili bir haber verildiğinde, haberin başına mutlaka “hain” vb. bir kelime ekleniyor. Bu arada savaşı fırsat bilip medya aracılığıyla birilerinin işini bitirmeye çalışan uyanıklar da var.

Kimileri de bu günler de geçer diye beklemeyi seçiyor. Elbette geçecek. Ama, beklendiğinde daha uzun süre sonra geçecek. O sırada çok canlar yanacak. Bana bir şey olmaz diyenlerin bile canları yanacak.

Askeri harekatın ömrü uzun değil. Propaganda makinasının yazdıklarının aksine; Afrin’e girme, Münbiç’i alma durumu zaten yok.  Fırat’ın doğusundan Hatay’a kadar bir tampon bölge hedefleniyordu, zaten oldu. Askeri harekat olmasa da, “savaş durumu” nun içeride AKP Hükümetine sağladığı olanaklardan AKP kolay kolay vazgeçmek istemeyecektir. AKP-MHP Koalisyonu dışında herkes hain muamelesine maruz bırakılırken ve toplumun büyük bir kesimi milliyetçi propaganda ile etkilenmişken insanlar ekonomik ve sosyal sorunlarını dile getirmekte zorluk çekiyor. Hükümeti eleştirmeye korkuyor. AKP Hükümeti o sırada seçim yasasını koalisyon ortağı ile görüşüyor. Enflasyon hedefi Merkez Bankası tarafından arttırılıyor. Grevler yasaklanıyor. Köprü ve viyadük parası adıyla patronlara hazineden para aktarılıyor. Patronların yurt dışına borçlandığı dövizlere sabit kur getirilmeye çalışılıyor. Şehir Hastaneleri adı altında hastane sahiplerine para aktarılıyor. Yani 
soyuluyoruz.

AKP’nin muhalifleri birer birer tutuklanıyor. Türkiye milyonerlerinin terk ettiği üçüncü ülke oluyor. Sadece milyonerler değil, üniversite mezunlarının da terk ettiği ülkelerin başında geliyor. Hükümet, dış kamuoyuna terör örgütlerine karşı (özellikle bu arada DEAŞ’ı vurguluyor) mücadele ettiğini söylerken Diyanet İşleri başkanı “cihad” yaptıklarını söylüyor.

ÖSO’yu milli ve yerli bir örgüt dye övüyorlar. Hatta, ÖSO Suriye’nin Kuvayi Milliyesi’dir diye Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’na gönderme yapanlar da var. Oysa, ÖSO, DEAŞ ve El Nusra’dan kopanlar ile, bu iki örgüt terör örgütü ilan edildikten sonra onlardan ayrılanlar tarafından oluşturulmuş irili ufaklı örgütlerin birliği. Fikren ve zikren DEAŞ ve El Nusra’dan bir farkları yok. ABD önceleri Türkiye ile birlikte bunları “Eğit-donat” projesi ile Esad Rejimi güçlerine karşı kullanmayı planladı, sonra vazgeçti. Fakat, AKP Hükümeti vazgeçmedi.

AKP yandaşlarının propagandalarının bir başkası da, emperyalizme karşı mücadele edildiği, AKP karşıtlarının emperyalizmin işbirlikçisi olduğu üzerine.

Emperyalist ülkelerle bütün ilişkilerin devam ediyor. Hatta emperyalistlerin bazı ilişkilerini soğutması karşısında paniğe kapılıyor ve ilişkileri eski haline getirmek için yapmadığın kalmıyor ama emperyalistlere karşı mücadele ediyorsun!  

Bekleyerek bu günler geçmeyecek. Sıra hepimize birer birer gelecek.

Barış bildirisi dağıtan EMEP’lileri gözaltına aldılar, tutukladılar. Grev yasağını eleştiren bildiri dağıtanlar dahi alındı.

Dün de TTB yöneticilerini gözaltına aldılar. Terör örgütü propagandası yapmak suçlaması ile. O açıklamada nasıl terör örgütü propagandası var? Bu gözaltılara karşı çıkanlar da alınıyor.

Demokrasi ve özgürlük talebimizden vazgeçemeyiz. Bekletemeyiz. Sömürüye ve zulme dur demeyi erteleyemeyiz.

Nereye kadar?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...