17 Ocak 2018 00:20

Kaftancıoğlu ve aysbergin görünmeyen yüzü

Kaftancıoğlu ve aysbergin görünmeyen yüzü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

CHP’nin İstanbul il başkanı olarak seçilir seçilmez Canan Kaftancıoğlu hakkında başlatılan karalama kampanyasına ve 4-5 yıl önceki sosyal medya paylaşımları üzerinden soruşturmaya konu edilmesine uygun bir sözcük bulmak zor. Bir yalan makinesi olarak çalışan gazetenin; yüzü örtülü, elinde taşlar olan bir kadının fotoğrafını bu yalanın ortaya çıkacağını bile bile, Kaftancıoğlu olduğunu iddia ederek servis etmesi ise Goebbels’i yerinde döndürecek kadar dahiyane! 

Kaftancıoğlu Ermeniler üzerine yazdığı, Mustafa Kemal’in askerleriyiz sözünü eleştirdiği tweetlerle, Selahattin Demirtaş ile çekilmiş fotoğrafıyla AKP-Vatan Partisi-CHP ulusalcılığının ihtiyaç duyup da bir türlü uygun vesileyle ifade edemedikleri milli birlik beraberliğin, sayesinde kurulacağını herhalde tahmin edemezdi. Aydınlık gazetesi Kemal Kılıçdaroğlu’nun Dersimliliği ile yeni il başkanının “Kobanêciliğini” aynı cümleye sıkıştıracak bir ırkçılığı birinci sayfasından boca etme imkanını bulmuş olmaktan da belli ki son derece huzurlu. 

Bu, “aynı gemideyiz” lafıyla altı hep çizilen, Yenikapı Ruhu tabiriyle yüceltilen milli-birlik beraberli tesisinin herkesin, her siyasi yapının AKP’lileşmesi anlamına geldiği zaten bir meçhul değil. Memleketin temel sorunları arasında her daim açık yara olarak kalan Kürt ve Ermeni sorunu üzerine AKP gibi düşünmek; sınır ötesine potansiyel harekatlar konusunda iktidarın söylediklerini tekrar etmek, O kime düşmansa onu düşman bellemek; iki milliyetçi veya ırkçı lafla ajite olup hizaya geçmek arzu edilen kenetlenmenin temel kriterleri arasında. Geriye kalan herkes Fetöcü, DHKPC’li, PKK’li veya hepsi birden olabiliyor. İnsanlar kolaylıkla yaftalanabiliyor. Yani Kaftancıoğlu’nun başına gelen herkesin hikayesi olabilir.

HDP belediyelerinden sonra CHP belediyelerindeki başkanlara da el atarak seçilmişleri görevden alma hakkını merkeze tanıyan siyasi iktidar yapılanması, başka bir partinin il başkanını da ona suç üretmek için geriye dönük çalıştırdığı bir projeksiyonla gözlem altına alırken bundan sonraki yerel veya genel seçim sonuçlarını şimdiden hükümsüz ve seçimlerin kendisini anlamsız kılmış oldu. Bu bakımdan da geriye dönük bu tarama biçiminin tek adam rejiminin geleceğini sağlamlaştırmanın bir aracı haline geldiğini ve bu rejimin karakterini gösterdiğini söylemek yanlış olmaz. Başka bir siyasi konjonktürde suç teşkil etmeyen her eylem ve söz bir başka zaman kişilerin kriminalize edilmesi için zengin bir hazine olarak kullanılabiliyor ve  açık yaralar üzerine her farklı söz öç gerekçesi olarak kayda geçiyorsa başka türlü düşünmek mümkün değil. 

Afrin’e müdahale meselesinde tansiyonun bu kadar yükseldiği, savaşa ilişkin belirtilerin yığıldığı bir ortamda Kaftancığolu vesilesiyle böyle bir siyasal tablonun, sosyal medyada görüldüğü üzere de milliyetçi bir toplumsal teyakkuzun ortaya çıkması bir tesadüf değil. Yeni seçilmiş bir il başkanına reva görülen muamelenin buz dağının görünen yüzü olduğunu, mesajın da “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” demek olduğunu anlamak zor değil. İktidarın herkesi sessiz sedasız dolduracağı bir gemiyi inşa edebilmesi için Kaftancıoğlu gibi potansiyel “parazitlerin” geriye çekilmesi gerekiyor çünkü. Dolayısıyla bugün veya yakın bir yarında en küçük çatlak sese müsamaha gösterilemeyeceğinin ilanı bu kampanya. 

Kendilerini, sırtına bindikleri siyasi iktidar sayesinde devletin tartışılmaz ortağı olarak gören, farklı partilere dağılmış, ama aldıkları oy miktarı önemsiz olsa da çıkardıkları gürültüyle nizamı güvenceye almaya çalışan, kraldan çok kralcı kesimlerin memleketi sürüklediği, sürüklemesine izin verildiği yer son derece tehlikeli. Kaftancıoğlu’ya yönelik, neredeyse linci hatırlatan kampanyanın dümeninde de onlar var. Kaftancıoğlu’nun sözün kullanımını eleştirdiği “Mustafa Kemal’in askerleri”, Asım nesli ile kol kola aynı amaç, aynı harekat doğrultusunda yürütülmek istendiği için bu kesimler daha önce akla gelmeyecek şeyler yapabiliyor; akla gelmeyecek saflaşmalara giriyor ve buna da antiemperyalizme karşı aynı gemiyi sürmek diyebiliyorlar. 

Bu hesabı bozacak her şey yalan makinesi olarak çalışan bir matbuat türünde kat kat büyütülüyor ve doğru bildiğini açık ortamlarda söyleyen bir kadın; yeni CHP il  başkanı hedef haline getirilebiliyor. Fakat Canan Kaftancıoğlu yalnız değildir. Onun hakkında değil, yalan kanıtlar yayımlayarak bu linci kışkırtanlar hakkında soruşturma açılmalıdır.  Varsa eğer bir hukuk, yapılması gereken budur. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...