Taşeron işçilere kadro vaadi
Fotoğraf: Envato
AKP’nin 15 yıllık iktidarında, taşeron işçilere yapılan kadro vaadi en fazla gündeme gelen konular arasında yer alıyor.
Kadro vaadi, ne yıllardır sürdürülen neoliberal politikaların geneliyle örtüşüyor ne de tümüyle esneklik politikasına dayandırılan istihdam stratejisiyle. Nitekim işçiler kadro beklerken yasalaşan ise ya kiralık işçi büroları oluyor ya da genişletilen esneklik uygulamaları.
Zaten hazırlanan büyüme programlarından ulusal istihdam stratejisine kadar tüm politika belgeleri de aynı hedefe odaklanıyor: Daha fazla esneklik.
Buna karşılık iktidarın farklı Başbakan ve Çalışma Bakanları ise kadro vaadinde birleşiyorlar. Kimi zaman bir seçim vaadi olarak gündeme gelen bu konu, kimi zaman “yeni hükümet döneminin taahhüdü” olarak kamuoyuna duyuruluyor.
İşte yıllardır alışa geldiğimiz bu durum, bugünlerde yeniden gündemde. Maliye Bakanı ve Başbakan’dan sonra, geçtiğimiz günlerde, Çalışma Bakanı da “2018 yılında taşeron sorunu olmayacak” açıklamasında bulundu. Hükümet, bu konudaki düzenlemelerin 2017 yılı bitmeden tamamlanacağını söylüyor.
Yeni düzenlemenin ayrıntılarının henüz belli olmadığı şu aşamada, işçilerin beklentisini ne ölçüde karşılayacağı konusunda kesin konuşmak zor. Ancak bu konuda daha önce yapılan düzenlemelerin kapsam ve içeriği belli tahminler yürütmeyi olanaklı kılıyor.
Örneğin Davutoğlu’nun Başbakanlığı sırasında hazırlanan düzenleme kapsamının sadece esas işte çalışan taşeron işçilerle sınırlı olduğunu hatırlamak lazım. Yani taşeron çalışması zaten yasak olanlarla! O da; yaş, çalışma süresi ve koşullarına ilişkin sınırlandırmaları aşabilenlerin, sınav ve güvenlik soruşturmasından da geçebilmeleri halinde geçmişte birikmiş tüm hak ve davalarından vazgeçmeleri koşuluyla. Üstelik yapılan düzenleme, tüm bu koşulları sağlayanlar için de kadro değil “özel pozisyon” adı altında düzenlenmiş sözleşme öngörüyordu.
Basına yansıyan kimi haber, yıl sonuna kadar tamamlanması planlanan mevcut çalışmanın da, kadro yerine “özel sözleşmeli personel” statüsü getireceği yolunda. Nitekim kamu istihdam rejiminin hergün daha fazla esnekleştirilmesini öngören mevcut koşullarda, işçilerin beklentilerini karşılayacak biçimde hazırlanmış bir kadro düzenlemesi pek de olası görülmüyor.
Öte yandan kamu kurumlarının taşeron firmalarla ileriye dönük sözleşmeler yapmak üzere yeni ihaleler açıyor olması ise gündemde olduğu söylenen düzenleme konusundaki kaygıları derinleştiriyor.
- Ekonomik kriz ve piyasa ideolojisi 25 Ağustos 2019 23:30
- Anayasa Mahkemesinin barış bildirisi kararı 05 Ağustos 2019 00:20
- Kamuda TİS süreci 21 Temmuz 2019 23:56
- Sömürünün en derinine, ayrımcılığın her türüne maruz kalmak: Mülteci işçiler 01 Temmuz 2019 00:09
- Kıdem tazminatı fonu 10 Haziran 2019 00:50
- Kale Kayış işçileri 19 Mayıs 2019 20:07
- Cinsel şiddet 28 Nisan 2019 19:58
- Seçim sonrası 07 Nisan 2019 20:55
- İşçilerin can güvenliği 24 Mart 2019 20:37
- Kadın emeği 03 Mart 2019 20:40
- Tanzim muhalefeti 17 Şubat 2019 23:30
- Sendikalaşma oranları 04 Şubat 2019 00:50