03 Kasım 2017 00:57

Suriye halkları kongresi

Suriye halkları  kongresi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Rusya, Suriye sorununa siyasi çözüm bulmak amacıyla kasım ayında Soçi’de ‘Suriye Halkları Kongresi’ toplanacağını açıkladı. Rusya Devlet Başkanı Putin, bu kongreyi “Suriye’de gerginlikleri azaltma bölgelerinin oluşturulmasından sonraki aşama” olarak tanımlıyor ve Suriye’deki tüm etnik ve dini kesimlerin, hükümetin ve muhalefetin katılmasının planlandığı belirtilen bu kongrenin “Suriye krizinin siyasi çözümü yolunda önemli bir adım olabileceğini ve yeni anayasanın hazırlanması için zemin oluşturabileceğini” söylüyor.

Bilindiği gibi akla ilk gelenleri Cenevre, Moskova, Astana görüşmeleri olmak üzere Suriye sorununa siyasi çözüm amacı taşıdığı söylenen birçok toplantı yapıldı. Fakat bu toplantılardan bugüne kadar bir çözüm çıkmadı. Haliyle toplanacağı açıklanan kongre ile ilgili de akla gelen ilk soru “Bu kongreden bir çözüm çıkar mı?” oluyor. Ancak bu zor sorunun yanıtı, başkaca soruların nasıl yanıt bulacağına bağlı bulunuyor.

Öncelikle Rakka ve Deyrezzor’da IŞİD’e karşı operasyonların son aşamasına gelmiş olmasının ve İdlib, Doğu Guta gibi diğer radikal İslamcı çetelerin etkin oldukları yerlerde “çatışmasızlık bölgeleri”nin oluşturulmasının Suriye’de siyasi çözüm için önceki dönemlerden daha uygun koşulları yarattığını belirtmek gerekiyor.

Öyleyse burada sorulması gereken ilk soru, bu kongreye hangi güçlerin davet edildiği, daha doğrusu kimlerin katılacağıdır? Çünkü bu kongrenin toplanacağının ilan edilmesinin hemen ardından bütün gözler Kuzey Suriye-Rojava’daki en önemli siyasi güç olan PYD’nin davet edilip edilmediğine ve dahası PYD’nin bu kongreye katılıp katılmayacağına çevrildi.

Rusya ve Kürtler cephesinden yapılan ilk açıklamalar,PYD’nin bu kongreye davet edildiği ve katılma eğiliminde olduğu biçiminde. Ancak Rusya’nın bir süredir yakın ilişkiler geliştirdiği Türkiye’den yapılan açıklamalar ise, kafaları karıştırıyor. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Soçi’deki kongreye PYD/YPG’nin davet edilmesi ile ilgili bir soruya “Bunu kabul etmemiz asla mümkün değil. Nitekim arkadaşlarımızın müdahalesi ile konu büyük oranda çözüldü” yanıtını vermiştir.

Ancak şurası da kesindir ki, Suriye’de IŞİD’e karşı mücadele eden en önemli güç olan ve Kuzey Suriye-Rojava’da demokratik yönetimlerin kurulmasına öncülük eden Kürtlerin katılmayacağı bir kongre, bir çadır tiyatrosu olmanın ötesine geçemez. Türkiye’den yapılan açıklamalara rağmen, Rusya’nın her platformda Suriye’de Kürtler olmadan bir çözümün mümkün olmadığını vurgulaması ve öte yandan da Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu Eş Başkanı Foza Yusuf’un kongreye katılacaklarını söylemesi, bu kez Türkiye’nin girişimlerinin başarıya ulaşma şansının düşük olduğunu gösteriyor.

Fakat kongre öncesinde Suriye rejimi cephesinden yapılan açıklamalar da kafaları karıştırıyor. Suriye Dışişleri Bakanlığından Suriye Demokratik Güçlerinin IŞİD’den kurtardığı Rakka ile ilgili yapılan “Rakka, rejimin eline geçmeden işgal altında sayılmaya devam edeceği” ve “Suriye’de hiçbir devrimci gücün olmadığı” açıklamasının olası bir siyasi çözümü zorlaştırdığı açıktır. Burada Irak’a bakıp Suriye’de de Kürtlere karşı askeri bir “çözüm” hevesine kapılanlar olabilir. Ancak PYD’nin Irak’taki YNK ya da KDP olmadığını ve böylesi bir olası müdahalenin sonuçlarının çok farklı olacağını görmek için Kobanê direnişine bakmak yeter!

Suriye rejimi cephesinden yapılan açıklamalara rağmen, Rusya’nın ara buluculuğunda rejim ve Kürtler arasındaki görüşmelerin devam ediyor olması, Rusya’nın önümüzdeki dönemde kendi garantörlüğünde bir siyasi çözüm için bütün şartları zorlayacağını gösteriyor. Zaten Soçi’de toplanacağı açıklanan kongre de bu yöndeki girişimlerin en somut ifadesi olarak anlam kazanıyor. Ve elbette bu girişimler bölgenin (Ortadoğu) yeniden paylaşımı mücadelesinin kızıştığı bir süreçte Rusya’nın Suriye’de ve bölge genelindeki etkisini ve gücünü arttırıyor.

Kasım ayı ortalarında yapılacağı açıklanan ‘Suriye Halkları Kongresi’ni önümüzdeki günlerde de tartışmaya devam edeceğiz. 

Ama şimdilik şunu söyleyip bitirelim: Adı 1920’de Bakü’de yapılan ‘Doğu Halkları Kurultayı’nı andırsa da ne bugün bu kongrenin garantörü olan Rusya ezilen halkların dostu ve müttefiki Sosyalist Sovyetler Birliği’nin mirasçısı olabilir, ne de kimse bu kongreden ezilen halkların kendi kaderlerini tayini yönünde devrimci sonuçlar beklemektedir. Ancak yine de bu kongre, Kürtler başta olmak üzere farklı ulusal-etnik ve dinsel toplulukların temsilcilerinin katılımını sağladığı ve demokratik taleplerinin karşılanmasına yaklaştığı oranda Suriye’de savaş defterinin kapanıp siyasal çözümün sağlanmasının önünü açabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...