28 Ağustos 2017 00:15

TİS hezimeti

TİS hezimeti

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz haftaya TİS hezimetiyle başlayan kamu emekçileri, haftanın son iş gününe ise KHK ile uyandılar. TİS görüşmelerine ihraçlara alkış tutarak başlayan Memur-Sen Başkanı, yarım puanlık artış karşısında Hakem Kuruluna gitmeye dahi gerek görmeksizin sözleşmeyi imzalamıştı.

Sağlanan mutabakatın, kamu çalışanlarının ihtiyaçları bir yana, Memur-Sen’in bunun çok gerisindeki taleplerini bile karşılamadığı konusunda şüphe yok. Ancak yine de bu durumu, kimi sendikacı ya da yazarın yaptığı gibi, “hüsran” diye nitelendirmek de yanlış. Çünkü ortada beklenmeyen ya da kamu emekçilerini çok şaşırtan bir sonuç yok!

AKP’nin iktidara gelmesinin ardından üye sayısı bakımından 23 katlık bir artış sağlayan Memur-Sen’in, 2002 yılında yüzde 3 düzeyinde olan temsil gücü bugün yüzde 41’e ulaşmış durumda. Her TİS döneminde ortaya koyduğu yaklaşım ise bir öncekini gölgede bırakır nitelikte. Kimi zaman enflasyon farkı almayı reddederek gündem olurken, her daim ortaya koyduğu ricacı yaklaşım ve fedakarlıkla övünüyor. Feda edilen ise kamu çalışanının emek gücü.  

Ancak Memur-Sen’in bu tutumunu ya da kamu emekçilerinin Memur-Sen vasıtasıyla uğradıkları hak kayıplarını “hüsran” diye nitelendirmek ne denli yanlışsa, ortaya çıkan sonucun bir “toplu pazarlık başarısızlığı” olduğunu iddia etmek de o derece abes.

Zira bir sendikanın toplu pazarlık başarısının temel ölçütü, ortaya koyduğu talepleri ne düzeyde kabul ettirdiğiyle ilgilidir. Oysa Memur-Sen, kamu emekçilerinin tümünü ilgilendiren sınıfsal nitelikli konularda ortaya koyduğu taleplerden ziyade koymadıklarıyla gündemde.

Ekonomik haklar bakımından da durum çok farklı değil. Ne yoksulluk düzeyini dikkate alıyor ne de vergi dilimi etkisini. Reel hak kayıpları karşısında bulabildiği en yaratıcı çözüm ise tüm kamu çalışanlarını temsil etmek üzere oturduğu masada kendi üyeleri için daha fazla ikramiye istemek. Zira akla ziyan “kümülatif zam” hesabını pazarlık masasının karşı tarafındaki Hükümet ve ona yakın medya dışında kimse ciddiye almıyor. 

Kamu çalışan ve emeklilerinin bütünü açısından en yakıcı(!) sorun olan “hac izni” ve “helal gıda sertifikası” gibi konular basında sıkça yer aldı. Ama hali hazırda yürürlükte olan Cuma genelgesinin (Cuma günü öğle arası izinlerini Cuma namazı vaktini de içine alacak şekilde düzenliyor) yürürlükte kalacak olmasını 4. dönemin “kazanım” hanesine yazmak Memur-Sen için bile ibret verici!

Toplusözleşme masasına gelen ve gelmeyen konuları Memur-Sen’in bu iktidar döneminde artan “mucizevi” temsil gücüyle beraber düşündüğümüzde ise 23 katlık üye artışının, sendikal örgütlenmeden ziyade sendikasızlaştırmaya işaret ettiği açıkça ortada.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...