09 Ağustos 2017 01:00

Demokrasi cephesi

Demokrasi cephesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pazartesi günü Selahattin Demirtaş’ı Edirne F Tipi Cezaevinde ziyaret ettik. İyi görünüyor. Bütün dostlarına selam söyledi. Neşeli, umutlu, fazla kilolarından kurtulmuş.

Davalarını soruyoruz. TBMM’ye dokunulmazlığının kaldırılması için yüz on fezleke gönderildiğini, bunlardan kırkının düştüğünü, otuzunun birleştirildiğini söylüyor. Sürecin nasıl hukuka ve Anayasa’ya aykırı olduğunu çarpıcı sözlerle anlatıyor. TBMM’de dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili karar alındığında, kararın geriye doğru uygulanacağının kararlaştırıldığını, bunun elbette bütün hukuk kurallarına aykırı olduğunu ama böylece bir hata daha yaptıklarını, karardan sonrası için hâlâ kendisi ve diğer bütün tutuklu ve yargılanan milletvekillerinin dokunulmazlığının olduğunu, dolayısıyla cezaevine konulamayacaklarını, üstlerinin aranamayacağını, zorla hakim/savcı karşısına çıkarılamayacaklarını söylüyor ve haklı. Şu anda Binali Yıldırım’ın ne kadar dokunulmazlığı varsa, Demirtaş’ın, HDP milletvekillerinin ve Berberoğlu’nun da o kadar dokunulmazlığı var. 

Demirtaş, bu durumun hakim ve savcılar tarafından da fark edildiğini ama bazılarının emirle hareket ettiği için aldırmadıklarını anlatıyor.

Demirtaş’ın davaları ile ilgili bir diğer önemli  açıklaması; hakkında açılan yüz on davanın TBMM’de söylediği sözleri Meclis dışında tekrarlaması nedeniyle açıldığı, milletvekillerinin Meclisteki sözlerinin dışarıda tekrarlanmasının sadece dokunulmazlık değil Anayasa’nın bir başka maddesindeki “mutlak sorumsuzluk” nedeniyle de soruşturma konusu olamayacağı gerçeği.

İktidarın en üst makamının emri ile HDP milletvekilleri hakkında davalar açıldığını, sanki çok aceleleri varmış gibi gece yarıları evlerinin basıldığını ama on ay geçmesine rağmen halen birleştirilen davasının hangi mahkemede görüleceğinin belirlenemediğini söylüyor Demirtaş. “Eskiden de yargının durumu iyi değildi ama artık yargı erki emir ile çalışmaktadır, bir dönem toplumu sindirmek için yargısız infazlar, gözaltında kayıplar vs. yapan kontrgerillanın işlevini görmektedir” diyor.

Güncel siyasi tahlilleri ise dinleyene umut verici. AKP iktidarının iflas ettiğini, bu nedenle OHAL’e ve her gün daha da artan şiddete başvurduğunu, fakat halkın demokratik muhalefetini bir adım geriletemediğini anlatıyor. Halkın direnme gücüne ve cesaretine övgüler düzüyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 7 Haziran’da, referandumda birleşen güçlerin Adalet Yürüyüşü’nde yeniden birleştiğini, artık bu güçlerin bir demokrasi cephesinde daha örgütlü bir biçimde bir arada olması gerektiğini söylüyor. “Geçmişte AKP’ye oy vermiş ama artık vermek istemeyen istemeyenlere, neden demokrasi cephesine oy vermesi gerektiğini anlatabilmemiz gerekir, neler yapmak istediklerimizi net ve açık bir şekilde ilan etmemiz, yani bir asgari program oluşturmamız gerekir” diyor. “İnsanlar, AKP iktidardan düştükten sonra işsiz kalırım, kiramı ödeyemem, dükkanımı kapatmak zorunda kalırım diye düşünmemeli; AKP’nin gitmesinden sonra sadece hak ve özgürlüklerine kavuşmayacağını, ekmeğinin büyüyeceğini, çocuğunun iş bulacağını, işlerinin açılacağını da anlatmalıyız” diyor. CHP’nin Çanakkale’de düzenleyeceği Kurultaya tüm demokrasi güçlerinin katılması gerektiğini, AKP’nin demokrasi güçlerini bölme çabasının boşa çıkarılması gerektiğini söylüyor. 

Tabii, Demirtaş’ın anlattıkları bu kadar değil. Dünya ve Ortadoğu hakkında anlattıklarını sınırlı yerimiz nedeniyle aktaramıyoruz.

Demirtaş’ın yanından ayrılırken, Erdoğan’ın onu halktan izole etmek için niye özel olarak uğraştığını anladık. 

Demirtaş’ın çağrılarına katılmamak mümkün değil. Aklın yolu bir. Karamsarlığa yer yok. Demokrasi güçlerinin örgütlü ve programlı birliği ve mücadelesi sallanan iktidarı layık olduğu yere gönderecek. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...