25 Haziran 2017 00:50

Artık onlardan kurtulacaklardı

Artık onlardan kurtulacaklardı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Aklın ve zanaatçıların tanrıçası Atena’nın, her güçlük karşısında aklını kullandığı için çok sevdiği kral Odisseus; yirmi yıl önce katıldığı Troya savaşından daha dönememişti yurduna. Onun artık öldüğünü düşünen çevre kent ve ülkelerdeki bazı prens ve soylu egemenler de, sözde dul kalan karısı Penelopeya’yla evlenebilmek için gelip sarayına çöreklendiler. 

Artık hem sarayın, hem halkın birikimlerini arsızca yiyip içmeye, günlerini gün etmeye başladılar!.. 

Yunanistanlı kent krallarından Odisseus’un Troya’ya savaşa giderken daha bebek olan oğlu Telemahosda bu arada büyümüş, delikanlı olmuştu. Ne var ki tek başına saraylarındaki asalakları kovamayacağını anlayınca, hiç tanımadığı babasını deniz ötelerinde aramaya çıktı. Troya’dan yurduna dönebilen krallardan, babası konusunda bilgi alacaktı... Yanında yoldaş olarak da, gizlice baba dostu kral Mentor kılığına bürünmüş tanrıça Atena ve genç arkadaşları vardı...

HEMEN BABASINI SORDU
İlk olarak Troya savaşından dönmüş iyi yürekli bilge kral Nestor’un ülkesine gittiler. Kral Nestor da genç konuklarına; Troya savaşları sırasında çektiği bazı acıları üzgün üzgün ve dinlene dinlene anlattı. Sonra da Odisseus’un Troya’dan dönüp dönmediği konusunda bilgisi olmadığını söyledi...

Onu sonuna dek can kulağıyla dinleyen üzgün Telemahos; “Şimdi özellikle şunu bilmek istiyorum sevgili Nestor” deyip bir soru yöneltti: “Helena’nın kocası sarışın kral Menelaos’a ne oldu peki? Birlikte Troya’dan yola çıktığınızı söylemiştiniz biraz önce...”

Nestor; “Hay hay yavrum, onu da anlatayım” dedi... Uzunca bir girişten sonra, “Menelaos’un kardeşi, Yunanistanlı Başkral Agamemnon; Troya savaşından döndüğü gün, karısı kraliçe Kütaymesta; onu öldürdü! İşte kral Menelaos da, kardeşi Agamemnon’un öldürülmesinden tam sekiz yıl sonra Troya’dan dönebildi! Bu arada Agamemnon’un oğlu Orestes de; babasını öldüren anası Klütaymestra ile metresi Aygüstos’u öldürdü!” deyip sustu. 

SARAYINIZDAKİ O YÜZSÜZLERİ KOVUN!
Bir süre sonra kral Nestor, konuğu Telemahos’un gözlerine bakarak; “Telemahos evladım, senden bir isteğim olacak” diye yeniden konuşmaya başladı: “Sarayınıza çöreklenen, adı soyluya çıkmış o arsız adamlardan kurtulmaya çalış. Yoksa hem sizin, hem de halkın nesi var, nesi yoksa hepsini yer bitirir onlar! Ananın yakasını da bırakmazlar! Ardından da halka kan kustururlar! Ben çok uzun yaşamımda hep bunları gördüm, duydum... Şimdi sen gemin ve arkadaşlarınla doğruca kral Menelaos’un yanına git! Çünkü Troya’dan en son dönen oydu. Babanın başına neler geldi, ne oldu ne bitti, hepsini o bilir. Hem baban Odisseus’un en yakın dostlarından biriydi! Kara yoluyla gidersen sana at da, araba da veririm. Oğullarım da sana yoldaşlık eder...”

Bu konuşmalar geçerken ortalık git gide daha da kararıyor; denizin rengi de açık kızıldan koyu kızıla dönüşüyordu... Gün boyu denizler ve karalar tanrısı Poseydon onuruna düzenlenen şölenlerde, bol bol yiyip içen halk, artık dağılmaya başlamıştı. Mentor kılığındaki Baştanrı Zeus’un kızı gök gözlü tanrıça Atena; “Her şeyi güzel güzel anlattın ihtiyar; çok sağ olasın!” dedi içtenlikle. “Artık şimdi de tanrılara, önümüzdeki şu yiyecek ve de içeceklerimizden bir şeyler sunalım. Ondan sonra da yatmayı düşünelim. Tanrılar bile şölenlerde uzun boylu oturamaz... Ne dersin sevgili İhtiyar?”

Tanrıçayı doğruladığı anlamında içtenlikle gülümsedi kral Nestor. Bunun üzerine görevliler, su dolu ibriklerle konukların ellerini yıkatmaya başladılar hemen. Sonra da herkese taslar dolusu çeşitli içecekler sundular. Kıpkızıl közlerin üstüne et parçaları attılar; bardaklarındaki içeceklerinden  birkaç damlasını, gelenekleri gereğince,ateşin üstüne serptiler... Herkes yedi içti...

Sonra tanrıça Atena’yla Telemahos ayağa kalktılar. Gemilerine gidip uyuyacaklarını söylediler ve Nestor’dan izin istediler.

KONUKLARIMIZ BİZİMLE KALIR!
Kral Nestor aniden fırladı yerinden: “Ne demekmiş gidip gemide uyumak? Ben yoksul bir adam mıyım? Evimde çarşaflar, yataklar mı yok? Hepimiz bir evde yatamaz mıyız? Benim sağlığımda konukların hiçbiri gidip dışarıda uyuyamaz. Yiğit Odisseus’un canım oğlu, duydun değil mi? Ben öldükten sonra da geldiğinizde, benim oğullarım ağırlayacak sizleri... Ve de gelecek bütün konuklarımı...” Bu sözler üzerine; “Ne de güzel gönlümüzü alıyorsun, ihtiyar!”dedi Mentor kılığındaki tanrıça Atena. “Öyleyse Telemahos kalsın; ama ben gemiye gitmeliyim. Oradaki kürekçi delikanlıların hepsi de Telemahos yaşında. O yürekli gençler ülkelerindeki o arsız sömürgenleri defetmek için Telemahos’a yoldaş olacaklar. Ve ona sonuna dek yardım edecekler. Ben gidip onlara durumu anlatayım... Sen de yarın en hızlı koşan atlarını verirsin Telemahos’a. Oğlun da ona yoldaş olur; karadan Menelaos’un sarayına gidip babasının durumunu öğrenir...”

TANRIÇA ATENA,SANA YOLDAŞ OLUYOR
Bu sözlerin ardından aniden havalanan bir kuş örneği, ortadan siliniverdi tanrıça Atena! Çevredeki kalabalık da şaşkına döndü gördüklerinden... Haliyle kral Nestor’un da dili tutulur gibi oldu... Hemen elinden tuttu Telemahos’un. “Artık sana çok güveniyorum sevgili Telemahos,” dedi gülümseyerek. “Görüyorsun, o Mentor kılığındaki kişi tanrıça Atena’nın ta kendisiydi! Bundan böyle baban Odisseus gibi yürekli ol! Bak onu çok seven tanrıça Atena şimdi de sana yoldaş oluyor... Konağınızı sarmış o soylu asalakları birlikte kovabilirsiniz...”

Bu sözlerin ardından daha da gülümsemeye başlayan iyi yürekli Nestor, Telemahos’un kolundan tuttu ve büyük bir sevecenlikle saçlarını okşadı bir süre...

Mitolojiye ilgi duyan okurlarımıza aşağıdaki kitapları öneriyoruz:
- Akdenizli Tanrılar (Yaşar Atan - 2. baskı)
- Akdeniz Mitologyasındn Efsaneler (Yaşar Atan)
- İnsan Ve Tragedya (André Bonnard - Çev: Yaşar Atan - 2. baskı)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...