18 Haziran 2017 00:15

Katar 2022'nin geleceği

Katar 2022'nin geleceği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Katar’da dünya kupası düzenlenmesi kararı, yeterince paranız varsa ve çürümüş bir organizasyon bulduysanız yapılabileceklerin sınırının olmadığının kanıtıydı.

Doha yönetimi, agresif dış politikasının “yumuşak güç” alanlarından biri olarak gördüğü spor endüstrisinde sonuna kadar var olmaya niyetliydi. Bunun için Avrupa’nın büyük kulüplerini satın aldılar, büyük kulüplere sponsor oldular, Katarlı olmayan Katarlılarla Olimpiyatlarda boy gösterdiler. Ve nihayet, yüzde 90’ı göçmen işçi olan 2.3 milyonluk ülkede 200 milyar dolar harcamayla “Mega spor organizasyonu altyapısı” kurmaya giriştiler.

Dünya kupasının da dahil olduğu bu “mega organizasyon altyapısı” dünyanın en büyük ülkelerini dahi ekonomik ve ekolojik açıdan zor durumda bırakıyor. Bu yüzden son dönemde “Olimpiyat düzenleyelim mi” sorusuna Kuzey Amerika ve Batı Avrupa kentlerinin birçoğu “hayır” yanıtını verdi.

Esenyurt-Küçükçekmece-Avcılar hattı büyüklüğündeki Katar ise, küçücük topraklarına bir servet harcayarak 8 stat yapma kararı aldı. Bu statların dünya kupası sonrası tamamen amaçsız ve kullanılamaz hale (Beyaz fil) geleceğini açıklamaya gerek yok sanırım. Belki, ‘kafala’ denilen kölelik koşullarında çalıştırdıkları 2 milyonluk göçmen işçi nüfusunun bir kısmını barındırmak için değerlendirebilirler. Şu anki şantiye çadır yahut vanlarından daha konforlu olacağı kesin.

Eric Cantona, Katar’a, hemen hemen tamamı herkesin gözünün önünde yaşanan rüşvetli oylamalar sonucu dünya kupası verilmesi kararını sert sözlerle eleştirmişti. Katar’ı “Kendisine dünya kupası satın alan çok zengin bir ülke” olarak nitelemiş, dünya kupasına ev sahipliği yapacak ülkenin o turnuvayı ülkede sporu geliştirmenin bir vesilesi olarak kullanabilmesi gerektiğini söylemişti.

Oysa az önce verdiğimiz rakamlarda da vurguladığımız üzere Katar’da dünya kupası için günde harcanan 500 milyon doların da inşa edilen 8 stadyumun da hayatına dokunup değiştirebileceği bir nüfus yok. Göçmen işçiler insan yerine dahi konulmadığına ve elbette yukarıdaki önerimizin hayat bulmayacağına emin olduğumuza göre “Futbol/spor mirası açısından Katar 2022 nasıl bir ucubenin habercisi” sorusu hep büyük bir endişe kaynağı oldu.

Elbette dünya kupasının hangi mevsimde oynanacağı, köle emeği üzerinden yükselen stadyumlarda gasbedilen hakların hesabının nasıl sorulacağı, Katar 2022’yi olanaklı kılan rüşvet mekanizmasının halen görevde olan (Pek çoğu spor yöneticiliğini artık bırakmak zorunda kalsa da) temsilcilerinin meşruiyeti gibi sorular da Katar 2022 anlamsızlığının diğer devasa problemleriydi.

Bu soru işaretlerini dile getirenler, FIFA ve IOC’de yıllar süren gizli iktidarının ardından istifaya zorlanan Kuveytli Şeyh Ahmed el Sabah tarafından İslamofobiklikle suçlanıyordu.

Bugün ise Katar’a en büyük darbenin “İslam kardeşleri”nden geldiğine tanıklık ediyoruz. 

Suudi Arabistan öncülüğündeki ülkelerin abluka kararıyla Katar 2022 üzerindeki karabulutlar da arttı. Bir yandan FIFA Başkanı Gianni Infantino, Körfez’deki krizin kısa sürede sonlanacağına emin olduğunu söylüyor, öte yandan tek kara sınırı Suudi Arabistan tarafından kapatılan, inşaatlar için gerekli malzemeleri ülkesinde üretme şansı olmadığı için dışarıya bağımlı olan Katar için hem mali külfet artıyor hem de zaman daralıyor. İnşaatlarda gecikmeler yaşanacağı kesin. Bu gecikmelerin göçmen işçilerin çalışma koşullarını daha da korkunç hale getireceği de. 

Şimdilik Katar 2022 için iki taraftan yetkililer de “Herhangi bir sorun olmadığını” öne sürüyor. Ancak Infantino’nun geçtiğimiz hafta Çin’e yaptığı ziyaret ve Çin’in “En geç 2034’te” bir dünya kupasına ev sahipliği yapma ihtirası da biliniyor. Görüşmede 2022’nin -resmen asla açıklanmayacak olsa da- bir şekilde konuşulduğunu tahmin etmek zor değil.

Futbol/spor yatırımları, küçük ama zengin Katar için önemli bir diplomatik silahtı. Bu silah, James M. Dorsey’nin son krizden çok önce yazdığı üzere Katar’ın “Komşu/müttefik kadar potansiyel tehdit olarak da gördüğü” Suudi Arabistan, İran, ABD gibi güçlere karşı geliştirmeye çalıştığı “yumuşak güç” hamlesinin bir parçasıydı. Suud öncülüğündeki abluka bugün bu adımları da hedef alıyor ve eğer Katar 2022’nin başına bir şey gelirse Riyad, hizaya getirmeye çalıştığı küçük komşusu karşısında kritik bir gole imza atacak. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa