24 Nisan 2017 01:00

İstihdam politikalarının niteliği

İstihdam politikalarının niteliği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Referandumun hemen ardından açıklanan işsizlik rakamları, önümüzdeki dönemin emekçiler açısından ne denli zor geçeceğinin en önemli göstergelerinden biri. Buna göre dar tanımlı işsizlik oranını esas alan resmi verilere göre bile işsizlik, bir önceki yılın Ocak ayına göre 1.9 puan artarak, yüzde 13’e yükselmiş durumda. Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranındaki artış 2,2 puan olarak gerçekleşirken, kadın işsizliği 2,4 puan artmış. Genç işsizliği ise 5,3 puanlık bir artışla yüzde 24,5’a ulaşmış.

TÜİK verileri, 2017’nin Ocak ayı itibarıyla 3 milyon 985 bin kişinin işsiz olduğunu gösteriyor ki; bu Türkiye tarihindeki en yüksek resmi işsiz sayısı. Buna göre işsiz sayısında 1 yıl içindeki artış da yüzde 21’den fazla.

Öte yandan işsizlik bakımından tarihi bir düzeyi ifade eden bu verilerin, kayıt dışı çalışanların oranıyla beraber artmış olduğunu da not etmek gerekiyor.

DİSK-AR tarafından işsizliğin geniş tanımı göz önünde tutularak yapılan çalışmalar ise işsizlik oranının yüzde 21,4 olarak gerçekleştiğini ve gerçek işsiz sayısının da 7 milyonu aştığını gösteriyor.

Hükümetin bu tabloya verdiği ilk tepki, aktif işgücü hizmetlerinin İşsizlik Sigortası Fonu içindeki finansman payını Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 30’dan yüzde 50’ye çıkarmak oldu. Yani fonda biriken gelirin artık daha az bir bölümü işsizlik ödeneği için kullanılacak.

Zaten işsizlik oranlarının bu kadar yüksek olmasına karşılık fonda hâlâ kaynak birikebiliyor olmasının başlıca nedeni de, İşsizlik Sigortası Fonundan esasen işçilerin yararlandırılmıyor oluşu.

Öte yandan Bakanlar Kurulu’nun bu yaklaşımı, iktidarın patron teşvikine ve kısa süreli eğitimlere dayalı istihdam politikalarını sürdürmekteki kararlılığını gösteriyor. Nitekim geçtiğimiz aylarda açıklanan ‘İstihdam Seferberliği’ programı da patronlara verilen teşvikin arttırılması esasına dayanıyor. Buna göre ilk işe girenler için işverenin 773 lira tutarındaki vergi ve prim yükümlülüğünü doğrudan devlet karşılayacak. İşbaşı eğitimine katılanların net asgari ücret tutarındaki maaşı ile iş kazası, meslek hastalıkları ve genel sağlık sigortası primleri ise İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak.

Dolayısıyla işbaşında eğitim adı altında çalıştırılan çırak ve stajyerlerin ucuz işgücü olduğu günler de geride kaldı. Zira onlar patron açısından artık bedava işgücü!

Bu tablo esneklik yaklaşımı doğrultusunda dönüşen sosyal politikanın, aktif emek piyasası tedbirlerinde yol açtığı tahribatı açıkça ortaya koyuyor. Tam istihdam hedefi ortadan kalktığı ölçüde güvenli, güvenceli ve kalıcı istihdam olanakları yaratma amacı da terk ediliyor. Bu durumda özel sektör “işbaşında eğitim” adı altında çırak ve stajyer çalıştırmaya özendirilirken, kamuda yaratılan istihdam olanakları da, Toplum Yararına Çalışma Programında olduğu gibi, geçici süreyle sınırlandırılıyor.

Öte yandan çalışma şartları ve istihdamın niteliğini göz ardı eden bu politikalar işsizlik derdine de derman olmuyor.

DİSK-AR tarafından yapılan bir çalışmanın sonuçları teşvik ve diğer giderlerin İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanma payının 2014’ten bu yana ciddi ölçüde ve istikrarlı biçimde arttırılmış olduğunu gösteriyor. Buna göre 2014 yılında yüzde 16,9 olan bu oran, 2015’te yüzde 23,9’a, 2016’da ise yüzde 37,9’a yükselmiş. Buna karşılık işsizlik oranları ise rekor düzeye ulaşmış durumda.            

Dolayısıyla Bakanlar Kurulu tarafından alınan bu kararla, esasen patronlara kaynak aktarma politikasının yarattığı sorunlar daha fazla kaynak aktararak çözülmeye çalışılıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...