06 Nisan 2017 01:00

Sahi Fenerbahçe'ye o kurşunu kim sıktı?..

Sahi Fenerbahçe'ye o kurşunu kim sıktı?..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu satırlar 4 Nisan 2017 tarihinde yazıldı.

Bundan tam iki sene yani 730 gün önce, Rize deplasmanından dönen Fenerbahçe futbol takımını taşıyan otobüse, içinde bütün futbol takımı ve teknik ekip varken, Sürmene yolunda, ateş açıldı.

Şoför Ufuk Kıran yaralanmasına rağmen soğukkanlı davranarak otobüsü viyadük üzerinde durdurmayı başardı ve büyük bir faciayı önledi.

Bir an, sadece bir an şoförün kendini kaybettiğini ve otobüsün viyadükten aşağı uçtuğunu düşünün.

Memleketin takım taraftarlığı üzerinden nasıl bir gerginliğe ve kaosa sürükleneceğini tahmin etmek bile insanı korkutuyor.

Saldırının hemen ardından otobüsün içinde bulunan FB TV çalışanları yayına geçti.

Dönemin Trabzon Valisi Abdil Celil Öz’ün ilk açıklaması “kedidir o kedi” tadındaydı. Valiye göre, otobüse “taş” atılmıştı. Oysa ortalama bir polisiye dizisever bile, otobüsün camındaki hasardan olayın ateşli bir silahla yapıldığını anlardı.

Hastaneye kaldırılan otobüsün şoförünün yüzünden “kurşun” parçaları çıkarıldığında bile, yetkililer hâlâ “kurşun” diyemiyor, şoförün yüzünde “metal parçalarına” rastlandığını söylüyorlardı.

FB TV olay yerinde olmasaydı, belki de olay taş diye geçiştirilip kapanacaktı.

Kısa süre sonra, saldırının ateşli silahla olduğu, üstelik ormanlık alanda ateş edilen yerden ortalama 80 kilometre hızla giden bir otobüsün şoför mahallini vurmak için profesyonel niteliklere sahip olunması gerektiği ortaya çıktı.

Nitekim kamuoyunun önüne suçluları yakaladık diye çıkarılan, iki gariban köylüde mahkeme tarafından serbest bırakıldı.

Saldırının profesyonel eller tarafından yapıldığı görüşü ağırlık kazanınca sorular ortada uçuşmaya başladı.

3 Temmuz operasyonunda “cemaatin” kumpaslarının önüne siper olan Fenerbahçe taraftarlarından ve kulüpten öç mü alınıyordu?

Bilmiyoruz.

Soruşturma konusunda medyaya yansıyan bilgilere göre, meğer Trabzon Emniyet Müdürlüğündeki silah deposunun anahtarını sakladığı için suçlanan FETÖ şüphelisi bekçi Nurettin Ç, o gece Fenerbahçe otobüsüne saldırı yapılan noktanın 50 metre ötesinde nöbetçiymiş. 

Başka?

Saldırı gecesi görevli olan Nöbetçi Komiser Hüseyin G, İlçe Emniyet Müdürü Lütfi İ, İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Ahmet E. ve saldırı soruşturmasını yürüten Cinayet Büro Amiri Hüdai O. hakkında FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle soruşturma başlatılmış.

Bu kadar mı?

Dosyaya bakan Savcı Sait S. ve Hakim İsa K, meslekten ihraç edilmiş.

Peki, bu soruşturmalardan ne çıktı?

Onu da bilmiyoruz.

Bildiğimiz şeyler ne?

730 gündür, memleketi yangın yerine çevirmek için tetiği kimlerin çektiğinin hâlâ belli olmadığını biliyoruz.

Mehmet Topal’ın eline çarpan topu günlerce tartışan sözde yorumcuların, bu “katliam” girişimini kısaca konuşup bir daha bu konuya dönmediklerini biliyoruz.

Bu olaya kadar zirve ortağı olan Fenerbahçe’nin şampiyonluğu kaybetmesinde bu kurşunlamanın etkisinin hiç tartışılmadığını biliyoruz.

Futbolun marka değeri diye höykürenlerin, bu saldırı sonrasında memlekete transfer edilmek istenen yabancı futbolcular konusunda yaşanan zorluklar konusunda nasıl sessiz kaldığını biliyoruz.

Ve hâlâ açıklama bekliyoruz “O tetiği kim çekti, kimler çektirdi”?

Yanıt verecek olan var mı?..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...