06 Mart 2017 00:31

Emekçi Kadınlar Günü

Emekçi Kadınlar Günü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Burjuva iktisatçılarının başlıca görevi, sömürü ve sınıfsal karşıtlığın gizlendiği bir kapitalizm kurgulayabilmektir. Böylece bölüşüm eşitsizliğinin sistemin bir işleyiş kuralı olduğu gizlenirken, üretim alanı ve sınıfsal ilişkilerle arasındaki bağ da kopartılmış olur. 

Hal böyle olunca; kapitalizmin sınıf mücadelelerine dayanan tarihi deforme edildiği gibi bu mücadele tarihinin belli başlı kilometre taşlarının kapsam ve içeriği de unutturulur. 

8 Mart’ın emekçi içeriğinden kopartılmış olması da, işte böylesi bir ideolojik çaba ve hegemonyanın ürünüdür.

Bu bağlamda emekçi kadınlar günü öncelikle “kadın -hatta bayan- günü” haline dönüştürülmüş, mücadeleci boyutu ve eşitlik talebi ise “kadınlar çiçektir” diskuruyla engellenmeye çalışılmıştır. Kapitalist üretim ilişkileri çerçevesinde gerçekleşmesi mümkün olmayan eşitlik hali, muhafazakâr politikaların yaygınlaşmasıyla birlikte eşitsizliğin resmileşmesi halini almıştır.

8 Mart’ın, sevgiliden sürpriz ve dahi kıymetli hediyeler beklenen bir gün haline getirilmesi kapitalist tüketime can suyu olmuştur. 

“Beyazlarıyla gurur duyan kadınlar”a yönelik bir dizi ev eşyası kampanyası toplumsal cinsiyetçi rol dağılımına adeta bir “armağan” süsü verirken, “annem bana kalır” sloganlı reklamlar kadının toplumsal statüsü yanında görünmeyen emek üretme “sorumluluğunu” da perçinler. 

Öte yandan ana akım medya ve özellikle iktidara yakın sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen 8 Mart programlarında, neredeyse istisnasız biçimde, kadın patronların başarı öykülerinin anlatılması son derece ironik olmakla beraber asla tesadüf değildir. 

Hatta kimi zaman konuşmacı kadın patronun hakkını alamayan kadın işçileri etkinliğin yapıldığı mekandan polis zoruyla uzaklaştırılır. 

Kent meydanlarının ve bir dizi etkinliğin işçi ve emekçilere kapatılmasının başlıca nedeni, onların taleplerinin görünür-duyulur olmasını engellemektir. Sokağın kadın emekçilere yasaklanmış olması ise, tüm bunlara ilaveten, emek gücü piyasalarındaki eşitsizlik ve ayrımcılık halinin tüm yaşam alanıyla taçlandırılması(!) bakımından da son derece işlevseldir.

Pek çok ilde valiliklerin 8 Mart mitinglerine getirdiği yasakların kadınların kararlı duruşuyla geri çekilmesi bu bakımdan çok önemlidir. 

Bu kazanım, aynı zamanda, toplumsal barış ve cinsiyet eşitliğinin emek mücadelesinden bağımsız düşünülemeyeceğinin ve 8 Mart’ın sınıfsal içeriğinin hatırlatılması bakımından da bir fırsat olmalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa