24 Şubat 2017 01:00

Açık Amerikan propagandası

Açık Amerikan propagandası

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Uzayla ve başka dünyalarla ilgili filmler, sinema tarihi kadar eskidir elbette ama son zamanlarda dikkat çekici şekilde artmıştı, Trappest ötegezegenlerinin keşfinden de önce. Ancak keşfin duyulup heyecan yaratmasından sonra yapılacak Oscar töreninde dikkat çekecektir; sadece en iyi film dalı adaylarından biri dünya dışı canlılarla iletişim kurmaya dair Geliş (Arrival), biri de 60’larda NASA’nın uzay araştırmalarında çalışan üç siyah kadının hikayesi Gizli Sayılar (Hidden Figures). Bu sonuncusu aynı zamanda “eski” ABD ile, Trump karşıtı Hollywood’un Obama dönemi siyasetiyle en uyumlu siyah dramalarından. 

Sayıların gizliliği o kadar ön planda değil aslında. Orijinal adındaki “figures” hem sayılar, rakamlar, hem kişiler anlamına geliyor. Yani sayılar, isimsiz kahramanlarla manidar. Üç siyah kadın, çok kritik bir dönemde NASA’da çalışmaktadır. Siyahlara karşı ayrımcılık hâlâ sürmektedir, otobüse arka kapıdan binmek, ayrı tuvaletlere gitmek, çeşitli okullara girememek gibi. Kadınlar için de benzer duvarlar vardır, kadınların alınmadığı toplantılar vs. Hesap yapan makineler henüz çok ilkeldir, hesaplar insanlar tarafından elle yapılmaktadır, bilgisayar diye oda büyüklüğünde bir alet icat olunmak üzeredir. Uzay yarışı sıcak günlerindedir, Sovyetler Birliği uzaya canlı gönderdi gönderecektir ama Amerikalılar hesabı bir türlü tutturamamaktadır. Sovyetler’le bir de füze krizi günceldir, her an nükleer bir dünya savaşı ihtimaliyle tatbikatlar yapılmaktadır. Gizli Sayılar’ın yerini açık antikomünist Amerikancı Soğuk Savaş propagandasına bıraktığı yer burası olur. Füze krizi ile uzay yarışı birbirine karışır, uzay çalışmalarına katılmak en birinci milliyetçi görev olur. Konu bilim falan değil, nasıl olduysa ulusal güvenliktir. Amerikan şovenizminden değil de sadece rekabetçilikten dahi olsa, Gagarin uzaya çıktığında üzülen insanların macerası gibi düşünün.

NASA’daki siyah kadınlar çoğunlukla “bilgi sayar” olarak çalışmaktadır. (computer aslında etimolojik olarak muhasip gibi bir sözcük, hesap yapan kişilere verilen isim). Beyaz erkek mühendislerin çiziktirdiklerini tamamına erdirenler. Mary mühendis olmak istemektedir, ama daha önce hiçbir siyah kadın mühendis olmamıştır, zaten siyahları o bölüme, kadınları o okula kabul bile etmezler. Henüz ismi verilmemiş, IBM’in kapılardan sığmayan makinesi, hesaplama sistemini değiştirecektir. Saniyede şu kadar hesap yapabildiğini görünce, bilgisayar programlama dili öğrenmek gerektiğini ilk fark eden, kadın Siyah Şef Dorothy olacaktır. Sayılarla arası çok iyi olan Katherine uzay mekiğinin rotasını hesaplayan takıma girer. Siyah kadın tuvaletine girmek için her gün kampüsünöteki ucundaki binaya gidip gelir, o fark edildiğinde Kevin Costner “siyah kadın tuvaleti” tabelasını indirmeyi bir eyleme çevirerek tuvaletleri her renkten insana açacaktır. 

Filmde özellikle mücadele eden kadınların neşesi insanı etkisi altına alıyor. Beyaz erkek ezberini bozuşlarını izlemek eğlenceli. Ama esasen izlediğimiz, Amerikan ulusal kahramanları olan beyaz erkek pilotların gölgesinde kalmış siyah kadın emekçileri onların seviyesine çıkarmanın filmi. Çanakkale misali bir tarihten ulusal birlik mesajı olarak, ortak düşmanı; komünistler, Ruslar, uzaya uydu gönderenler, nükleer füzeler yapanlar... En birinci onlar olacak, dünyayı yönetecekler çünkü. Yönetmenin filmi hakkında konuşurken bayram değil seyran değil “Soğuk Savaş’ın kazanılması”ndan söz etmesi boşuna değil.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa