22 Aralık 2016 01:00

Patronlar kadına şiddete karşıymış hadi oradan!

Patronlar kadına şiddete karşıymış hadi oradan!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Tek Ses Oldu”, “İş Dünyası Kadına Şiddete Meydan Okudu”... Bu başlıklar geçen haftanın gazetelerinden. TÜSİAD öncülüğünde Sabancı Üniversitesi ve BM Nüfus Fonu iş birliğinde geçen sene kadın çalışanların aile içinde yaşadıkları şiddete karşı şirketler için “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” hazırlanmıştı. 2016 yılında bu rehber ışığında çalışmalar yapan 17 şirket 1 sene içinde yaptıklarını paylaşmak için geçen hafta bir toplantı düzenlediler. Başlıklar da bu toplantı üzerine atıldı gazetelerde. 

Toplantıda, “Aile içi şiddetin kadınların çalışma hayatına etkin bir biçimde katılmalarının önünde engel olduğu” vurgusu yapıldı. Şiddetin “Dikkatsizliğin yol açtığı iş kazaları, hatalar, işe gelememe, moral bozukluğu, verimlilik düşmesi, diğer çalışanlara düşen ek yük” gibi sonuçları olduğu söylendi. Daha önce de kadına yönelik şiddet nedeniyle dünyada 8 milyon çalışma gününün kaybedildiği verisi paylaşılmıştı. Ve kadınların çalışma yaşamına girişinde en büyük engelin “aile içi şiddet” olduğu söylenmişti. 

Görüyorsunuz; patronlara göre “kadına yönelik şiddet” verimliliği düşürdüğü için bir sorun! Ve şiddet sadece “ev içlerinde” yaşanıyor!

Velev ki öyle... Peki bu “ev içlerinde” kadınların daha çok şiddete uğramasına, kadınların giderek daha fazla bu şiddet ortamına kendilerini mahkum hissetmesine bir açıklaması var mı bu çok övünülen projenin? Yok.

Kadınları aile içine hapseden, kocalarına ve babalarına bağımlı kılan ekonomik ve sosyal koşulların bizzat bu patron örgütleri tarafından talep edilen, hükümetin de “hay hay” diye hayata geçirdiği politikalarla bağı yok mesela.

Kadını “esnek çalışmaya, evden çalışmaya, kiralık işçi” olarak çalışmaya mahkum eden, kadınları “sadece anne ve eş olarak” tanımlayan, kadınların sosyal güvenlik ve emeklilik haklarının budanması nedeniyle evde yaşanan her şeye daha çok sessiz kalmasına neden olan koşullar, tam da TÜSİAD’ın önderliğinde 17 şirkette bu bahsi geçen projenin hayat bulduğu zamanlarda yasallaştı, yaygınlaştı...

Kadınlar şiddeti yalnızca ev içlerinde yaşamıyorlar; işyerleri kadınlar için şiddetin giderek daha fazla yaşandığı, daha fazla kanıksandığı yerler haline geliyor. Rekabetin arttığı, işçinin işçi “düşmanı” haline getirildiği koşullarda kadınlar en ağır “yıldırma” politikalarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Hem iş arkadaşları tarafından, hem de ustabaşları, yöneticileri, patronları tarafından. Kadın çalışana bilmediği işi verme, onu yaşlı veya acemi olmakla sürekli suçlama, aşırı yük yükleme, yaptığı işi görmezden gelme, gereksizmiş gibi gösterme, izole etme ve bunları sistematik olarak yapma…

Hamile işçiye kötü muamele, hamile ya da süt izni kullanan kadına yıldırma politikalarıyla işten çıkma baskısı yapma... Patronların kreş yükümlülüğünün ortadan kalkmasıyla birlikte çocuklu kadınların ne yapacaklarını bilememe zoruyla baş başa kalması... Çocuk bakım yükü nedeniyle işten ayrılma ve eve mahkum olma zorunluluğu...

“Kriz” ya da “küçülme” bahanesiyle ilk işten atılanların kadın işçiler olması... Bu süreçlerde, taşeron şirketlerle ya da özel istihdam büroları aracılığıyla düşük ücretler ve kötü koşullarda işin yürütülmesi, işlerin parçalanarak çevre mahallelerde evlere dağıtılması, bu evlerde kadınların üç kuruş paraya bu büyük şirketlerin işlerini yapmaları, ama hiçbir güvenceleri olmadığı için o ev içlerinde yaşadıklarına boyun eğmek zorunda kalışları...

Bunlar giriyor mu bu şirketlerin “Şiddetle mücadele projelerine”? Hayır.

Ya sendikalaşma süreçlerinde kadınların ailelerine “Kızınız teröristlerle iş birliği yapıyor, aile şerefinize halel getirecek işlere kalkışıyor” şikayetlerinin bizzat şirket yöneticileri tarafından yapılması... Kadınların bu nedenle ev içlerinde şiddete maruz kalmaları giriyor mu bu proje kapsamına? Hayır girmiyor! Patronların gazeteleri patronların sözünü yaldızlıyor manşetlerinde; ne kadar da şiddet düşmanı, ne kadar da şiddet karşıtı olduklarını parlatıyorlar da parlatıyorlar.Şimdi söz kadın işçilerde... Bizim sayfalarımız da sizin sözünüze açık. Evde, iş yerinde yaşadığınız şiddeti anlatın. Patronların “rehberine” karşı kadın işçilerin şiddete karşı mücadele rehberini birlikte yazalım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa