18 Eylül 2016 00:14

Trol gazeteciliği

Trol gazeteciliği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz hafta Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Türkiye’deki trollerin gazetecileri nasıl taciz ettiğini gösteren bir analiz yayınladı. Aslında Enstitü, Ocak ayından beri sosyal medya üzerinden gazetecilere yönelik saldırılarla ilgili izleme yapıyor. Elde edilen bin veriden 250’si Çağla Zimmermann tarafından içerik analizine tabi tutulmuş. Mesajların büyük çoğunluğu (yüzde 72,4) şiddet tehdidi içeriyor, yüzde 10’unu korkutma, yüzde 9,6’sını ise aşağılama içeren hakaretler oluşturuyor. Dördüncü sırada ise yüzde 8 ile cinsel içerikli hakaretler var ve tahmin edeceğiniz süre büyük çoğunluğu kadın gazetecileri hedef alıyor.

Bu tehdit ve hakaretleri gönderen sosyal medya hesaplarının çok büyük çoğunluğu AKP destekçisi. Sosyal medya profillerinde bu durum özel olarak belirtilmiş.Kullandıkları mesajlarda bol bol “vatan haini”, “terörist” ve “kâfir” sözcükleri geçiyor. Küfürlerin içinde cinsiyetçi olmayanlar çok az, “anneler” illa ki işin içinde. Kadınlara yönelik mesajlarda ise tecavüz tehdidi, hatta “tecavüz yoluyla doğru yola getirme” tehditleri, seks işçisi etiketlemesi ağırlıkta. İçerikleri tahmin edeceğinizi düşünüyorum, alıntı yapıp burayı kirletmeyelim. Darbe girişimi sonrası bunların tonu çok daha çirkinleşmiş, tehditler daha alenen ve kadın gazetecilerin adresleri, sosyal yaşamlarının geçtiği yerler de sorularak yapılıyor. Analiz aslında bildiğimiz bu içerikleri derli toplu biçimde ortaya koyması açısından çok çarpıcı ancak diğer taraftan bunlarla nasıl mücadele edildiği sorusunun cevabı henüz umutsuz. IPI’ın gazetecilere karşı dijital saldırıları, online tacizi araştırdığı projesi On The Line’ın Türkiye Koordinatörü Gülsin Harman’ın geçtiğimiz Mart ayında kaleme aldığı bir başka analiz sosyal medyada tacize uğrayan kadın gazetecilerin yargı sistemine güvenmedikleri için şikâyette bulunmayı tercih etmediğini ortaya koymuştu.

Bir gazetecilik yöntemi olarak trolleme

Çok yeni bir kavram değil, trolleme internetle birlikte ilgi çekmek, tartışma yaratmak, rahatsız etmek için kasıtlı olarak tahrik eden eylemler olarak tanımlanabilir. İnternetin ilk dönemlerinde mail gruplarında troller peyda olurdu, özellikle kadın grupları bunlardan çok çekmiştir. Üzerine çok sayıda araştırma mevcut. Türkiye’de son dönemde ise organize ve saldırı amaçlı kullanımı arttı, özellikle AKP tarafından, sonundaAktroller diye bir kavramımız oldu. Bir partinin hele de iktidar partisinin bu durumdan rahatsız olmaması başlı başına bir sorun. Rahatsız olmak bir yana, geçtiğimiz yıllarda altı bin kadarının maaşlı şekilde istihdam edildiği iddia edilmişti. Hiçbir şey şeffaf olmadığından bu trolleri örtülü ödenek üzerinden finanse edip etmediğimizi de öğrenemiyoruz. 

Daha önce Gazeteci Tunca Öğreten, Aktrollerle ilgili deneyimini Evrensel Pazar’a yazmıştı. Çok sayıda gazetecinin bu saldırıların hedefi olduğunu biliyoruz. Bir anda organize biçimde harekete geçiyorlar. Bu organizasyonu kimi siyasetçilerin ve “gazetecilerin”yönlendirdiği, yalnızca internette değil belirli yerlerde toplanıldığı ve hedeflerin belirlendiğine dair ciddi iddialar da mevcut. 

Bunun bir de aynı mantıkla uygulanan “gazetecilik”versiyonu var. Troll gazeteciliği (troll journalism) aslında son zamanlarda internet medyasında ilgi çekmek, daha çok “tık” almak için alakasız, abartılı başlık, içerikkullanımı üzerinden tartışılıyor. Bizde de olan bir hastalık ama şimdilik başka yazının konusu. Burada önerdiğim tanım ise bir “gazetecilik” yöntemi olarak trolleme. Şöyle açıklayayım:

1) Önce bir kişi, ya da kurum seçiliyor ve onun hakkında kaynağı belirsiz iddia ya da iddialar ortaya atılıyor. Kaynağını açıklamasını gazeteciden isteyemeyiz ama ortada bir iddia varsa bir yere dayandırmak zorundasınız. Bu, kişilerin geçmişine yönelik kanıtlanamayacak dedikodular da olabilir bugüne ilişkin mesnetsiz suçlamalar da. Örneğin geçen hafta Yeni Akit gazetesinde Ramazan Alkan isimli bir muhabir Evrensel gazetesinin kapatılacağını duyurdu. Neye dayandığı belli değil, muhabir iddialara yanıt vermiyor. Sosyal medya üzerinden sorulan soruya “teröre destek iş değil hainliktir” yazıp çekildi. Kendince trollemenin ilk hamlesini yapmış bulundu. Onun işi bununla sınırlı.

2) Seçilen kişi ya da kuruma atfedilen iddiaların vahametini göstermek için uluslararası alandan uydurma örnekler bulunuyor, mantık dışı karşılaştırmalar yapılıyor. Bunu daha çok köşe yazarları yapıyor. Çoğunluğunun yabancı dil bilgisinden şüpheliyim. “Amerika’da olsa öldürürler”, “Avrupa’da olsa hapislerde çürürler” vs gibi hiçbir dayanağı, kaynağı olmayan hamasetler. Konunun uzmanlarının aksini ispata çabalaması, Nihal Bengisu Karaca’nın başına geldiği gibi bir canlı yayında rezil olma riski dahi onları durdurmuyor. İddianı güçlendirmek için uydur bir şeyler, inananlar cebinde kâr.İnandırıcı bulmayanı tehdit edersin olur biter. Aynı örnek üzerinden gidelim iki gün sonra Ersoy Dede Star gazetesinde “Evrensel kapanacak mı?” diye bir yazı yazdı, örneği IŞİD’di.

3) Son kısım dilek ve temenniler aslında ilgili yerlere gerekeni yapın talimatları: “Bu vatan hainlerinin serbestçe dolaşmasına izin verecek değilsiniz ya!”. Bu talimatın bir ilgilisi iktidarsa diğeri de hemen saldırıya geçen Aktroller, seçilen kişinin, kurumun korkutulması sindirilmesi kısmı onların işi.

Buna hedef olanlar çoğunlukla sessiz kalmayı, deyim yerindeyse “bulaşmamayı” tercih ediyor. Trolle mücadelenin en etkili yolu onları beslememek,“tepki alamayan, ilgi görmeyen troll ölü bir trolldür” neticede. Yani mücadele etmeye, cevap vermeye çalışmamak doğru bir yol. Ancak bu söz konusu tehditlere maruz kalanların elinin kolunun bağlı olduğu anlamına gelmemeli. Hukuk bugün işlemiyor olsa da tehdit halâ bir suç. Bu tür saldırıları örgütleyenlerin, ispatlanması halinde, bir gün hukuk önünde hesap vereceklerini hatırlatalım. O zamana dek yapabileceğimiz bu saldırılar karşısında hak arama mücadelesine devam etmek, birlikte durmak, birbirimize destek olmak. Evrensel’i trollerle yıkamayacaklarını biliyoruz nasıl olsa.

Not: Trollüğün ve gazeteciliğin yan yana gelemeyeceğini, bunun gazetecilik olmadığını söyleyerek tanıma itiraz edenler olacaktır. Haklısınız ama o da kime gazeteci ve neye gazetecilik diyeceğimiz üzerinden yine birlikte mücadeleyi gerektiriyor. Var mısınız?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...