18 Ağustos 2016 00:57

Erdoğan'a suikast ve siyasi suç

Erdoğan'a suikast ve siyasi suç

Fotoğraf: Envato

Paylaş

15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik Marmaris saldırısı (suikasti), siyasi suç kavramını ve Fethullah Gülen’in iadesi konusunu tekrar gündeme getirdi.
Siyasi suç, devletin siyasal ve hukuksal düzenine karşı işlenmiş suçlar için kullanılan bir kavramdır.
Siyasi suçla ilgili Türkiye mevzuatında bir tanımlama bulunmamaktadır.
Ancak, yorumla bazı suçların siyasi suç olabilecekleri kabul edilebilir.

Söz gelimi, Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesinde terör tanımı vardır. Bu tanım o kadar geniş ve belirsizdir ki, hiçbir şiddet eylemini tasvip etmese bile, -şiddetin, “terörün” eleştirildiği bir yazı, konuşma, karikatür, şiir nedeniyle bile- insanlar “terör suçu”ndan yargılanabilir. Böyle durumlarda bile, kişi, siyasi suç ile değil terör suçu nedeniyle yargılanır.
Belki Türk Ceza Kanunu’nun 5. bölümündeki 309. maddeden itibaren “Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar” açısından siyasi suç kavramı kabul edilebilir (bize göre 3. bölümden itibaren sayılan suçlar pekala siyasi suç kavramı altında değerlendirilebilir).

Abartılı gelebilir ama uygulamaya baktığımızda, Türkiye mevzuatında terör suçu olarak nitelenen suçların neredeyse tamamının siyasi suç olarak nitelenebileceğini, mevzuatın o kadar uluslararası mevzuatla uyumsuz olduğunu düşünmekteyiz.
Siyasi suç açısından, ulusal üstü insan hakları belgelerinde, özellikle iltica hakkı -iade bağlamında bazı istisnaların gözetildiği görülmektedir.
Bunlardan birisi de devlet başkanına suikast eylemidir. Devlet başkanlarına yönelik suikast -cana kast- eylemleri siyasi suç sayılmazlar. 

Örnegin, 1975 tarihli Suçlularin Iadesine Dair Avrupa Sözlesmesi (18.11.1959/7376 Sayılı Kanun Metin: RG 26.11.1959), 3/3. maddesinde şöyle denir: “İşbu sözleşmenin tatbikatı bakımından, bir Devlet Reisinin veya ailesi efradından birinin hayatına kasıt siyasî bir suç sayılmayacaktır.”
Terörizmin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi de (1977) diplomatik ajanlar dahil uluslararası koruma altındaki kişilere yönelik eylemlerin siyasi suç sayılamayacağına amirdir.

Peki Gülen’in iadesi konusunda durum nedir?
Türkiye ile ABD arasında “Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Yardım Anlaşması” bulunmaktadır. Bu anlaşma, 20 Kasım 1980 tarihli, 17166 sayılı Resmi Gazete’de (Kenan Evren imzalıdır) yayımlanmıştır. Anlaşmanın 3. maddesi “Reddetme Koşulları” başlığını taşımaktadır ve 1. paragrafı şöyledir: “(1) a) Geri verme istemine konu olan suç, İstenilen Taraf’ça, siyasi nitelikte veya böyle bir suçla murtabıt bir suç sayılır ise; veya geri verme isteminin, gerçekte, istenen kişiyi, siyasi görüşleri nedeniyle kovuşturmak veya cezalandırmak için yapılmış olduğuna İstenilen Taraf’ça kanaat getirilir ise,
Bununla birlikte, bir Devlet Başkanına veya Hükümet başkanına veya aile üyelerinden birine karşı işlenmiş veya işlenmeye teşebbüs edilmiş bir suç, siyasi nitelikte bir suç sayılmayacaktır.” (Bakınız...).

Görüldüğü gibi, siyasi iktidar tarafından çok sık gündeme getirilen Fethullah Gülen’in iadesi, ancak tek bir koşulla mümkün olabilir:
Gülen’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikastte bulunmuş olması!
Belirtilen durumda Marmaris saldırı-suikast timinin Gülen’den gelen doğrudan ya da dolaylı emirle eylemde bulunmuş olmaları ve bunun da kanıtlanmış, belgelenmiş olması gerekir.
Bu konular siyasi değil teknik hukuk konusudur.
Marmaris saldırısında yer alanların ifadeleri ve o gece Marmaris’teki otel ve civarındaki çatışmalarla ilgili olgular, durumlar, Gülen’in iadesi konusunda, kritik önemdedir. 
Başka türlü Gülen’in iadesinin mümkün olamayacağı düşüncesindeyim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa