08 Ağustos 2015 01:00

'Bir yolu yürüyoruz birlikte...'

'Bir yolu yürüyoruz birlikte...'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Evrensel Gazetesi’nin halka gerçekleri duyurmak üzere yola çıkışının üzerinden tam 20 yıl geçti. İşçilerin, emekçilerin, halkına karşı sorumlulukları olduğunu bilen aydınların var ettiği Evrensel Gazetesi, yola çıktığı ilk günden başlayarak kimden yana olduğunu ortaya koydu. O yüzdendir ki, oyun ve eğitim çağında olmasına karşın bir fabrikada iş cinayetinde yaşamını yitiren çocuk Ahmet’i çıkardı manşetine; tarlalarda pamuk toplayan, karanlık atölyelerde emekleri sömürülen çocuk işçilerin varlığını duyurdu. Toplumumuzda giderek yaygınlaşan kadına yönelik şiddetin kurbanlarından Güldünya’nın ve erkek şiddetinin yaşamlarını yok ettiği kadınların haberini yaptı. Yola çıktığı ilk günden başlayarak dili, kültürü yasaklanan; gözaltında kayıplarla, “faili meçhullerle” yaşamları karartılan Kürt halkının üzerindeki baskıyı yazdı. Adı üzerinde; Evrensel. Dünyadaki bütün ezilenlerin, sömürülenlerin haberini duyurdu okurlarına.
Yalnızca acıları, sömürüyü, savaşları yazmadı Evrensel; yalnızca haber vermedi; yaşanan acıların, baskıların, sömürünün nedenlerini sorguladı, araştırdı; sonuçlarını okurlarıyla-halkla paylaştı. Dünyadan ve ülkemizden işçilerin sömürüye karşı direniş, grev ve mücadelelerini yazdı. Kadınların öldürülmesine, şiddet ve tecavüze karşı yaşam hakkı için ayağa kalkan kadınların mücadelesini duyurdu. Kürt halkının ve bütün ötekileştirilenlerin var olma mücadelesini, bu mücadeleye omuz verenleri, halklar arasındaki dayanışmayı yazdı. Halklara acı, kan, gözyaşı ve yoksulluktan başka bir şey getirmeyen savaşlara karşı barışın sesi oldu.
O yüzdendir ki Evrensel Gazetesi, yola çıktığı ilk günden başlayarak emekçilerin alın terinden zenginlikler biriktirenlerin; çocuk emeğini sömürenlerin; kadın cinsini aşağılayıp onu köleleştirmek isteyenlerin; bin yıllardır aynı topraklarda yaşayan halkların ve farklı inanışlardan insanların kardeşleşmesini istemeyenlerin; iyiye, güzele, doğruya düşman karanlık güçlerin hedefi oldu. Halka gerçekleri duyuran haberleri nedeniyle sayısız dava açıldı hakkında; yasaklandı, toplatıldı, gazeteyi dağıtanlara saldırıldı, karikatürler için dava açıldı. Yola çıktığımız ilk günlerde Metin Göktepe’yi aldılar elimizden. Buna karşın Evrensel Gazetesi gerçekleri yazmaktan vazgeçmedi. Bu haberlerle şunu söyledi okurlarına ve halka: “YALNIZ DEĞİLSİN. YAŞADIKLARIN YAZGI DEĞİLDİR. Senin gibi sömürülen, acı çeken, baskı gören milyonların yanı sıra bu acılara karşı örgütlenerek mücadele eden insanlar var. Başarmak içinse

ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN!

Şimdi, egemenlerin sözcülerinden biri, Evrensel Gazetesi’ni, Özgür Gündem’i ve halkın sesi olmayı seçmiş gazeteleri “suç makinesi” olarak tanımlıyor ve karanlık güçlere hedef gösteriyor. Nedir Evrensel’in “suçu”? Yaşamdaki bütün değerleri üreten emekçilerin, şiddete uğrayan kadınların, düşleri çalınan çocukların; bu topraklar üzerinde bin yıllardır var olan bütün halkların ve inanışların sesi olmak... Nedir Evrensel’in “suçu”? Emeğin özgürleşmesini, halkların barış içinde yaşamasını istemek; savaşlara karşı barışı savunmak... Nedir Evrensel’in suçu? Hırsızlık, yalan, talan, haksızlık ve öldürümlere karşı iyiden, güzelden, doğrudan, haklıdan ve yaşamdan yana olmak.
Ben, yola çıktığı ilk günlerden beri birlikte yürüyorum Evrensel’le ve bunun için kendimi şanslı ve güçlü duyumsuyorum. Sayısız zenginlikler biriktirdim bu yürüyüşte. Ki bu zenginlik tekel basınının satılık-kiralık kalemlerinin banka hesaplarında biriktirdiklerine benzemiyor. Telefonun ucundaki sıcacık ses, zarftan çıkan bir çocuk mektubu, ummadığım anda sokakta bana gülümseyen bir yüz; bir kadının çiçekleyip gönderdiği yazma, düşünceleri nedeniyle hapsedilmiş bir mahkumun elleriyle yapıp gönderdiği kutlama kartı; fabrika önlerindeki direniş çadırlarında, sendika lokallerinde, yürüyüşlerde tanıdığım binlerce yeni insan... Dili yasaklanan Kürt ana için yazdığım şiiri ve yaşamdan damıttığım şiirlerimi sahiplenip kendinin kılan; düğün, piknik, ölüm duyurularında, mücadelede paylaşan binlerce insan... Acının, hüznün yanı sıra direnci, umudu ve mücadeleyi paylaştığımız binlerce insan... Kendi adıma, bunca yıldır onca baskı, yasaklama ve saldırıya karşın yolundan sapmadan yürüyen Evrensel ailesinden biri olmaktan, insanlığın kurtuluşu için çıktığımız o uzun yolu birlikte yürümekten sevinç ve onur duyuyorum. Bu yolu birlikte yürüdüğümüz kalem arkadaşlarıma, Evrensel’de köşe yazarak bilgi ve birikimlerini işçi ve emekçilerle paylaşan geçen hafta yitirdiğimiz Panayot Abacı’nın da aralarında olduğu yazar-şair arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız ve iyi ki “Bir yolu yürüyoruz birlikte.”

Basının iki temel görevi, haberleriyle kamu adına her tür iktidarı denetlemek ve gerçeğe ulaşmak için her türlü görüş ve sesin kamuya ulaşmasını sağlamaktır. Bu görevlerden biri sınırlamaya uğrarsa ülkede basın ve ifade özgürlüğü, dolayısıyla demokrasiden söz etmek imkansız hale gelir. Bugün gazetelere, haber ajanslarına, televizyon ve internet sitelerine getirilen sansür, kısıtlama ve baskılar özgür medyanın işlevini hedef almaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...