24 Aralık 2014 01:00

Sorumlu

Sorumlu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısının daha makbul olduğu, yıllar boyu her skorbordun üzerinde yazdı. Futbolculara Atatürk tarafından sevilmek yeterince heyecan vermemiş olsa gerek, o skorbordlarda adı yazan oyunculardan pek azı hem zeki, hem çevik, hem de ahlaklı olmayı önemsedi.
Kabul. Türkiye’de spor hiçbir zaman huzur verecek kadar temiz olmadı. En naif spor izleyicisi dahi, sporun altında bir şeylerin yattığını hissetti hep. Zeki, çevik ve ahlaklılar genelde kazanamıyordu. Bırak kazanmayı, pek de sevilmiyordu.Ülke, Yeni Türkiye’ye dönüşerek daha zeki, daha çevik ve daha ahlaklı olmadı. Ama çok daha kötü bir şey oldu. Bu vasıfları taşımamaktan utanırdı en azından. Şimdi ise bu utangaçlığını üzerinden attı.
Örnek mi? 3.5 sene öncesinde ortaya büyük bir şike skandalı çıktı. Ülkenin en büyük takımlarını, şampiyonlukları, kupa kazananları doğrudan etkileyen bir tezgahtı. Mahpuslara düşmeyen ne başkan kaldı, ne teknik direktör, ne futbolcu, ne idareci. Artık her şey açığa çıkmıştı. Ne gerekiyorsa yapılacak ve hesap sorulacaktı.
Ülke üç, beş, yirmi beş kutba bölündü. Fener’in adamı olduğu söylenen devrin federasyon başkanı Fenerlilerce aforoz edildi. Yerine gelen Beşiktaş başkanına Beşiktaşlılar başta herkes “Yeter” çeker oldu. Şike skandalının yan etkisi olarak süper final diye bir model icat edildi. Sonrasında statlar şiddete boğuldu. Birbirinden hazzetmeyen camialar, karşılıklı kini artırdı. Takımlarımız zaten Avrupa’ya alınmıyordu. Şike politik amaçlara alet edildi. Birisi son kaledir dedi, öbürü bizim üzerimizden hegemonya kavgası var dendi, yargı oyunu, ekonomik kavga derken mevzu olağan şüpheli “darbe”ye bağlandı.
Sonrasında Gezi yaşandı. Taraftarlar uyutulduğunu anlar gibi oldu, kol kola girdi. Sistem bu sefer e-bilet tedbirini devreye aldı. Fişlemeye niyetlendi. Zeki-çevik-ahlaklı nesiller yetiştirme sorumluluğu olan kurumlar bu özelliklere uymayan bir tavırla statları boşaltıp, futbolu bitirecek bir adım attılar. Ne zeki, ne çevik ne de ahlaklıydı bu dayatma. Karşılığında boş tribünler, zevksiz futbol ve giderek güç kazanan bir yayıncı kuruluş oluştu.
Yetmedi, sporun tümünü sponsorlara muhtaç bıraktılar. 16 takımlı basketbol liginde, isminde ticari bir kurum geçmeyen, salt spor kulübü kimliği taşıyan tek bir takım kalmamış. Ona rağmen üst üste iflas ediyor takımlar. Voleyboldan çekilen çekilene. Milli spor denen güreşin, halterin bahsi geçmiyor artık. Tenis, atletizm gibi dallarda zaten hiç var olmadı Türkiye. Zeki, çevik ve ahlaklı kısmına gelmeden ön elemde başarısızlıktan elendiğimiz branşlar.
Seyirciyi değil yayıncıyı, oyuncuyu değil hakemi, takımı değil sponsoru konuşuyoruz. Umutlanmak için az sebep var. Hiçbir maçı ön yargısız “Bu adamlar kesin para almış, rakibe yatmıştır” demeksizin izleyemiyoruz. Tüm komplo teorilerinin, gerçek komploların yanında çocuksu kaldığı bir ülke burası.
Aynı 3-5 hocanın takım takım gezdiği, en başarılı oyuncuların saha dışında saçmaladığı, taraftarın şiddet sarmalında kendini tükettiği, bunun dışında kalan muhalif taraftar gruplarının yargılandığı, şike soruşturmasının darbe diye yaftalandığı yalnız ve tuhaf ülkem burası.
Yeni Türkiye eskisinin tüm kötü huylarını alıp, üzerine bolca kibir ve utanmazlık ekleyerek zeki-çevik ve ahlaklı olmamaya devam ediyor hâlâ. Kimse yaptığı şikeden, yönetmemekten, oynayamamaktan ötürü sorumlu hissetmiyor. Aksine, zeki-çevik ve ahlaklı olmaktan bahsetmeyen yeni tip skorbordlar gelse de, artık bu vasıflar çok fazla göze sokulmasa diye bekliyorlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...