11 Aralık 2014 01:00

Kürtçe isim yasağı

Kürtçe isim yasağı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçen hafta sonu Batman’da bütün çocuklar gibi, güzel mi güzel, sempatik mi sempatik bir çocuk tanıdım. Adı, ASİWA. Kürtçede “ufuk” anlamına geliyormuş. Yazılışına dikkat ettiniz mi, “W” harfi var.
İşte bu yazının  konusu  ASİWA yasağı.
ASİWA Musa Anter’in torunu, Dicle Anter’in de kızı oluyor. Devlet, ASİWA’ya T.C. kimliği vermiyor; adında “W ” harfi var diye.
Bir halkın diline saygı, eşit yurttaşlık talebinin temelidir. En önemli müdahale alanıdır. Hatırlayalım, pek çok yasağı barındırıyordu Türkiye’nin yasaları. Bir ara saymıştık, 13 ayrı yasada dil ve kültür yasakları vardı. Bunlardan bazıları kaldırılmıştı zaman içinde. Ancak o kadar çok alanda karşımıza çıkıyor ki, yasaklar rejiminden bir türlü özgürlükler rejimine geçemiyoruz.
Dünyanın en önemli tiyatro yazarlarından Harold Pinter’in “Dağ Dili adlı oyunu, biliyorsunuz, Türkiye ziyaretinin ardından yazılmıştı. Türkiye hapishanelerinde anne ile evladının  kendi dillerinde konuşamaması çok çarpıcı bir şekilde anlatılıyordu.
ASİWA çözülememiş bir sorunu hatırlatıyor bize.
Kürtçe isim koyma yasağının kaldırıldığını duyardık oysa 2000’li yılların başında. Örneğin Yargıtay Mizgin adına konan yasağı kaldırmıştı. Artık Kürtçe isim konulabilecekti çocuklara.
Biliyorsunuz, “Osmanlı’da oyun çok” diye bir söz vardır. Osmanlı olarak olumsuz nitelemeye tabi tutulan, devlettir. Evet, aynen böyle oluyor, oyun çok.
İsim koyabilirsiniz de hangi harfleri kullanarak o ismi resmi belgelere yazdırabileceksiniz?
İşte bu noktada  resmi alfabe çıkıyor karşınıza.
Böylece resmi dilin ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz; eşit yurttaşlık için ve herkesin devleti olması için devletin.
2003 yılında İçişleri Bakanlığının Bakan Abdülkadir Aksu imzalı genelgesi yayımlanmıştı. Hakların tanınması dolayısıyla bir müjde ile birlikte sınırlamayı da içeriyordu genelge. Sonuç olarak şöyle diyordu:
-Genel ahlak kurallarına aykırı olmamak, kamuoyunu incitici yanı bulunmamak ve Türk alfabesine uygun olma koşuluyla her ad konulabilir.
1928 yılında yürürlüğe giren “1353 sayılı Türk Harflerinin Kabulü ve Tatbiki Hakkında Kanun” “uygulanır” demek istiyordu yani…”Türk alfabesine uygun olma koşulu” bunu içeriyor.
Nitekim uygulama böyle oluyor.
Q, W, X harfleri kütüğe, kimliğe yazılmıyor.
Bu dil engelinin dayandığı bir düşünce var. Türk etnisitesine dayalı bir ulus devlet kurulduğu ve başka ulusları, etnisiteleri ret ve inkar ettiği için, zorunluluk getiriyor ve bu zorunluluk yasaklamaları da içeriyor.
Bir ekleme daha yapalım. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 222. maddesinde yukarıda belirttiğimiz 1353 sayılı kanundaki yasağa uymayanlar hakkında hapis cezası öngörülüyordu.
TCK 222. maddesi 2 mart 2014 tarihli 6529 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırıldı.
Bütün olumlu sayılabilecek adımlarda olduğu gibi, eksik, yetersiz, hakların ve özgürlüklerin tam kullanımına elverişli olmayan açılımlar yapılıyor. Ceza Kanunu’nda yaptırım öngören madde kalkıyor  ama ismin kütüğe işlenmesindeki yasak ve elbette bunun yarattığı sorun orta yerde duruyor.
Nüfus müdürlükleri,  içinde W, Q ve X harflerinin geçtiği isimleri kütüğe yazmıyor ve kimlik vermiyor.
Belirtilen durumda haklar ve özgürlükler hayata geçmiyor.
Hayret!..
Devlet , dört yaşındaki ASİWA adlı kızımıza kimlik verirse bölüneceğini mi sanıyor, ne?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...