05 Eylül 2014 00:25

62. Hükümet programı: Tas eski hamam eski!

62. Hükümet programı: Tas eski hamam eski!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Eski başbakanın yeni cumhurbaşkanı olarak göreve başlamasının ardından, eski dışişleri bakanı yeni başbakan olarak hükümeti kurma görevini aldı ve büyük çoğunluğunu eski bakanların oluşturduğu yeni hükümetin programını okudu. Başbakan Davutoğlu “Yeni Türkiye” iddiasını taşıyan 62. Hükümet programını okurken biz de cumhuriyetin bundan önceki 61 hükümet programından ve AKP hükümetlerinin bundan önceki 4 hükümet programından (58, 59, 60, 61) farklı olan, yeni olan ne varmış diye dikkat kesildik. Öyle ya karşınıza “yeni” diye getirilince meraklanıyor insan, “eski”den farklı ne var diye. Gerçi bir ülkede yenilenmekten, değişimden söz ediliyorsa orada ciddi bir ideoloji, zihniyet değişimi gerekir. Sadece sıfatları değişen eski Türkiye’nin yönetici kadrosunun akşamdan sabaha ideolojisini, zihniyetini değiştirmesi ve “yeni bir Türkiye’yi” inşa etmesi beklenemez elbette. Ama olsun, “Acaba eski Türkiye’den farklı ne var diye” merakımızı canlı tutup, Hükümet programını sonuna kadar dinledik; kulağımıza “yeni”ye dair bir şey çalınmayınca, kulaklarımız belki bizi yanıltmıştır diye birkaç kez de program metnini okuduk.

Yeninin nerede olduğunu bulabilmek için kulak, göz derken tüm duyu organlarını devreye koyduk ama nafile… Ekonomi, sosyal politikalar, istihdam, yolsuzluk, yargı, dış politika, çevre politikaları, enerji politikaları, demokratikleşme velhasıl memleketin hemen tüm halleri üzerine ortaya konulan politikalarda çözüm sürecine dair vurgular dışında hiçbir yenilik, hiçbir değişim tespit edemedik. 

Programda “Yeni ekonomi” olarak sunulan, 2001’de Kemal Derviş tarafından getirilen ve AKP’nin 12 yıldır uyguladığı neoliberal yapısal uyum programının devamı. Programa göre küresel rekabet gerekçesiyle gök kubbe altındaki her şey piyasalaşacak, doğa ve emeği sermayenin sınırsız sömürüsüne açan anlayış eski Türkiye’de olduğu gibi aynen devam edecek. İstihdam politikaları, eski Türkiye’de belirlenen Ulusal İstihdam Stratejisi ve 10. Kalkınma Planında belirlenen hedefler doğrultusunda daha da esnekleştirilecek, eğitim sistemi tamamen piyasanın (yani patronların) istekleri doğrultusunda yapılandırılacak. Emeklilik ancak mezarda ulaşılabilecek bir hayal, sağlık ise cepteki paraya göre ulaşılabilen bir hizmet olmaya devam edecek. Vergiyi emekçiler, yoksul halk kesimleri öderken; sermayenin ödediği vergiler göstermelik olmanın ötesine geçmeyecek. Tüm bunlara itiraz edip, örgütlü bir mücadeleyle haklarını almak isteyen emekçiler, sendikalı oldukları için işlerinden atılacak, tepkisini barışçıl yollarla ifade etmek için sokağa çıkanlar, marjinal olarak tanımlanıp devletin gazına, tazyikli suyuna maruz kalacak. Sonuç olarak AKP’nin emekçileri en kötü koşullarda çalışmaya zorlayan; 12 yılda 14 bin emekçinin iş cinayetlerinde ölümüne neden olan politikaları olduğu gibi sürecek. Öte yandan programda AKP’nin yoksulluk politikalarına düzülen övgüye bakılırsa, emekçileri haklarından mahrum bırakıp, yardıma muhtaç hale getirdikten sonra sosyal yardımlar üzerinde siyasi rant elde etme anlayışı da devam edecek.  

62. Hükümet programında “yeniyi” arayışımızın boşa çıkması sadece ekonomi politikalarında ve bunun emekçilere yansımalarında değildir. Örneğin programın Mecliste okunmasının hemen ardından 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna dair takipsizlik kararı verilmesi; cumhurbaşkanı seçildiği halde başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığına devam etmesi üzerine Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunan Prof. Dr. Ökçesiz’e soruşturma açılması; Ethem Sarısülük’ü öldüren polislere ödül gibi ceza verilmesi, yeni olduğu iddia edilen Türkiye’de yolsuzluk, yargı, demokratikleşme konularında da hiçbir şeyin değişmeyeceğini göstermektedir.

Sözün özü: “Yeni Türkiye” iddiasıyla sunulan 62. Hükümet programının öncekilerden hiçbir farkı yoktur. 91 yıllık cumhuriyetin ve 12 yıllık AKP’nin ideolojisi, zihniyeti olduğu gibi bu programa yansımıştır. Ülkeyi yöneten kişilerin ya da bu kişilerin sıfatlarının değişmesiyle hiç bir şey değişmemiştir, değişmeyecektir. Değişim ve yenileşme için egemen ideolojinin değişmesi gerekir ki bu da ancak mücadeleyle olur. Bunun kanıtı Hükümet programındaki tek yeniliğin çözüm sürecine ilişkin olmasıdır. Bunu sağlayan Kürt Hareketinin büyük bedeller ödeyerek yürüttüğü mücadeledir. Diğer tüm ezilen, sömürülen, inkar edilen kesimlerin de eşit haklara sahip olduğu, sömürünün, doğa katliamlarının son bulduğu yeni bir düzen için mücadelesi kaçınılmazdır. Bu mücadelelerin ortaklaşması, (Adına yeni denir mi denmez mi onu bilmem ama) demokratik Türkiye”nin bir an önce kurulmasını sağlayacak en önemli koşuludur!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...