29 Nisan 2014 00:11

1 Mayıs! Maskeler inecek...

1 Mayıs! Maskeler inecek...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

22 Nisan günü, gazeteniz Evrensel'de bir haber yayınlandı.
Bu haber bence, unutulmaya çalışılan gazeteciliğe en iyi örneklerden birisiydi. Haberi de yapan zaten usta bir gazeteci,  Evrensel Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat'tı.
"Bir fotoğrafın söylediği" başlığıyla yayınlanan manşet haber, Polat'ın 2010 yılı 1 Mayısı'nda, Taksim'e çıkan Tarlabaşı yokuşunda gazetecilik dürtüleriyle bir fotoğraf çekmiş ve arşivinde saklamıştı.
İşte haber bu fotoğrafla ilintiliydi.
                            ***
O dönem AKP, yine göz boyama siyasetiyle "12 Eylül Referandum"u maskesiyle 1 Mayıs'a gidiyordu. (Ki o referandum bugünkü 'dediğim dedik' gücünü elde edecek olan değişiklikten başka bir referandum değildi. )
O referandumda ne kadar bildikleri sol jargon varsa kullanmışlar ve propagandalarını da hak, özgürlük, emek gibi sol söylem üzerine kurmuşlardı. (Bu söylemlere inanan ve hatta gönüllü hizmette bulunan 'Yetmez ama evet' diyen aydınları, sanatçıları, yazarları ve sol kesimi anmak da gerekiyor ya konumuz başka…) Bu çerçeve içerisinde İstanbul İl Başkanlığının imzasını taşıyan 'Artık 1 Mayıs Hem Bayram Hem Taksim'de. Kutlu Olsun' yazılı dev afişi asmaktan bile çekinmemişti.
***
Oysa bugün?
Aynı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1 Mayıs İşçi Bayramı'nı Taksim'de kutlamak isteyen işçi temsilcilerine ümitlerini kesmelerini söylüyor.
Söylemekle kalmıyor, DİSK'in ve KESK'in başvurusuyla 2008 yılında bütün olayları polisin çıkardığına dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde tescillenmesi kararını yok sayıyor, görmezden geliyor.
Taksim'de kutlanma yapılmaması için adeta İstanbul polis ablukasına alınıyor, takviye birlikleri sevk ediliyor. Polis, sanki bir "iç savaş"a hazırlanıyormuş gibi tatbikat üzerine tatbikat yapıyor ve bunun da medya aracılığıyla gözdağı olarak duyurulmasını sağlıyor.

***
Peki, neden?
Çünkü Taksim, "Kralın çıplak" olduğunun dile getirildiği bir mecradır.
Çünkü Taksim, binbir vaatlerle, envai çeşit olanaklarla ve algılarla alınan oyların yani sandık demokrasisinin gezi süreciyle halkın gerçek iradesine yenildiği yerdir.
Korku da bu korkudur.
1977 yılında karanlık ve kanlı bir şekilde katledilen insanların hatırlanması da bu korkunun bir parçasıdır.
***
Emek-sermaye çelişkisi, değil diktatoryal özentilerini, gerçek diktatörleri bile tarih sahnesinde silen bir çelişki olduğunu unutmamak gerekir. Hiçbir gücün hiçbir iktidarın zora dayalı sistemi de örgütlü emeğin karşısında duramadığı, duramayacağını egemen güçler herkesten çok daha iyi biliyor.
Binbir suratlı sahte demokratların da maskesini de indirecek olan da işte emeğine sahip çıkan bu işçiler olacaktır. 1 Mayıs'ı istediği gibi istediği yerde kutlayacak olan işçiler…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...