26 Aralık 2013 00:29

İktidar-Cemaat kavgası ve bölge algısı

İktidar-Cemaat kavgası ve bölge algısı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye geçen hafta içinde bakan çocukları, iş adamları, belediye başkanı ve kamu görevlilerinin bulunduğu büyük bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla sarsıldı. Operasyonda evlerde ayakkabı kutuları içinde yüz milyonlarca dolar, avro, TL ele geçirildi. Paraların yanı sıra bakan çocuklarının evlerinde para kasaları, para sayma makineleri de bulundu.  Ortaya saçılan onca bilgi belgeyi görmezden gelerek, hiçbir şey yokmuş gibi davranarak siyasi iktidar bunu kendisine karşı dış destekle cemaat çevresince yapılmış bir komplo olarak değerlendirdi.  Böyle değerlendirmekle kalmadı karşı atağa geçti ve yıllarca bir koalisyon olarak devleti beraber yönettiği cemaatin devlet içindeki elemanları olarak düşündüğü başta emniyet ve yargı olmak üzere söz konusu bürokratlara karşı bir tasfiye programı uyguladı/uygulamaktadır. Bu çerçevede şu ana kadar 140 kadar polis müdürünün yerini değiştirdi. Soruşturmayı yürüten savcının yanına iki yeni savcı görevlendirdi. Bunu da bizzat sorumlu tutulan bakanlar eliyle yaptı. Dolayısıyla soruşturma sürecini etkilemeye çalıştığı gizlenemeyecek derecede ortadadır. Operasyonun bir cemaat operasyonu olduğunu hemen hemen herkes kabul etmektedir. Zaten bu iki çevrenin bir koalisyon olarak askeri vesayeti bertaraf ederek kendi vesayetlerini eskinin yerine ikame ettikleri ve son dönemlerde de iktidar paylaşımından kaynaklanan bir çatışmanın olduğu bilinmektedir. Ancak, bu rüşvet ve yolsuzluğun olmadığı anlamına gelmez. Olsa olsa şimdiye kadar olan yolsuzlukların ve rüşvetin ortaya çıkmasını aynı çevrelerin önlediği manasına gelir. Siyasi iktidar büyük bir panik içinde bocalamaktadır. Bu kadar bilgi ve belgeye rağmen hâlâ ‘yedirmeyiz’ modundadırlar. Tüm olanlardan tarafların birbirlerine karşı tetikte olduğu ve fırsat buldukça birbirlerine salvo yapacaklarını söylemek kahinlik olmayacaktır.  
Türkiye’nin batı yakasında taraflar birbirlerini boğazlayacak derecede bir çatışma içindeyken Kürdistan’da aynı durumun olduğunu söylemek imkânsız. Siyasi iktidar batıda cemaati tasfiye etmeye çalışırken bölgede başta üniversiteler olmak üzere tüm kamuda Kürt karşıtlığı üzerinde iktidarı hâlâ al gülüm ver gülüm paylaştıkları bilinmektedir. Hatta tarafların kavgasının negatif sonuçlarının bölgeye yansıdığı açıkça görülmektedir. CHP milletvekili Mustafa Balbay’ın bırakılmasında yargı içerinde cemaatçi çevrelerin etkisi olduğu iddia edilmesine karşın BDP’li beş vekilin tam tersi bırakılmamasında yine aynı çevrenin etkili olduğu siyasi iktidarca dillendirilmektedir. Siyasi iktidar “çözüm ve barış” sürecinde yaşanan olumsuzluklarda cemaatin etkili olduğunu isim vermeden sürekli ima etmektedir. Siyasi iktidar, en son Hakkâri Yüksekova’da (Gever) üç gencin polis tarafından katledilmesini aynı çevrelerin yaptığını ima etti. Bizzat Başbakan, olay süreci istemeyenlerin işidir derken, herkes bundan cemaati sorumlu tuttuğu sonucunu çıkarmaktadır.
Eğer siyasi iktidar paralel devlet yapısından kurtulmak istiyorsa bunu yürüyen bir soruşturma üzerinden yapmamalıdır. Süreci baltaladığını ima ettiği ve Kürdistan’da olumsuzlukların, cinayetlerin, katliamların sorumluları olarak bilinen güç merkezlerini açığa çıkararak yapmalıdır. Roboskî, Gever benzeri katliamların sorumlularını deşifre etmelidir. Roboskî tam iki yıldır kanayan bir yaradır. 34 genç savaş uçaklarıyla bombalanarak soğuk bir kış günü toprağa düşürüldü. Kanları kara karıştı. Beyaz kar kızıla boyandı. Hemen hepsi çocuk yaştaydılar, çoğu lise öğrencisi. Aralık ayı Kürtler için acı ve gözyaşının, katliamların hatırlatıcısıdır. Tıpkı 35 yıl önce yaşanan Maraş Katliamı gibi. Bunların sorumlulukları boyunlarındadır. Bu katliamların sorumluları ve vekil davaları başta olmak üzere tüm KCK davalarında yaşanan ikili hukukun sorumlularını ortaya çıkararak ancak cemaat çevrelerine geri adım attırılabilir, paralel devlet yapısı geriletebilir. Aksi tutum, bölgede siyasi iktidarın pisliklerini kapatmanın hezeyanı olarak algılanacak, böyle değerlendirilecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa