17 Ekim 2013 12:00

Sahi makul olmayan kim?

Sahi makul olmayan kim?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Siyasi iktidarın Kürt hareketiyle başlattığı ve yaklaşık 10 aydır devam eden çatışmasızlık süreci her iki tarafa son derece önemli olanaklar yaratmış durumdadır. Süreçte belki de en önemli kazanım 10 aydır hiçbir insanımızın can kaybının yaşanmamasıdır. Siyasi iktidar bu süreci zamana yayarak heba etmemelidir. Ancak son dönemde süreçte önemli bir tıkanıklığın yaşandığı da her kesimin malumudur. Kürt tarafı süreçte kararlılık gösterip ilerletmek istedikçe Hükümet tarafının mümkün olduğunca hiçbir adım atmadan önümüzdeki seçimleri kazasız belasız atlatmak istediği açıktır.
Kürt tarafı silahlı mücadeleden demokratik mücadeleye geçtiğini ve bunda samimi olduğunu göstermek için gerillayı sınır dışına çıkarırken; elindeki esir askerleri salıverirken siyasi iktidar meseleye bir terör sorunu gibi yaklaşmakta geri durmayıp somut hiçbir adım atmadı. Son olarak adına demokrasi paketi dedikleri bir seçim hamlesi olmaktan başka bir şey olmadığı belli olan ve hiçbir yapısal dönüşümü içermeyen paketle toplumu uyutmak istedikleri ortadadır. Zira pakette yaşanan tıkanıklığı aşmaya yarayacak tek bir satır olmadığı herkesin malumudur. Bu pakette KCK’nin “Demokratik Çözüm Deklarasyonu” olarak açıkladığı ve temel olarak üç noktada ifade ettiği; bir halk için en temel ve meşru sayılabilecek haklara yönelik tek bir satır dahi içermediği bilinmektedir. Sorunun çözümü için bu haklar olmazsa olmaz kabilindedir. Kürtlerin bir toplum olarak kabul edilmesinin gereği Kürt kimliğinin anayasal güvenceye alınması, ana dilinde eğitimin sağlanması ve öz yönetiminin yani demokratik özerkliğin kabulü  doğal insani haklar olup, verilmesi hiçbir şarta bağlanamayacak haklardır. Bunları tartışma konusu yapmak süreci uzatmak anlamına gelecek, vermemek ise süreci bitirmek isteminin ilanından başka bir anlam taşımamaktadır.
Diğer taraftan başta BDP olmak üzere Kürtlerin en önemli taleplerinden biri Öcalan’ın koşulları ile ilgili müzakerelerin yürütülmesi ve Kandil dahil dışarıyla irtibatının sağlanması iken bu konuda bugüne kadar tek bir adım atılmadı. Hatta İmralı’ya gidecek heyet konusunu basit bir siyaset malzemesi yapmaktan geri durmadı. BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak gerillayla kucaklaştığı gerekçesiyle, ilk heyette olan Altan Tan başka uyduruk gerekçelerle; Sırrı Süreyya Önder Gezi olaylarına katılması gerekçesiyle, Ahmet Türk gittikten sonra AKP’nin tutumunu eleştirdiği gerekçesiyle siyasi iktidar tarafından sanki çocuk oyunundaymışız gibi mızıkçılık gerekçesi sayıldığından ya heyete alınmadılar ya da daha sonra heyetten çıkarıldılar. Siyasi iktidarın egosu o kadar yüksek ki, iktidarı eleştirenler için İmralı yolu kapatılmaktadır.
Siyasi iktidarın süreçle ilgili Bakanı Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay geçenlerde görüştükleri PKK’lilerin BDP’lilerden daha makul olduğunu ifade etti. Buna karşılık BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ‘bizim tüm çabamız Hükümetin makul olarak gördükleriyle müzakereleri yürütecek ortamın sağlanmasıdır’ diyerek cevap verdi. Bu açıklamadan sonra Demirtaş’ın İmralı’ya gidişi engellendi. Türkiye’nin 100 yıllık temel sorun kaynağı olan Kürt meselesi çözülmeye çalışılırken siyasi iktidarın yaklaşımındaki ciddiyete bakar mısınız! Ya BDP’liler ağızlarına bant vurup siyaseti bırakırlar ya da siyasi iktidarın istediğini tekrarlayarak ancak Ada’ya gidebilirler. Gerçekten Hükümet sanki bir çocuk oyunundaymış gibi ikide bir sorun çıkarmak için bahane yaratıyor. Kendileri kusursuz, karşı taraf hep acemice davranıyor, işi bilmiyor! İktidar belli ki, minderi terk etmek için bahane üretmektedir. Bunu yaparken de sorumlu ve sorunlu olarak Kürt tarafını göstermek istiyor. Ancak unuttuğu bir şeyi hatırlatmakta fayda var. O da artık bu halk sizi iyi tanıdı. Payeyi de cezayı da kime vereceğini artık iyice belledi.  Evet siyasi iktidar da bilmelidir ki, Kürt tarafı sürece bir bütün olarak makul yaklaşmaktadır. Ya siz;  siz ve yürüttüğünüz politikanız makul müdür?   

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...