14 Aralık 2014 02:38

Asker selamı

Futbolcu Gökhan Çetinus’un, asker selamının bu coğrafyada ne anlama geldiğini bilmemesine imkan var mı? On binlerce ölü, köy boşaltmalar, sivil katliamlar, faili meçhuller, tutuklamalar, zorunlu göç, ırkçılık, horlanma, ana dilinden mahrum bırakılma, düşük ücretlere mecbur olma…

Paylaş

Mithat Fabian SÖZMEN

ABD’de siyahlara karşı ırkçılığı işleyen 1967 yapımı ‘In the heat of the night’ filminin çarpıcı sahnelerinden biridir. Siyah polis memuru Virgil Tibbs(Sidney Poitier), Mississippi’nin Sparta kentinde işlenen bir cinayetin şüphelisi olarak kasabanın en zengin adamını “çaktırmadan” sorgular. Siyahları yalnızca sahibi olduğu tarlalarda pamuk toplaması ya da evinde hizmet etmesi için barındıran Mr. Endicott, sohbetin niyetini anlayınca Tibbs’i tokatlar.  Ancak attığı tokat anında kendisine iade edilir. Şaşkınlıktan ne yapacağını şaşıran Mr. Endicott artık gözyaşları içerisindedir ve geçmişi yad eder: “Bu yaptığın için seni vurabileceğim zamanlar vardı.”

Evet vardı. ABD’de özellikle güney eyaletlerinde ırkçılığın, resmi olarak dahi sökülüp atılması kolay olmamıştır. Ülke genelinde bu sorunun varlığını sürdürdüğünü, yazdan bu yana Ferguson ve Eric Garner eylemleriyle görüyoruz.

‘In the heat of the night’ta Patron Endicott’un ağlamasına sebebiyet veren şey, “hayati” bir ayrıcalığa artık sahip olmayışıdır. Halen pamuk tarlalarında çalışanların tamamı düşük ücretli siyahlardır ama onları çekip vurmanın yasalar karşısında bir karşılığı vardır. En azından kitapta bir eşitlik söz konusudur ve ırkçı beyaz patrona göre bu “yoksunluk” ağlamaya değerdir.

Milliyetçiliğin, ırkçılığın varlığını sürdürdüğü her yerde bu tavır yaşamayı sürdürür. Fazla uzağa gitmeye gerek yok, ülkemizde de bu böyledir.

Kürt ulusunu temel haklarından mahrum bırakarak, kendisine tabi kılmaya çalışan resmi politika, her ezen/ezilen ilişkisinde olduğu gibi, ezilenin ayağa kalkmasıyla 30 yıldır bir kriz içerisindedir. Kendi düzenlediği ırkçı yasalar, halkın örgütlü mücadelesinin etkisiyle fiiliyatta anlamsız kılınmıştır. Ve bu da geri adımları beraberinde getirmektedir.

‘ŞIMARIK’

Elbette, yazıldığı kadar basit bir süreç değil bu. 30 yıldır yaşananları hepimiz biliyoruz. Ve halkın her ayağa kalkışında atılan gazete manşetlerini de.

Söz konusu manşetlerin, eğlenceli bir retoriği var. “Azıtmak” ve “Kudurmak” eylemleri tanımlamada en sevilen fiillerin başında geliyor. Eylemciler ise “hain” değillerse eğer “şımarık” olarak adlandırılıyor.

Ulus dahi olamayacağı iddia edilen insanların “ekmek yedikleri” düzene karşı ayağa kalkmaları bizim memleketin Mr. Endicott’larını çileden çıkarıyor.

Hiç şüphem yok ki sahici Mr. Endicott da bir gazetesi olsa yediği tokat sonrası 60’ların coşkulu Yurttaş Hakları Hareketi karşısında yavaş yavaş geri adım atmaya başlayan resmi beyaz ırkçılığına sitemkâr bir şekilde “Açılımla şımaran siyah azıttı” manşeti attırabilirdi.

GÖKHAN ÇETİNUS’UN SEÇTİĞİ SEMBOL

Dönelim, bizim memleketin Mr. Endicott’larına, “ayrıcalık” sandıkları şeyi kaçınılmaz olarak yitireceklerini gördükleri için öfkelenenlerimize.

Hafta içinde futbol sahalarımızda ilginç bir olay yaşandı. Van Büyükşehir Belediyespor-Bergamaspor maçında, rakip fileleri havalandıran deplasman ekibinden Gökhan Çetinus sevincini, asker selamı vererek göstermeyi tercih etti. Gerekçe olarak da asker selamı ve yeşil sahalar deyince akla gelen isim Bülent Uygun’un hemşehrisi olmasını gösterdi.

Gökhan Çetinus’un, asker selamının bu coğrafyada ne anlama geldiğini bilmemesine imkan var mı?  On binlerce ölü, köy boşaltmalar, sivil katliamlar, faili meçhuller, tutuklamalar, zorunlu göç, ırkçılık, horlanma, ana dilinden mahrum bırakılma, düşük ücretlere mecbur olma…

‘Asker selamı’nda somutlaşanlar işte bunlardır.  Ve Kürtler, kendi evlerinde yapılan böylesi bir “meydan okuma”nın ne anlama geldiğini çok iyi bildikleri gibi, bugüne kadar böylesi dayılanmalara sessiz kalmadıkları için siyasi arenada kazanımlar elde etmeye başlamışlardır.

Açıkça söyleyelim, Gökhan Çetinus -askerin bir sembol olarak Kürdistan’daki karşılığını bilmiyor olsa dahi-, tribündekiler Kürt olduğu için asker selamı vermiştir. Attığı golden sonra tribünleri kızdırmak için kendisine seçtiği sembol budur!

Ve ne yazık ki bu sembolün seçilme sebebi, sonrasında medyada çıkan haberlerden de anlayabileceğimiz üzere Mr. Endicott’unkine benzer bir rahatsızlıktır.

Böylesi olaylar sonrası bir numaralı referans kaynağımız Aydınlık’ın haberine bakalım. “Yeni Türkiye’nin futbol yüzü” başlıklı habere birtakım tweet’ler seçilmiş:
* Van Spor taraftarları, asker selamı veren futbolcuya saldırdı. Cizre taraftarı İstiklal marşı ıslıkladı. Memleket ne halde.
* Van’da, asker selamı yapan futbolcuya tribünden; burası Kürdistan burdan çıkış yok karşılığı geldi. İşte Yeni Türkiye
* AKPKK ya rağmen ülke bölünmeyecektir.

Aydınlık ve Sözcü gibi gazetelerin her gün yansıttığı ruh halini özetleyen tweet’ler.  Bu ruh hali, Kürt’e karşı sahip olduğu ayrıcalığı terk etmek istemeyen ezen ulusun ruh halidir. Bu sebepten Kürt’ün üzerindeki ulusal baskıya karşı gösterdiği her tepki, “şımarıklık” olarak nitelenmekte, “ülke ne hale geldi” edebiyatı yapılmaktadır.

Cizre’de yaşananlar da Van’da yaşananlar da bu gerginliğin ürünüdür. Ayrıcalığını yitirdiği için ağlayanlar, karşılarındaki insanlarla eşit olduklarını ne zaman kabul ederlerse o zaman kimsenin ağlamasına gerek kalmayacaktır.

ÖNCEKİ HABER

Yeni Osmanlı hayallere Osmanlıca makyaj

SONRAKİ HABER

Gülerek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...