25 Eylül 2014 11:23

‘Kötü insanların türküleri yoktur’

Usta müzisyen Neşet Ertaş’ı kaybedeli 2 yıl oldu. 25 Eylül 2012’de İzmir’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren ozan, Yaşar Kemal’in deyimiyle 'Bozkırın Tezenesi' idi.

‘Kötü insanların türküleri yoktur’
Paylaş

Usta müzisyen Neşet Ertaş’ı kaybedeli 2 yıl oldu. 25 Eylül 2012’de İzmir’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren ozan, Yaşar Kemal’in deyimiyle “Bozkırın Tezenesi” idi. 

Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesinde Abdallar Köyünde doğdu. Köyün çevrede “abdallar” adıyla anılması boşa değil, Ertaş’ın babası saz ustası Muharrem Ertaş da olmak üzere köyde pek çok saz ustası var.

Çocukluğunda 8 yıl Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Keskin, Yerköy, Kayseri, Yozgat ve köylerini gezdiler. Bu yüzden okula gidemedi. Bozkırın ücra köylerini çocuk yaşlarında gezen, Anadolu insanlarına dair derin izlenimleri olan Neşet Ertaş’ın “Nerede bir türkü söyleyen görürsen, korkma! Yanına otur, çünkü kötü insanların türküleri yoktur.” sözü böyle bir geçmişin içinden geliyor.

Ertaş’ın ölümünün ardından yaşamına, sanatçılığına, ‘Abdal’ dünyasına dair çok şey yazıldı, söylendi. Bunları bir kenara bırakıp, kendi el yazısıyla yazdığı hikayesini, onun ağzından, onun sözleriyle dinleyelim*;

'AÇ KALDIM, KARIN TOKLUĞUNA İŞ BULAMADIM'

Babam Kırşehir’den çıkmış, Keskin’e gelmiş. Anamınan evlenmiş. Çiçekdağı’nın Gırtıllar eski adıyla Abdallar Köyü denilen küçük bir köy, 20 haneli bir yere gelmiş. Ben o Abdallar yeni adıyla Gırtıllar Köyü’nde dünyaya gelmişim. 5-6 yaşımda babam beni yanına aldı. Gittiği yerlere beni de götürürdü. Bazı türkü söyletirdi. Babam saz çalardı, bana da Kemanı verdi. Gülik’de sekiz yıl, Yozgat, Kayseri, Niğde, Nevşehir, Kırıkkale, Keskin, Yerköy köyleriyle beraber gezdik. Düğün çalardık. Babamı bilenler, çağırırlardı. Geçimimiz verilen bahşişlerden olurdu. 14 yaşımda aldım sazımı, İstanbul’a gittim. Aç kaldım, karın tokluğuna iş bulamadım. Günlerce iş aradım bulamadım. Şençalar Plak diye bir yazı okudum. Sazımı aldım gittim. Behiye Aksoy’un ilk plağını dinliyorlardı. Beni dinlediler. Kabul ettiler. Kadri Şençalar benimle çok yakından ilgilendi. Plak okuttular. Beni Beyoğlu Saz’a götürdü. Bana program aldı Kadri Şençalar. Böylece sahne hayatım başlamış oldu. İki yıl İstanbul’da kaldım. Ordan Ankara’ya geldim. Ankara’da bir gazinoya başladım. Orada Leyla isimli bir kızla tanıştım. Hemen evlendim. İki kız, bir oğlumuz oldu. Mutlu olamadık. Askere gittim geldim. Daha sonra ayrıldık. 7 yıl bir arada kalmıştık. Aralıksız plaklar okuyordum. Türkiye’yi vilayet, kaza, nahiye altı-yedi kere konserlerimle gezdim. 1979′da bildiğiniz gibi Almanya’ya geldim. Çocuklarım anasındalardı. Onlar da yanıma geldiler. Oğlum evlendi. Hanımı ve kendisi üniversitedeler. Kızımın evi alındı. Eşi ve kendisi üniversitedeler. Ben okula gidemediğim için çocuklarımın okumalarından mutluluk duyuyorum. Ben de burada müzisyen olarak kalıyorum. Aciz becerimle soru merakınızı giderebildimse mutluluk duyarım, efendim…

6 Nisan, 1996

*uzuncorap.com'dan alınmıştır.

ÖNCEKİ HABER

Uyarı yaptı önlem almadı, sel 4 can aldı

SONRAKİ HABER

Eyleme katılana, \'2016\'da yol kapatma\' cezası kesildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...