\'Rojava, çölde açan bir çiçek\'
Fatih POLAT
İstanbul
Irak’ta IŞİD’in kanlı saldırıları sürerken ve Ortadoğu mezhepler savaşına doğru sürüklenirken, IŞİD’in dikiş tutturamadığı Suriye’nin kuzeyindeki Rojava, halkların rahat nefes aldığı bir coğrafya konumunda.
Kürtlerin önderliğinde ve bölgedeki diğer halkların temsiliyle 3 kantonda demokratik özerklik uygulamasının başlatıldığı Rojava’dan 4 önemli isim, İstanbul’da bir araya geldikleri gazetecilere deneyimlerini anlattılar.
Cezayir Lokantası’nda gerçekleşen toplantının açılışında, toplantıyı organize eden 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can konuştu. Can, Rojava’nın örnek bir model oluşturduğunu belirterek, “Türkiye’de barış Rojava’da barış demektir, aynı şekilde Rojava’da barış Türkiye’de barıştır” dedi.
‘IŞİD’İ PÜSKÜRTTÜK’
Toplantıya Rojava’dan şu isimler katıldı: Rojava Halk Meclisi Eş Başkanı Abdulsalam Ahmad, Rojava Demokratik Halk Hareketi (TEV-DEM) Sözcüsü Çınar Salih, PYD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Bashira Darwish ve Kürt Sol Partisi Genel Sekreteri Muhammad Musa.
Abdulsalam Ahmad yaptığı sunumda, Kürtlerin Suriye’de 50 yıl boyunca ciddi baskı koşulları altında yaşadıklarını anlattı ve kendilerini Suriye muhalefetinin bir parçası olarak gördüklerini söyledi. Ahmad, kendi özgünlüklerini anlatırken şöyle devam etti: “Biz baktık ki Suriye’de durumlar gerçekten kötü ve Suriye mezhepsel bir çatışmaya girmiş durumda. Bu çatışmaların içinde üçüncü yolu seçtik ve kendi alanımızı bu çatışmaların dışına çıkarmaya çalıştık. Kitlesel eylemlerle halkımız birçok devlet kurumlarına el koydu. Birçok alanda rejim güçleriyle, bizim güçlerimiz arasında çatışmalar yaşandı. Onları kendi bölgemizden çıkardık. Bölgede Türkmen, Kürt, Arap, Süryani halklardan oluşan bir yönetim modelini kurmaya çalıştık. Afrin, Kobani ve Cezire olmak üzere üç kantonuz var. Bizim güçlerimiz Özgür Suriye Ordusu güçlerine karşı da durdu. Onların bölgeden çıkarılmasıyla, el Nusra bölgeye girmeye başladı. Şimdi de IŞİD bölgelerimize saldırmaya çalışıyor. Büyük bir direnişle YPG ve YPJ bu saldırıları geri püskürttü. Onlarca şehit verdik.”
FARKLI HALKLARIN ORTAK YÖNETİMİ
Abdulsalam Ahmad, yönetimde bulundukları kantonlarda halkların ortak temsiline verdikleri önemin altını çizdi: “Cezire bölgesinde Kürtler, Türkmen ve Araplar birlikte yaşıyorlar. Oradaki Araplar da bizim yanımızda yer almakta. Asuriler, Türkmenler, Çeçenler ha keza. Ortak bir anlaşmayla yönetimi idare edebilmek için yasalar çıkarttık. Bu yönetim, çağdaş bir yönetimdir. Dört ay sonra seçimlere gireceğiz. Bir seçim kanunu çıkardık. Seçimler için uluslararası hukuk açısından da geçerli olan yasaları uygulamaya koyduk. Önümüzdeki seçimlerde Araplar, Süryaniler, Kürtler için kota koyduk. Cezire’deki meclisimiz 101 kişiden oluşuyor. Halkların temsili, 10 kişinin altında olmayacak. Şunu söyleyebiliriz ki bugün Rojava’da gösterilen direniş bütün halkların direnişidir.”
Rojava ile Türkiye arasında 1 kilometrelik bir uzaklık bulunduğunu belirten Ahmad, Rojava’da bir kırılma olursa bunun doğrudan Türkiye’yi de etkileyeceğini söyledi. Ahmad, bu noktada en belirgin güncel tehdit olarak, mezhep savaşı yapan cihatçı örgüt IŞİD’e dikkat çekti.
Abdulsalam Ahmad, Türkiye’deki çözüm sürecini desteklediklerini belirterek, “Biz umut ediyoruz ki kuzeydeki çözüm süreci başarılı olacak. Biz de bu projeyi destekliyoruz. Biliyoruz ki, Türkiye’deki ve bölgedeki halkların çıkarına olan bu’ diye konuştu.
‘DUVARLAR KALKMALI’
Ahmad, Rojava ile Türkiye arasına Türkiye’nin ördüğü duvar ve ardından Rojavalıların TSK tarafından sınırı geçerken öldürülmesine dair soruya ilişkin olarak da, “Bizim bu sıkıntılarımızın aşılması için kapıların açılması lazım. Resmi bir şekilde giriş çıkışlar olsa böylesi sorunlar da yaşanmayacaktır. Biz halklar arasında sınırlar, duvarlar örmeye çalışmıyoruz, tam tersine kaldırmaya çalışıyoruz.”
PYD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Bashira Darwish ise, Rojava’da ulus devlete karşı bir model uyguladıklarını belirterek, “Biz biliyoruz ki ulus devlet anlayışına dayalı bir yaklaşım orada yaşayan Kürtleri ve diğer halkları büyük bir katliama götürecekti” dedi. Partilerinin içinde Kürt ismi geçmediğini hatırlatan Darwish, “Araplar da Süryaniler de var bizim partimizde” diye devam etti.
‘IŞİD’İN İNCİL YAKTIĞI YERLERİ BİLİYORUZ’
Darwish, sorular bölümünde IŞİD’e dair bir soruyu yanıtlarken de şunları söyledi: “IŞİD’in Musul’a ve Kerkük’e yönelik yapılan saldırıları sadece o bölge halkına yapılmış saldırı değil. Kendinden olmayan herkese saldırıyor. IŞİD’in daha önce yaptığı saldırılara örnek verecek olursak Serekaniye’de Ezidi bir genci öldürdü, bir şeyhin türbesine saldırdı. İncil yaktığı yerleri biliyoruz. Başka yerlerde de Araplara saldırdığını gördük. Rojova’da, Suriye’de ve Irak’ta bütün partiler, bütün taraflar üzerinde bir tehlike yaratıyor.”
Kürt Sol Partisi Genel Sekreteri Muhammad Musa de konuşmasında, Suriye’de demokratik bir sistemin kurulması gerektiğini savunduklarını belirtirken, Suriye Ulusal Konseyi’nin yaşanan sıkıntılar karşısında kendisini örgütleyemediğine ve bir proje geliştiremediğine vurgu yaptı. İstanbul’da Suriye Ulusal Konseyi’ne bağlı muhalif güçlerle de görüşmeler yaptıklarını anlatan Musa, ayrıntıya girmedi ancak görüşmelerin olumlu geçtiğini söyledi.
‘SİSTEMİMİZ HALKLARIN KARDEŞLİĞİ ÜZERİNE KURULU’
Rojava Demokratik Halk Hareketi (TEV-DEM) Sözcüsü Çınar Salih, Rojava’daki sistemi anlatırken, halkların kardeşliğine özel bir vurgu yaptı: “Rojava’daki mevcut durum ve yönetim şekli bazı prensipler üzerine kurulu. Birincisi hakların kardeşliği. Ve biz buna çok büyük önem atfediyoruz. İkincisi, birlikte barışçıl bir şekilde yaşamak, Geçmiş dönemde yaşanan ulus devlet modeli içinde birçok halkın birbirine karşı ön yargıları oluşmuş. Araplar Kürtleri, Türkmenler Asurileri eksik görmüş. Bunun içindir ki bizim yaptıklarımız içersinde en önemlisi, bu bakış açılarını ortadan kaldırmaktır. Bu prensipler doğrultusunda bizim için vatan, bayrak, toprak kavramı kutsal kavramlar değildir. Bizim için bu topraklar üzerinde yaşayan insanların yaşam hakları kutsaldır.”
‘ROJAVA DEVRİMİ, DİĞER ANLAMIYLA BİR KADIN DEVRİMİDİR’
Konuşmacıların birçoğu Rojava’da kadının rolüne, katılımına dair vurgular yaptılar.
TEV-DEM Sözcüsü Çınar Salih’in, şu sözleri bu vurguları güçlü bir biçimde özetliyor: “Rojava’nın bütün yaşam alanlarında kadın devrimi kendini hissettiriyor ve yaşıyor. Rojava’daki devrim diğer anlamıyla kadın devrimidir, diğer açıdan başka bir anlamda da yaşamsal bir devrimdir. Biz nasıl yaşayacağız ve ne zaman yaşayacağız? Bu sorunun cevabını Rojava’da rahatlıkla verebiliriz. Kadın, kendi emeğiyle özgürlüğünü elde ediyor. Onun içindir ki bölgede birçok defa erkeklerin bile karşı koymaktan korktuğu alanlarda kadınlar YPJ adı altında kendilerinin kurmuş olduğu birliklerle kahramanca mücadele etmekte ve eylemler yapmaktadırlar. Aynı zamanda hayatın bütün alanlarında kendini örgütlemiştir. Küçük birimlerden en üst yönetim birimine kadar kadınlar erkeklerle yönetimi yarı yarıya paylaşmış durumda.”
Çınar Salih, sunumların ardından kendisine yöneltilen “YPJ’nin içinde evli kadın var mı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Var. Erken yaşta evlilik yapmış, savaşmaya gücü yeten kadınlar mevcut. Bunlar içerisinde şehit düşenler var. YPJ’nin oluşumu ve güçlenmesi sadece Kürt kadını üzerinde bir etki yaratmadı, bütün kadınlara bir güç kattı. Herkes YPJ’ye saygı duyuyor ve YPJ’ye gururla bakıyor. YPJ’nin içerisinde Türkmen ve Arap kadınlar da var. Kobani’de büyük bir eylem gerçekleştirdiler. IŞİD’den 15 kişiyi öldürdüler. İçinde emirleri de vardı.”
Evrensel'i Takip Et