08 Haziran 2014 09:43

Şehir benim: Konut hakkı için Brezilya işgal evleri!

Dünya Kupası yaklaştıkça Brezilya'da yaşam yoksullar için daha da ağırlaşıyor. Zira buralarda hayat dikkat çekici biçimde pahalı. Sao Paulo'da kiralar 2008 yılından günümüze yüzde 93 artmış durumda. Artık bu kent, sokaklarında çok sayıda evsizin yaşadığı bir şehre dönüşmüş.

Şehir benim: Konut hakkı için Brezilya işgal evleri!
Paylaş

Bülend KARADAĞ
Muzaffer Ekin ŞİŞLİ
Bilge ÇOBAN

Dünya Kupası yaklaştıkça Brezilya'da yaşam yoksullar için daha da ağırlaşıyor. Zira buralarda hayat dikkat çekici biçimde pahalı. Sao Paulo'da kiralar 2008 yılından günümüze yüzde 93 artmış durumda. Artık bu kent, sokaklarında çok sayıda evsizin yaşadığı bir şehre dönüşmüş.
Dünya Kupası hazırlıkları kapsamında favela adı verilen gecekondu mahallelerine inşa edilen yeni stadyumlar ve kentsel dönüşüm bölge insanlarını şehrin daha da dışına sürüklüyor. Yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışan emekçiler için bu durum işyerlerinden daha da uzaklaşmak, toplu taşımada kaybedilen para ve zamanın katlanılmaz boyutlara gelmesi, yaşam koşullarının daha da ağırlaşması anlamına geliyor.
İşte tam da bu nedenle herkesin konut hakkı olduğunu savunan işgal hareketleri Brezilya emek hareketinin önemli bir ayağını oluşturuyor. Şehrin göbeğindeki işgal evlerinin sayısı ve işgal hareketlerinin gücü her geçen gün büyüyor. Frente de Luta por Moradia'de (Konut Mücadelesi Cephesi) Brezilya'daki işgal hareketleri içinde önemli bir güce ve etkiye sahip olan örgütlenmelerden biri. FLM bugün 24 işgal evinde 5000 bine yakın aileye ev sahipliği yapıyor. FLM koordinatörlerinden Antonia Laineli Jeneina ve işgal evi sakinleriyle Sao Paulo'da artık hayatın ve mücadelenin en görünür olan yanlarından birini; işgal evlerini ve mücadelelerini konuştuk.

FLM nasıl bir örgüt, neler yapar oradan başlasak...
Antonia: FLM 30 yıllık geçmişe sahip köklü bir işgal hareketi. Etkinliğimizi temelde  5 seneyi geçtiği halde boş olan binaların işgal edilmesi ve buralara yoksul ailelerin yerleştirilmesi şeklinde tanımlıyoruz. Çalışmalarımızın en önemli ayaklarından birini favelalarda yaptığımız bilinçlendirme çalışmaları oluşturuyor. Favelalarla yakın ilişki içindeyiz, buralarda birçok bağlantımız var. Toplantılar yapıyor ve işgal edilecek evlere yerleşecek gönüllü aileleri seçiyoruz birlikte. Sonra binanın işgalini gerçekleştiriyoruz ailelerle ve burada bir yaşam alanı kuruyoruz. Hareketin esas görevi de aileler arasındaki bağlantıyı koordinasyonu sağlamak.

İşgal için özellikle 5 yıl boş kalan binaları seçtiğinize göre kimi yasal dayanaklarınız var o zaman...
Normal koşullarda yasalar gereği herhangi bir bina işlevsiz bir şekilde tutulamaz. Yerel hükümetin beş yıl boyunca kullanılmamış ve akıbeti belirsiz binaları kamulaştırma hakkı var. Federal Anayasada bu hak tarif edilmiş durumda, uygulanması da yerel hükümetlere bırakılmış. Tabii bu yasalarda böyle, genelde ise bu yasa uygulanmıyor. Bina terk edilmiş haliyle öylece kalıyor. Aslında bu bina sahibinin yerel hükümet tarafından korunması ve gözetilmesi da anlamına geliyor.

Yani bu binaları artık kamu malı olduğu için işgal ediyorsunuz!
Antonia: Evet. Dolayısıyla bizim muhatabımız bina sahipleri değil yerel hükümet. Zaten yerel hükümetin yapmak zorunda olduğu bir şeyi yapıyoruz. Böylece Federal Anayasa tarafından garanti altına alınmış barınma hakkı konusunda, yerel hükümeti tutum almaya zorluyoruz. Amacımız işgal ettiğimiz bu konutlarda sonsuza kadar yaşamak değil! Talebimiz, favelalarda yaşanlara çalışma yerlerine yakın yerlerde insana yaraşır barınma hakkının yerel hükümetlerce sağlanması. Şimdi ben yürüttüğümüz bu mücadelenin sonucunda yerel hükümet tarafından yapılan evlerden birinde kalıyorum. Bunun için artık kamuya ait olan binaları işgal edip, yerel hükümeti bu konuda adım atmaya zorluyoruz. Örneğin bu bina 17 senedir boştu ve yerel hükümetin hiç bir tasarrufu yoktu buraya ilişkin. Burası bir otel binasıydı ve 4 sene önce işgal ettik burayı. Şimdi 80 aile ve neredeyse 300 kişi burada yaşıyor. Düşünün sadece Sao Paulo'da binlerce kullanılmayan, boş bina var.

Bu kadar boş bina, hareketiniz büyüyecek o zaman...
Antonia: Evet, sadece merkezde bizim tespit ettiğimiz 2 bini aşkın boş bina var! Oysa Sao Paulo'da yaşayanların yarısının kendi evleri yok, kiradalar.

Bu isteyen herkes 5 yıl boş kalmış bir binayı işgal edebilir anlamına mı geliyor?
Antonia: Bir bakıma evet. İşgal hareketlerinin yanında kendi bireysel inisiyatifleriyle işgal başlatanlar var. Kimi zaman suç örgütlerinin, madde bağımlılarının, sokaklarda yaşayan evsizlerin yaptığı işgaller de oluyor. Ama işgal ettiğiniz binada kalabilmeniz için en önemli koşul bir hareket olarak tanınmış olmak. FLM bu anlamda önemli bir tarihe ve güce sahip bir hareket. Bu nedenle işgal ettiğimiz binalara ilk iş bayrağımızı asıyoruz. Bir anlamda bu işgali yapan sıradan biri değil bir harekettir mesajını veriyoruz.

Cristiane: Evet işgal ettiğimiz binada kapıları kapatır kapatmaz flamamızı asıyoruz. Bu çok önemli, polis bizi bayrağımızdan tanıyor ve ayırıyor. Geçenlerde böyle bir deneyimimiz de oldu. İşgal için ön araştırmasını yaptığımız bir bina vardı. İşgal edeceğimiz günü de belirlemiştik. Tesadüfen binanın önünde hareketlilik olduğunu gördüm yani bina başkalarınca işgal edilecekti. Hemen arkadaşlarımızı aradım ve inisiyatif kullanıp hemen o an işgali gerçekleştirdik. Tabii yanımızda bayrak yok. Kucağımda çocuk, polis kapıya dayanmış durumda. Sonunda kendimizi yani FLM'den olduğumuzu anlattık ve polis gitti.

O zaman FLM işgallerinde öyle dışarı atılmak ya da polis baskısı yok çıkın diye...
Cristiane: Hiçbir şeyin garantisi yok ki. Aileler dışarıda atılabilir. Kuşkusuz sonuna kadar direniyoruz ama biliyoruz ki polis çıkarabilir. Böyle durumlar da yaşıyoruz  bazen. Böylesi durumlarda önceden işgal edilmiş başka bir yere geçtiğimiz de oluyor. Aslında bayrakla polise bir mesaj  veriyoruz, "bakın içeride biz varız" diyoruz. Çünkü hükümet ve polis bu hareketi kabul etmiş durumda. Saygı duyulan ve tanınan bir hareket. 1981 yılından beri bu mücadele devam ediyor onun bir kazanımı bu. Anlayacağınız şöyle bir sessiz bir anlaşma var; işgal edebilmen için ve oraya yerleşebilmen için önce bayrağını asmalısın. Ama ne kadar süre orada kalacağımızı çıkarılıp çıkarılmayacağımızı bilemeyiz.
Adalbento: Biliyorlar ki bizi buradan atsalar biz sokakta yaşayacağız. Bu hükümet için daha kötü. Hele de dünya kupasının yaklaştığı şu günlerde ve konjonktürde. Onlar için de en iyisi bizi burada tutmak.

MERKEZDE YAŞAM ALANLARI AÇMAK
Türkiye'de işgal evi deyince ilk akla gelen sokakta yaşayanların yaptıkları işgaller oluyor. Ama sizde durum farklı sanırız...

Antinio: Açıkçası işgal ettiğimiz binaları evsiz yani sokakta yaşayan insanlar için kurmuyoruz. Biz yerleşik bir hayatı olanlar, gecekondularda yaşayanlar yani kendimiz için kuruyoruz. Bir anlamda işgallerle gecekondulardan merkeze geliyor insanlar.

Peki sokakta yaşayan insanlar bu evlerde kalmak isterlerse?
Antinio: Sokaklarda yaşayan önemli sayıda insan var. Sao Paulo'da 14 bin evsizin olduğu biliniyor. Eğer sokaktaki insanlar buraya gelip işgal evlerinde yaşamak isterlerse öncelikle onlara FLM'yi tanıtıyoruz. İşgal evlerindeki yaşama adapte olurlarsa kalıyorlar. Elbette bunun için onlara yardım ediyoruz. Ancak buradaki yaşamı kolaylaştırmak ve herkesin yaşamına saygı duyulması açısından çeşitli kurallarımız var. Örneğin madde ve alkol bağımlılarının ya bağımlılıklarından vazgeçmelerini ya da binalarımızda yaşayan insanları etkilemeyecek bir düzeyde tutmalarını şart koşuyoruz. Bu ve diğer kuralları kendileri kabul etmeyip gidebiliyorlar. Öncelikle buradaki insanları ve düzenimizi korumak zorundayız.

İnsanlar gecekondulardan gelip şehrin göbeğinde yaşamaya karar veriyorlar, üstelik her an polis tarafından dışarı atılabilirler. Nasıl bir yol izliyorsunuz, insanların tercih nedeni nedir?
Antonia: Örneğin dünya kupası nedeniyle kiralar çok pahalanmış durumda. Buralarda kalan insanların maaşı genel olarak bir ile bir buçuk asgari ücret (Brezilya'da asgari ücret yaklaşık 680 TL). Haliyle insanların ev kiralarını bile karşılamaları çok zor. Favelalarda toplantılar yapıyoruz. Bu toplantılar sonucunda insanlar işgal evlerinde yaşamanın daha doğru olacağına karar veriyorlar. Kuşkusuz insanların yaşamlarını değiştirmelerinde işgal evlerindeki yaşam kalitesinin gecekondulardan daha iyi ve avantajlı olması önemli bir neden.

Büyük bir değişim olsa gerek?
Elbette buradaki yaşam herkes için radikal bir değişimi anlatıyor. Bir kere şehir merkezindeler, işyerlerine ulaşmak için yola ayıracakları paradan bile tasarruf edebilirler. Yine ortak kullanımdan kaynaklı gaz, elektrik kullanımı daha ucuz. Burada kalmanın avantajlarından biri de şehir merkezinde daha çabuk iş bulabiliyorlar. Buradaki insanların yüzde 30'u üniversitede okuyor şimdi! Faveladaki hayatlarında insanların bunu hayal etmesi bile çok zordu.

GÖNÜLLÜLÜK TEMEL
İşgal evlerindeki günlük yaşam ayrı bir merak konusu bizim için... Nasıldır burada hayat?

Antonia: Öncelikle bizim yaratmaya çalıştığımız yaşam alanlarında, işgal evlerinde sorumluluk vermek yerine sorumluluk almak var. Kim bir aktivite yapmak istiyorsa görev alıyor ve bunu örgütlüyor. O etkinlik ya da çalışma ilgi çekiyorsa devam ediyor. Kadın toplantıları, çocuk etkinlikleri yaptığımız tüm etkinlikler bu gönüllük üzerinden zaman zaman örgütleniyor.
Mildo: Çoğunluğu gençlerin katıldığı tartışma gruplarımız var. Fikir kulüpleri gibi. Farklı temalarda konular belirleyip kahve eşliğinde tartışıyoruz. Bu etkinliğe felsefe kahvesi adını verdik. Konularımız ise çok çeşitli olabiliyor. Güncel politikayı tartıştığımız da oluyor, toplantılarımıza dışarıdan konuk davet ettiğimiz kültürel tartışmalar yaptığımız da oluyor.
Antonia: Bu binada bir kütüphanemiz var. Zaman zaman çocuklara ders veren öğrenciler oluyor. Kitap tanıtımları yaptığımız günler oluyor. Örneğin diğer işgal evlerindeki çocukları da davet ettiğimiz çocuk kitabı tanıtımları yapılan etkinliklerimiz oluyor. Sergiler açıyoruz. Duvardaki resimler çocuklarla yapılan bir çalışmanın ürünü. Bizi ziyarete gelenler ve katkı sunmak isteyenler, çeşitli etkinlikler organize eden insanlar da var. Örneğin Amerikalı bir aktivist bir duvarımıza boydan boya bir resim yaptı.

YOKSUL İNSANLAR ŞEHRİN DIŞINA İTİLDİ
Peki binanın işleyişine dair kararları nasıl alıyorsunuz?

Antonia: İki haftada bir apartman toplantılarımız oluyor. Binanın ihtiyaçları, sorunları konuşuluyor ve  çeşitli kararlar alıyoruz. Bir işin ya da sorunun çözülmesinde görev almak isteyenler gönüllü oluyor. Açıkçası burada en önemli sorunla binanın işgal edildiği dönemde karşılaşıyoruz. Binayı ailelerin yaşayabileceği hale getirmek başlı başına bir emek ve süre istiyor. Başlangıçta tuvalet ve banyo gibi temel ihtiyaçların karşılanacağı ortak bir oda kuruyoruz. Çünkü elektrik yok, su yok, kanalizasyon sistemi yok. Hepsini kendi içimizde görev dağılımı yaparak çözümlüyoruz. Sonrasında yani zamanla herkesin odasına, dairesine elektrik ve su götürülüyor. İlk geldiğimizde herkes işsiz olduğu için bina güvenliği ve temizliği ortak yapılıyor. Daha sonra bu görev için bina sakinlerinden biri belirleniyor ve ona belli bir ücret ödeniyor.

Ve dünya kupası... Kiraların çok arttığından bahsettiniz? Sizin dünya kupası karşıtı bir çalışmanız var mı?
Dünya Kupasının yoksulların yaşam alanlarında yaratacağı tahribat önceleri anlaşılmadı. İlk başta herkes dünya kupası hayaline kapıldı. Özellikle yeni stadyumun kurulduğu yer ve etrafı gecekondu bölgesiydi. Stadyumun kurulmasından sonra o bölge öyle bir dönüşüme uğradı ki sadece zenginlerin yaşadığı bir bölgeye dönüştü. Buradaki yoksul insanlar da şehrin dışına uzağına itildiler. Bizim dünya kupası karşıtı eylemlerimiz aslında o dönem oldu diyebilirim. Özellikle belirtmek istiyorum; biz Dünya Kupasından öte Dünya Kupasının yarattığı bu tahribata karşı çıkıyoruz!

ÖNCEKİ HABER

‘İşgal var’ dediler, biz de geldik

SONRAKİ HABER

Mecnun’dan vazgeçmiş bir Leyla

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...