01 Haziran 2014 09:20

Okmeydanı üzerinden memleket yönetmek

Başbakan konuştukça ülke bir yay gibi geriliyor. 'Ne yapalım ölmüşse, ölmüştür' dediği, gaz fişeğinin öldürdüğü bir çocuk. Kimse hükümetin başını ikna edemedi, edemezdi; Berkin’in babası bile! Kim ne derse desin Berkin ekmek almaya giderken öldürülmemişti! Bundan sonra Okmeydanı’nda sokağa çıkan çocukların vay halineydi...

Okmeydanı üzerinden memleket yönetmek
Paylaş

Ercüment AKDENİZ

Başbakan konuştukça ülke bir yay gibi geriliyor.  “Ne yapalım ölmüşse, ölmüştür” dediği, gaz fişeğinin öldürdüğü bir çocuk. Kimse hükümetin başını ikna edemedi, edemezdi; Berkin’in babası bile! Kim ne derse desin Berkin ekmek almaya giderken öldürülmemişti! Bundan sonra Okmeydanı’nda sokağa çıkan çocukların vay halineydi...
İlerleyen günlerde gerilimi artıran açıklamalar durmak bilmedi. Başbakan’a göre “Okmeydanı bir terör yuvası”ydı! Polis nasıl sabrediyordu anlaşılır şey değildi! Ve sokağa çıkana kurşun dönemi başladı.

FETİH, RUH, OK, MEYDAN
Tarih der ki; Okmeydanı semtine bu ad, Fatih Sultan Mehmet’in bu bölgede okçuluk müsabakaları için kurdurduğu ok meydanı ve okçuluk tekkesi nedeniyle verilmiştir. AKP hükümeti, Osmanlı İmparatorluğuna olan bağlılığın ve Yeni Osmanlıcılığın bir sembolü olarak bu bölgeye “Atıcılık Okçuluk Tekkesi” inşa etti. Birkaç gün önce, Okmeydanı-Kulaksız’daki bu okçuluk tekkesinde 2. Fetih Kupası yapıldı. Ve açılışa katılan Bilal Erdoğan, “Ya Hakk” diyerek tam iki ok atışı yaptı.
Bilal Erdoğan basın mensuplarından okçuluk sporuna destek vermelerini istemiş. Aslında bu sözler işin sadece edebiyat kısmı. Çünkü basın toplantısında işin esasını, Fetih Kupası’yla ilgili bilgi veren Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Haydar Ali Yıldız açık etti: “Okmeydanı’nın kardeşlikle anılmasını istiyoruz. Burası Fetih şuurunu yaşayacağımız yegâne mekânlardan biridir”
Muhafazakâr-demokrat ne demekmiş şimdi anladınız mı? Yani tez eşittir kardeşlik, anti-tez eşittir fetih... Peki ya sentez? O da “muhafazakâr-demokrasi”!
Fetih ruhuyla Okmeydanı’na sefere çıkan polislerin işi önceden gerçekten çok zordu! Gaz fişeklerini damdakilere, balkondakilere, sokakta zikzak çizerek kaçmaya çalışan insanların üstüne isabet ettirmek ne de zordu öyle! Atıcılık ve okçuluk meydanında fetihçiler şimdi nihayet gerçek silahlarına kavuştular. “Gez-göz-arpacık”… Hedef 12… Ya Hakk…

SİNİR UÇLARINDA SİYASET
Çorum, Maraş, Gazi, Sivas… Yakın tarihin kitlesel Alevi katliamları oralarda yapıldı. Kim baş makamda oturduysa aynı şeyi söyledi Alevi mahalleri için; “terör yuvası”! Oysaki katliamların her yıldönümünde kınanan devlet terörüydü, sokaklarda yankılanan ses “katil devlet hesap verecek” idi.
Suçlamaların sivri ucu şimdi de Cemevlerini gösteriyor. Gerilimin dozu “Cümbüş evi” seviyesinden “terör yuvası” seviyesine çıkarılıyor. Ve Okmeydanı Cemevi’nin girişinde Alevi bir yurttaş, polis silahından çıkan kurşunlarla can veriyor.  
Ali Kenanoğlu Alevi kurumlarından HUBYAR’ın genel başkanı. Kurumun hem binası Okmeydanı’nda hem de Kenanoğlu Okmeydanı’nı çok iyi tanıyor. Yıllardır birlikte olduğu mahallenin Alevi insanlarıyla oturmuş, konuşmuş ve bir sonuca varmış. Bu sonuca göre; kurşunların asıl hedefi Uğur Kurt değil Cemevi başkanıymış! İddia çok ciddi. Üstelik Ali Kenanoğlu bunu her yerde söylüyor, katıldığı televizyon programlarında altını çizerek belirtiyor. Duyan olacak mı? Göreceğiz…
Okmeydanı, Gazi, 1 Mayıs mahallesi, Sarıgazi… İstanbul haritasında üzeri kırmızı dairelerle çizilen “tehlikeli mahalleler”. Devletin gözünde durum böyle, peki ya Alevilerin? Kırmızı çarpılarla işaretlenen evler, gaz fişekleriyle peş peşe öldürülen Alevi gençler, hükümet erkanından gelen bin bir türlü hakaret ve aşağılamalarla onlar ciddi bir provokasyon endişesinin içindeler.
Salıverilen kimi Ergenekoncular, acı tecrübelerden geçmiş Alevilerdeki tedirginliği daha da arttırıyor. Alevilerin önde gelenleri, hükümetin bu ya da buna benzer yapılarla işbirliğine yöneldiğine dair derin kaygılar taşıdıklarını söylüyor. Okmeydanı gibi mahalleler sadece Aleviler için değil diğer halklar tarafından da kaygıyla izleniyor. Çünkü hükümet cenahından devreye sokulan siyaset, toplumsal gerginliğin en hassas sinir uçlarına ateş düşürmeyi göze almış görünüyor.

İTİRAZ
Okmeydanı, Haliç Tersanesi’nin sırtında bir kaplumbağa kabuğu gibi durur.
Okmeydanı’ndaki arazilerin tapusu Fatih Sultan Vakfı’na aitmiş. AKP’li Beyoğlu Belediyesi açıklıyor; “ne var ki son 50 yılda bu durum değişti”!
Yıllar önce Haliç Tersanesi’ne çokça işçi gerekiyordu. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden getirilen emekçilerin, Vakfın arazisine gecekondu kurmalarına bilerek göz yumuldu.
Haliç Tersanesi’nde çalışmaya başlayan Giresunlular, Sivaslılar, Tokatlılar birlikte ter döküp, birlikte ekmek kavgası verdi. Herkes kendince kültürünü, geleneklerini yaşamaya, yaşatmaya çalıştı ve mahallede birçok yöre derneği kuruldu. Tersanedeki emek kardeşliği mahalle kardeşliğiyle kol kola yürüdü.
Haliç tersanesi işçi ihtişamını çoktan kaybetti. Artık tersanenin önünde, uzun kuyruklar oluşturan o işçi servisleri beklemiyor. Ararsanız eğer, mahallede sadece emekli tersane işçilerini bulabilirsiniz. Okmeydanı şimdilerde fason diken atölyeleriyle İstanbul tekstil üretiminin arka bahçesi oldu. Merdiven altı atölyelerde sigortasız çalıştırılan işçiler daha çok Kürtler. Doksanlı yıllarda bölgeyi kasıp kavuran savaştan kaçıp gelen Kürtler Okmeydanı’nda önemli bir nüfusa sahip oldular. Son yıllarda onlara Özbekler, Tatarlar, Afrikalılar ve Suriyeliler eklendi. 
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Mihbah Demircan açıklıyor; “50 yıllık tapu sorunu nihayet çözülüyor”. Bu bir kentsel dönüşüm müjdesi! Projeye göre Okmeydanı yıkılacak ve İstanbul yeni bir cazibe merkezine kavuşacak! Bir kuşla birkaç kuş birden vurulmuş olacak. Hem ticaret-turizm canlanacak hem vatandaş depreme dayanıklı konutlarda oturacak hem de mahalle birçok ‘sorundan’ temizlenmiş olacak! Yersen…
Fakat Alevisi Sünnisi, Türkü Lazı Kürdüyle mahalleli bu zokayı yutacakmış gibi görünmüyor. Rantsal dönüşüme engel olmak için kurulan Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği bu duruma itiraz ediyor. Dernek diyor ki; yoksul mahalleli -yeni konutlara fahiş fiyat dayatılarak- şehir dışına sürülmek isteniyor. Halkın ve derneğin itirazı tam da burada devreye giriyor. Nitekim binlerce Okmeydanlı bu nedenle birleşmiş ve daha önce büyük yürüyüşler yapmıştı.
Memleketi, Okmeydanı gerilimi üzerinden yönetmek isteyenlerle, vatandaşın evine, mahallesine göz koyanlar aynı cephede birleşiyor. Kolay değil evet ama şimdi, tersane günlerindeki gibi mahallenin birlik ve dayanışmasını yeniden kurmak gerekiyor. Ayrıştırma tuzağına düşmeden, birleşerek, yeniden… İnsanca yaşam, barınma hakkı ve demokrasi için…

ÖNCEKİ HABER

Buse kırbaçlanır mı?

SONRAKİ HABER

Okmeydanı üzerine notlar (1)

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa