13 Nisan 2014 07:28

Seçimler ve Yerel Sorunlar

Yerel seçimleri atlattığımız son günlerde, seçim öncesi ikna olma, birbirini dinleme çabasıyla değil dayatmayla başlatılan süreç, seçim günü birbirine güvensizliğin tavan yaptığı bir ana, devamında suçlamalarıyla hala süregelen bir atmosfere götürdü.

Seçimler ve Yerel Sorunlar
Paylaş

Volkan YAPAN*
 
Yerel seçimleri atlattığımız son günlerde, seçim öncesi ikna olma, birbirini dinleme çabasıyla değil dayatmayla başlatılan süreç, seçim günü birbirine güvensizliğin tavan yaptığı bir ana, devamında suçlamalarıyla hala süregelen bir atmosfere götürdü. Adı her ne kadar yerel seçim olsa da yerelliğin tartışılması, anlatılması dostlar alışverişte görsün misali arada kaynayıp gitti ve anlaşılamayan, çözüm bulunamayan yerel sorunlarla baş başa kaldık ve fillerin tepinmesiyle çimenlerin başına gelen akıbeti yaşar durumuna geldik.

‘KENTSEL RANTIN KAMUYA AKTARILMASI’

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz yaptığı açıklamada “Kentsel rantların daha fazla kamuyla paylaşılması için çalışma yapılıyor. Mesela bir eviniz var ve imar değişikliği nedeniyle değeri 100 bin TL’den 200 bin TL’ye çıktı. Bu artan değerin bir kısmı şeffaf kurallar çerçevesinde kamuyla paylaşılmalı. Hemen bu kaynağın paylaşılması gerekmiyor, evinizi satarken de kamu payını ödeyebilirsiniz. Bu hem kamu için yeni kaynak, hem de adaleti sağlayacak bir düzenleme” dedi.  Seçim sonrası yapılan bu açıklama hükümetin, sadece ülkenin genel sorunlarıyla uğraşmadığı, seçim meydanlarında tartışmadığı ve tartıştırtmadığı yerel konular üzerinde de her zaman bir planı ve hesabı olduğunu gösteriyor. Bu hesabı oluşturan en başlıca aktörde elbette ki gayrimenkul oluyor. Öncelikle bu açıklamaya iş dünyasından gelen tepkilere bakıldığında;GYODER ve Torunlar GYO Başkanı Aziz Torun yabancıların ülkemizde gayrimenkul yatırımına ilgisinin arttığı son dönemde bu düzenlemenin yatırımcıları ürküteceğini söylerken, İNDER ve Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım Bu kazanımlar kamuya harcanırsa spekülasyon olmaz dedi, DUMANKAYA İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dumankaya ise yeni vergi sistemine olumlu baktığını dile getirdi ve emlak sektörüne adalet getireceğini iddia etti. Gayrimenkulle ilgilenen iş dünyasından gelen ilk tepkiler olumlu ve olumsuz haliyle böyle iken emekçiler açısından nasıl bir etki edecek onu inceleyelim.

KENTSEL DÖNÜŞÜM VE RANTTAN KAMUYA DÜŞEN

Yapılan her davranış, alınan her karar içinde taşıdığı niyetle anlamlaştığı gibi bu düzenlemenin de niyeti çalışmanın doğruluğu bakımından önemlidir. İngiltere, Tony Blair hükümeti zamanında İskoçya’ ya özerlik tanıdığında İskoçya parlamentosu Ulusal Mimarlık Yasasında niyetlerinin sadece ihtiyaçları karşılayan binalar ve arazi planlaması değil, kültürel ve sosyal duruşunda harmanlandığı bir anlayışı hedef aldıklarını belirtip niyetlerini ortaya koymuştu, M.Ö 1760 yılında Mezopotamya da Hammurabi’yle ortaya çıkan yasalarda dahi bir niyet okuması vardır insan hayatına dair. Bizim ülkemizde ise durum oldukça farklı, yasaların, düzenlemelerin amacı toplumun iyileştirilmesine yönelik denilse de uygulamada çok farklı olduğu görülmekte.
Kalkınma Bakanının bahsettiği düzenlemeyi kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde incelediğimizde anlatılandan öte bir tabloyla karşılaştığımızı anlayacağız. Ülkemizde son yıllarda gerçekleştirilen kentsel dönüşüm çalışmalarında 2014 yılı itibari ile yaklaşık 400.000 binanın yıkımını gerçekleştirip, rezerv alanları ve yeni binalar oluşturuldu. Bu çalışmalar neticesinde görüldü ki, deprem riski taşıyan alanlar,  emsal değeri oldukça yüksek olan, değerli araziler üzerine kurulu yoksul ve emekçilerin yaşadığı alanlar oldu. Bu yerlerde yaşayanlar binaların riskli olması sebebiyle daha modern ve daha sağlam yapılara yerleştirildiler ancak bulundukları emsal değeri yüksek olan yerlerden ziyade emsali oldukça düşük ve uzak yerlere yerleştirildiler. Bunlardan bir kaç örneği ele alacak olursak; İstanbul Sulukule’de yaşayan yoksul vatandaşlar yerlerinden edilip 50 kilometre uzaklıktaki Taşoluk’ta ki konutlara yerleştirildi, Kayseri de Yıldırım Beyazıt Mahallesinde yaşayıp kentsel dönüşüme maruz kalan yoksul vatandaşlarda kilometrelerce uzak Mimar Sinan bölgesindeki Bahçelievler Mahallesinde eskiden çöplerin toplandığı alan kapatılarak dönüştürülen mevkiye yerleştirildiler. Eskişehir’de merkeze bağlı 8 Mahalle 6306 Sayılı Yasa gereği kentsel dönüşüm alanı olarak ilan edildi ve taşınmazlara şerh konuldu, yakın zamanlarda da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı rezerv alanı olarak şehre 6 kilometre uzaklıktaki Kocakır mevkiini ilan etti.
Sadece bu birkaç örnekte incelediğimizde, kentsel dönüşümden kaynaklanan değer artışı ve azalışı kaybı önümüze çıplak bir gerçek olarak çıkıyor. Yoksul halkı yerinden ettikleri yerler, şehre yakınlığı, konumu ve sonradan oluşan yapılaşma ile değer artışı yaşarken, rezerv alanı ilan edip hak sahiplerini yerleştirdikleri alanlar konum itibari ile düşük emsal değerleri taşımaktadır. Madem ki ‘kentsel rantın kamuya aktarılması’ amaçlanıyor, neden yukarıda bahsettiğimiz ve bunların dışındaki milyonlarca insanı ilgilendiren diğer kentsel dönüşüm çalışmalarında yerlerinden edilerek kaybettikleri kentsel rantı halka geri iade etmiyorlar. Sulukule’deki vatandaşlar yerleştirildikleri Taşoluk’taki evlerin elektrik, su ve ev taksitlerini ödeyemediğinden Karagümrük civarlarına yerleşmeye başladılar, Kayseri de yerleştirilen yoksul vatandaşlar kendilerine verilen daracık evlere sığamadıklarından barakalarda yaşamaya başladılar.
Kentsel rantın kamuya aktarılmasında ki kamuyla kasıt yoksul vatandaşlar ise; şimdiye kadar onlara bu değer artışı rantı olarak hep, borç, sürgün ve artan yoksulluk düştü. Kalkınma Bakanının bahsettiği düzenlemede ki samimiyet ancak ve ancak kentsel dönüşüm çalışmaları neticesinde ki mağduriyetler giderildiği ölçüde anlaşılır, aksi halde kamu için değil hükümetin kendine daha fazla kaynak sağlamanın aracı olarak alacağı vergi olarak anlaşılacaktır. Son olarak yazıyı Hammurabi’nin bir yasası ile bitireyim “Bir müteahhit, herhangi birisi için inşa ettiği binayı sağlam yapmazda ev yıkılır ve ev sahibi ölürse, inşaatı yapan öldürülür’ günümüzde Hammurabi, yasaları ile birlikte yaşasaydı  sanırım inşaat sektörü rahat uyku uyuyamazdı.”

*Eskişehir Yapıyolsen İl Temsilci Kurulu Üyesi Örgütleme ve Eğitim Sorumlusu

Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Taşınmaz Geliştirme Yüksek Lisans Öğrencisi

ÖNCEKİ HABER

Yasaksa yasak

SONRAKİ HABER

İşçilerin kanı ile beslenen bir vampir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...