23 Mart 2014 07:16

'Dört Şehir' bir parti

Fazıl Say’ın “Dört Şehir” adlı Viyolensel ve Piyano Sonatı hala kulaklarımda… Eser dört parçadan oluşuyor; “Sivas”, “Hopa”, “Ankara” ve “Bodrum” . Fazıl Say Anadolu’ya özgü ezgilerle bezediği bu harikulade bestesinde, dinleyiciyi 2000 kilometrelik bir yolculuğa çıkarıyor.

\'Dört Şehir\' bir parti
Paylaş

Ercüment AKDENİZ

Fazıl Say’ın “Dört Şehir” adlı Viyolensel ve Piyano Sonatı hala kulaklarımda… Eser dört parçadan oluşuyor; “Sivas”, “Hopa”, “Ankara” ve “Bodrum” . Fazıl Say Anadolu’ya özgü ezgilerle bezediği bu harikulade bestesinde, dinleyiciyi 2000 kilometrelik bir yolculuğa çıkarıyor.
Memleketin bugünkü ahvalini, bu ahval içinde ulusalcıların vaziyetini ve ‘ana muhalefetin’ omurgasız halini görünce; başka bir “dört şehir” yazmak bize farz oldu.

‘HATAY’

Memleketimde; toprağa verdiğimiz çocukların cenaze törenleri kadar yitirdiğimiz gençlerin doğum günleri de artık bir yüzleşme sahnesidir!
Ali İsmail’in 20. yaş günü işte böyle bir gündü. Antakya’da, Ali İsmail’in mezarına yüz süren annenin feryadını unutmak ne mümkün; “Habibi, ben senin doğum gününü böyle mi kutlayacaktım?​”
***
Dönemin AKP Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Eylül ayında bir gazeteye verdiği röportajda, Hatay’daki Gezi eylemleri için şöyle demişti; “birkaç marjinal grup tarafından yapılmıştır"! Bununla kalsa iyidir... Lütfü Savaş, Belediye Başkanı olmadan önce Mustafa Kemal Üniversitesi’nde, bölüm arkadaşlarını “Sağcı-solcu, Nusayri Alevi” diye fişlemekle suçlanmıştı. Savaş’ın 2005’te öğretim üyelerini fişlediği şikayeti, aynı yıl mahkemelik olmuştu. CHP’li vekiller Mart 2007’de Lütfü Savaş’a ilişkin iddiaları irdelemiş ve 5 Kasım 2008'de MKÜ hakkında TBMM Başkanlığına, 23 CHP’li vekilin imzaladığı bir araştırma önergesi sunmuştu.
Bakın iş dönüp dolaşıp nereye geldi?
AKP'nin Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına Sadullah Ergin'i göstermesi üzerine, CHP Antakya Belediye Başkanlığı koltuğuna AKP’den seçilen Lütfü Savaş’ı aday gösterdi!
Ne Abdullah Cömert,
Ne Ahmet Atakan,
Ne Ali İsmail Korkmaz,
CHP’ye ne gam ne de keder…

‘ANKARA’

Transferde mutlu son; MHP’nin eski Ankara Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş artık CHP’de yarışacak!
“Beypazarı modeli”nin mimarı Mansur Yavaş nihayet televizyon’da açıkladı; “AKP dahil tüm partilerden teklif aldım… Anketler partiler üstü ve birleştirici olduğumu gösteriyor…”
Bir TV programında Deniz Zeyrek soruyor; “Bana Deniz adını amcam takmış, şimdi siz Denizlere sarf ettiğiniz o sözlerden sonra, oy almak için amcamı nasıl ikna edeceksiniz?​”  
Deniz Gezmişler için ne demişti Mansur Yavaş? Sanal ortamda yayımlanan o konuşmasını hatırlayalım;
“Deniz Gezmiş’i, hâkim katili Yılmaz Güney’i, terörist kör Eşber’i ve Yaşar Kemal’i kahraman ilan edip ülkücüleri mafya ve çete ilan eden azılılara soruyorum: Bu insanlar mı çete yoksa siz mi çetesiniz?​”
Deniz Zeyrek’i, amcasını ve Ankara halkını ikna etmek için Mansur Yavaş’ın ağzından bakalım hangi inciler dökülüyor;
“…20 yıl önceki konuşmadır, hangi şartlarda konuştum hatırlamıyorum… Sonuçta bugün ben milletvekili adayı değilim… Ben bir siyasi gelenekten geliyorum, aslımı da inkâr edecek değilim…”
***
Marka borsasında “cukkayı” vurduğunu söyleyen bir parti,
Anketlerin hem partiler üstü hem de birleştirici olduğunu söyleyen (geleneklerine bağlı ülkücü) bir aday,
Ve televizyon reklâmlarında parlatılan bir slogan; “Türkiye’nin birleştirici gücü CHP”

‘İSTANBUL’

Memleket öyle bir Haziran yaşadı ki...
Memleket; memlekette İstanbul, İstanbul'da Gezi “üç ağaca kıymanın” ne demek olduğunu dosta da düşmana da gösterdi.
Şehir ranta, talana, yolsuzluğa karşı ayaktaydı,
Haziran günleri “ben yaptım oldu” dayatmasına isyandı,
Şehirdekiler, şehrin yeşili, parkları bir nebze  nefes alsın diye kenetlenmişti.
Şehir haramilerin saltanatını yıkmak için direnmişti;
kan pahasına,
can pahasına,
gözünü kavgada bırakmak pahasına direnmişti...
Sarıgül düzenlenen basın açıklamasında projelerini sıralıyor; Ekibine ait 200 projenin 28'ini basına açıyor. Her zamanki gibi Kadir abisine laf söyletmiyor. Havada, yolsuzluk dosyaları bir daha karşılıklı açılmasın diye yapılan zımni bir anlaşma kokuyor. Sarıgül “Çok yoruldular şehri de yordular” deyip teşekkür etmekle yetiniyor. Birazcık yeni yüz, “birazcık da biz yoralım” hepsi o kadar...
Akşam saatlerinde bir tartışma programı... Ahmet Hakan programa bu kez Sarıgül'ü davet etmiş. Üstüne basa basa “Sarıgül dedi mi yapar” salvoları. Durum o kadar fena ki Ahmet Hakan rahatsızlığını belirtmeden edemiyor. Saırıgül'ün kaşları çatılıyor. Ahmet Hakan “Ne o sinirlendiniz mi yoksa?​” diye soruyor. Program konuğunun yüzünde bir an 'muktedirin' yüz ifadesi parlayıp sönüveriyor. Ve programın sonuna doğru beklenen o söz nihayet hizmet aşkıyla yanan gönülleri serinletiyor; “Dersanelerin kapatılmasına karşıyım, cemaate zulüm yapılıyor”

‘YALOVA’

O her konuştuğunda Meclis şöyle bir sallanır gibi olur. O her konuştuğunda, O'nu seçen Yalovalılar başka bir hoş olur. O'nun adı Muarrem İnce'dir;CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı usta bir hatiptir o...
***
Aykırı Sorular'da konuğumuz bu sefer Muarrem İnce. Enver Aysever lafı Gezi'ye getiryor; Gezi direnişinin üstüne CHP'nin Hatay'da, Ankara ve İstanbul'da gösterdiği ve tepkilere neden olan  adayları soruyor. Hatip mi hatip vekilimiz durur mu hiç; bakın Nazım'dan ezbere okuduğu şiirle nasıl yanıt veriyor; “seni düşünmek güzel şey,seni düşünmek ümitli şeydünyanın en güzel sesindenen güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şeyseni düşünmek güzel şeyseni düşünmek ümitli şeyfakat artık ümit yetmiyor banaben artık şarkı dinlemek değilşarkı söylemek istiyorum Ben de onun gibi diyorum. Ben de artık muhalefet partisi milletvekili değil iktidar partisi milletvekili olmak istiyorum”
Eh ne diyelim; ihtiraslarına bugün Nazım'ı meze yapanlar yarın neler yapar kim bilir?

‘SUS İŞARETİ’

“Şimdi AKP dururken CHP'ye vurmak niye?​” diyenleri duyar gibiyim.
Öyle ya memlekette 'ana muhalefetin' içler acısı halini ne zaman eleştirseniz; “AKP'ye hizmet etmekle” suçlanarak ödüllendirilmek neredeyse bir adet haline geldi.
Neyse ki bu memlekette sadece düzen partileri yok.
Neyse ki bu memlekette Emek Partisi var, neyse ki bu memlekette insanların vicdanlarını kanatmadan oy verebilecekleri HDP var!
Çünkü HDP, düzen partilerine karşı alkın müzikteki “sus işareti”dir.

ÖNCEKİ HABER

Şehre ‘festival’ gelmiş

SONRAKİ HABER

Böl(ünme)mek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa